"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sorumlusu iktidar

Faruk ÇAKIR
19 Kasım 2025, Çarşamba
İyilik ve kötülük elbette ki kıyamete kadar devam edecek. Devletin yapması gereken, ‘iyi’leri teşvik ve ‘kötü’lere mani olmaktan ibarettir.

Son zamanlar neredeyse her gün bir ‘suç örgütü’ yakalanıp çökertiliyor. Türkiye’yi idare edenler bu konudaki sayıları açıklayıp ‘çok iyi çalıştıklarını ve suçlulara karşı kararlı bir şekilde mücadele ettiklerini’ ifade ediyorlar. 

Elbette suçlulara karşı mücadele doğru ve gereklidir. Ancak şu sorunun da sorulması icap eder: Ne oluyor, nasıl oluyor da bu kadar ‘suç örgütü’ teşekkül ediyor? Aynı soruyu, yolsuzluk, usulsüzlük, dolandırıcılık gibi konularda da sormak mümkündür. “Şu belediyede bu kadar yolsuzluk yapıldı ve yolsuzluk yapanlar yakalandı” haberleri aynı zamanda “Nasıl oldu da bunca yolsuzluk yapılabildi? Sistem yolsuzluk yapmayı nasıl oluyor da engellemiyor? Nasıl oluyor da yolsuzluk yapılması en baştan engellenemiyor?” sorusunu sordurmalı.

Bu gibi meseleler gündeme geldiğinde çok defa şöyle bir savunma dile getirilir: “Yolsuzluk, usulsüzlük gibi meseleler eskiden de vardı. O halde bu yolsuzluklara şaşmamalı.”

Acaba bu savunma haklı mıdır? Değildir, çünkü “Şu anda çok yolsuzluk yapılıyor” demek eskiden yolsuzluk yapılmadığını söylemek değildir. Nerede, kim ve ne zaman yolsuzluk, usulsüzlük ve haksızlık yapıyorsa ona karşı çıkmak, itiraz etmek insan olan herkesin vazifesidir. Dolayısıyla şu andaki haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı çıkmak, ‘eskiden olmuyordu’ demek olarak anlaşılamaz. Hem eskiden de yolsuzluk oluyor diye şimdiki yolsuzluklara sessiz kalmak savunulabilir mi?

Ayrıca gerek eskiden, gerek şimdi ve gerekse önümüzdeki senelerde yapılan ve yapılacak her türlü yolsuzluk, usulsüzlük ve haksızlıklarda son tahlilde sorumlu olan iktidar, hükümet, idareciler ve adı her ne olursa olsun siyasetçilerdir. Yeri geldiğinde bu kişi sisteme bağlı olarak başbakan, yeri geldiğinde cumhurbaşkanı, yeri geldiğinde ‘başkan’ olabilir. Dolayısı ile “Fırat kenarında bir kuzuyu kurt yese, İlâhî adalet bunu Hz. Ömer’den sorar” anlayışı gereği asıl sorumluyu görmek ve işaret etmek icap eder. “Artvin’in bir köyündeki yanlıştan niçin başbakan, başkan, cumhurbaşkanı sorumlu olsun?” denilmez. Böyle diyenler hakikati gölgelemiş ve ıskalamış olur. Memleketimizde yapılan iyi işlerden de ‘kötü iş’lerden de son tahlilde en baştaki idareciler sorumludur. 

Bu bakımdan “Şu kadar suç örgütünü çökerttik” diyen övünenler; “Ne yaptık da bunca suç örgünü zemin buldu, yeşerdi ve milleti canını yaktı” diye de düşünmeli ve kabahatin büyüğünü kendilerinde aramalı...

Okunma Sayısı: 181
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı