"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Görünmeyen dost kuvvetler (3)

Feyzullah ERGÜN
05 Nisan 2020, Pazar
İnsan sağlığını dengeleyen mikrobiyota faaliyetinin tahribata uğratılmadan sürdürülmesini ve etkisinin güçlendirilmesini engelleyen olumsuzlukların, göz ardı edilmeden bilinmesi ve bunlara uyulması, sağlıklı bir organizmanın vazgeçilmez şartlarındandır.

Sağlıklı bir mikrobiyotanın fonksiyonlarını bozguna uğratan aşırı temizlik sağlama düşkünlüğü, etkili dezenfektan hijyen malzemeleri, steril hayat tarzı uygulamaları ve gereksiz antibiyotik kullanılmasıdır. Modern hayatın evlere depoladığı deterjan ve çeşitli kimyasal temizlik maddeleriyle, steril bir çevre sağlamak için gösterilen çabalarla, sağlıklı mikrobiyotanın sayısı ve faaliyetleri olumsuz etkilenmektedir. Bu davranışlarla da etrafımızdaki faydalı ve dost kuvvetler, büyük zarar gördüğünden vücudun bağışıklık sistemindeki savunma gücü çökmeye yüz tutacak ve insanları alerjilere daha yatkın hale getirecektir.

Mikrobiyotanın gelişip güçlenmesi, bebeklik döneminde anne sütüyle beslenen bebeklerin bağışıklık sistemlerini desteklemek için, Rezzak-ı Hakikî’nin (cc) rahmet muslukları kanalıyla gönderdiği bu nimete bakıldığında, “Bebeğin günde yaklaşık olarak 800 mililitre süt emdiğini görmekteyiz. 800 mililitre süt, besin değeri açısından çok kıymetli bileşenlere sahip olsa da, bebeğin tükettiği bu miktar ile bağırsaklarına ortalama bir milyon yeni bakteri geçmektedir (Heikkila, 2003). Söz konusu bebek olduğunda, bir günde bir milyon bakteri gerçekten oldukça yüksek bir sayıdır. Bebeğinize faydası dokunacak bir milyon yeni bakteri, bebeğinizin bağırsaklarına anne sütü temel kaynağından gönderildiğini görmekteyiz.” 1 İlamaşallah böylece Rabb-i Rahim’imizin şefkat, rahmet eserlerini, Rezzak, Mürebbi ve Müdebbir (cc) isimleri aynel yakîn ve ilmel yakîn seviyelerinde müşahede edilebilmektedir. Ne yazık ki, anne sütüyle beslenemeyen bebekler, bu nimetlerden ve önemli bir sağlık desteğinden mahrum kalmaktadırlar.

Sağlıklı ve güçlü bir mikrobiyotayı engelleyen en önemli sebepler ise, psikolojik gerginlik ve stresler sonucu gerçekleşen uykusuzluk problemidir. “Mental (beyin) sağlığımızı korumada en önemli etkenlerden biri de uykudur. Yapılan çalışmalar, mikrobiyotanın uyku kalitesi üzerine de etkisinin olduğunu göstermiştir. Dengesiz bir bağırsak ortamı, karşımıza uyku problemi olarak çıkmaktadır. Bu durum doğrudan bağırsak mikrobiyotasını etkileyerek dengesizlik oluşmasına sebep olmaktadır. Ama bu durum DOĞRU BESLENMEYLE düzeltilebilir. Bağırsaktaki durum beynimizi etkilediği gibi, beynimizdeki durum da, bağırsaklarımızı etkiler. Bağırsaklarımızda yaşayan bu mikroplar, salgıladıkları maddeler aracılığıyla gerek doğrudan gerekse sinir yolları aracılığıyla beynimiz üzerinde etkili olmaktadır. Yakın dönemde yapılan birçok çalışma, söz konusu ruhsal problemler olduğunda, aslında bağırsaklarımızın da çok büyük rol oynadığını göstermektedir. Belki de sadece beslenme şeklimizde yapacağımız önemli değişiklikle, sorunun üstesinden gelebiliriz. Bu açıdan değerlendirildiğinde ruh sağlığımız için, bağırsak sağlığımız çok önemlidir. Bağırsaklarda yaşayan bu canlılar sadece ruh halini etkilemezler. Aynı zamanda karakter üzerine kısmen de olsa etki göstermektedir. Davranışlarımızı doğrudan etkileyen bu minik canlılar, hafıza ve öğrenme konularına da karışmaktadırlar. Mikrobiyotanın uyku kalitesi üzerine de etkilerinin olduğu gösterilmiştir. Dengesiz bir bağırsak ortamı, karşımıza uyku problemi olarak da çıkmaktadır.” 2

Yapılan araştırmalara göre, sağlıklı bağırsak mikrobiyotasını engelleyen başlıca nedenler “ Stres, SEDANTER yani hareketsiz yaşama, hazır gıdalar (trans yağ ve mısır şurubundan elde edilen früktoz (nişasta bazlı şeker), aşırı kırmızı et tüketimi, aşırı işlenmiş, çoğunluğu laboratuvarda üretilmiş, besleyici değeri olmayan YALANCI GIDALAR, aşırı miktarda kimyasal, toksin, antibiyotik, koruyucular, hormonlar, gıda boyası içeren ve duygulanım durumumuzu kötü yönde etkileyen beslenme şeklidir.” 3 Bu olumsuz şartlarda zayıflayan mikrobiyotanın, güçlendirme yollarının araştırılarak, uygulama metotlarının bir yaşama tarzı haline getirilmesi, sağlıklı hayatın temelini teşkil edecektir.

Dipnotlar:

1) Dr. Serkan KARAİSMAİLOĞLU, Age. s. 194. 2) Age. s. 241. 3) Prof. Dr. Metin BAŞARANOĞLU, İçimizdeki Çernobil, s. 48, Alfa Yayım 2020.

Okunma Sayısı: 1419
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı