"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yanlış adımların ağır bedeli

Faruk ÇAKIR
05 Ocak 2022, Çarşamba
Her gün hemen herkes ekonomiyi konuşuyor, ama işler düzelmek bir yana, daha kötü hale geldi ve geliyor.

İktidarın da en büyük iddiası ülkemizi ekonomik anlamda büyütüp ‘dünyanın en büyük 10 ekonomisi’ seviyesine ulaştırmaktı. 

Bu iddia ve vaadlerin üzerinden 19 yıl geçti ve hedeflerin tutmadığı anlaşıldı. Devletin resmî kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Aralık 2021 enflasyonu yüzde 13.58 olmuş. Bu tarihe göre yıllık enflasyon da yüzde 36.08 olarak gerçekleşmiş. Bu rakamlar raflarla ve hayatın gerçekleriyle örtüşmese bile enflasyonda büyük bir patlama yaşandığını göstermez mi? Nitekim, bazı uzmanların oluşturduğu (özel) Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) farklı rakamlar açılmamış ENAG’a göre Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Aralık ayında yüzde 19.35 arttı. Yine ENAG’a göre 2021 yılındaki artış ise yüzde 82.81 olarak gerçekleşti.

Resmî rakamlar doğru kabul edilse bile bir aylık enflasyon rakamının yüzde 13.58 olması normal midir? Böyle bir tablo karşısında iktidarın, Türkiye’yi idare edenlerin ‘hiçbir şey olmamış gibi’ davranmaları, “2021’de tarih yazdık. Şu kadar ihracat yaptık, bu kadar büyüdük. Şu kadar yeni istihdam sağladık” şeklindeki beyanları bir anlam ifade eder mi? Evet, ihracat yapılmış olabilir. Fakat enflasyon rakamlarını dikkate almadan, onları yok sayarak sadece ‘iyi’ tablolar çizmek hakikati ortaya koymuş olur mu? Böyle bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz halde, nasıl olur da başka ülkeler bizi kıskanır? Bizdeki bir aylık enflasyon, bizi kıskandığı söylenen ülkelerdeki yıllık enflasyondan bazı ülkeler için katbekat daha fazla. Nasıl olur da bir aylık enflasyonu başka ülkelerin bir yıllık enflasyonundan fazla olan bir ülke kıskanılır?

Peki, bu gelişmelere rağmen market raflarındaki fiyatların düşmesini bekleyen ve bu hususta millete umut veren idarecilere ne demeli? Yıllık enflasyonun resmî makamlarca bile yüzde 40’a yakın açıklandığı bir yerde fiyatların geri gelme ihtimali var mıdır? Üstelik, yılın ilk günü yapılan ve yüzde 130’a yaklaşan elektrik zammından sonra bu nasıl mümkün olur? Tam aksine yapılan son zamlar ve açıklanan enflasyon rakamları önümüzdeki aylarda yeni fiyat artışlarının habercisi olarak görülebilir.

Bu artışlar sonrası, “Asgarî ücrete zam yaptık. Emekliye zam yaptık. Piyasa dengelendi” demek de bir anlam ifade etmez. Esas olan enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesidir. Yoksa bir yandan maaşlara zam yaparak, öte yandan da enflasyon yoluyla yapılan zammın geri alınması çare değildir. 

Çoğu defa hatırlatmaya çalışıldığı üzere ekonomiden ziyade hakkı, hukuku ve adaleti konuşmak icap eder. Fakat öyle bir tablo ile karşı karşıya kalınıyor ki, bilmecburiye ekonomi de gündeme girmiş oluyor.

Hakkı, hukuku ve adaleti yeterince konuşmuş olsak ve tabiî ki bunlar temin edilmiş olsa inanın ekonomiyi de enflasyonu da konuşmaya ihtiyaç kalmayacak. Ülke olarak hakkı, hukuku ve adaleti unutmuş olmanın cezasını maddî krizlerle çekiyoruz desek yanlış mı olur?

Yanlış politikaların, yanıltmaların ve aldatmaların ağır bedelleri ödeniyor, maalesef...

Okunma Sayısı: 1818
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ferhat ardıç

    5.1.2022 00:53:25

    Çok yorulduk ne zaman bitecek bu kötü günler bekliyip duruyoruz

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı