Aydın, Manisa,Uşak,Tire,Torbalı çevre il ve ilçelerin de yoğun katılımıyla gerçekleşen program; Gıda kermesi ve neşriyat köşesiyle renk-lendi. Seminerin ilk bölümünde Risale-i Nur’da tarafgirlik ve inat konusu ele alınırken, ikinci bölümde Risale-i Nur’un aslî vazifesinden bahsedildi. “Bir mümin diğer bir mümine üç günden fazla kat-ı mukabele edemez” hadis-i şerifiyle sözlerine başlayan Hatice Avşar,  “İnat, şeytanî bir desisedir, batılı hak göstererek küfrü insan sûretindeki hayvanlara yutturuyor” dedi.  Avşar, “İnsana inat duygusu hakta şiddetli sebat etmesi için verilmişken insan zararlı ve zehirli bir şey için inat namına sebat ediyor” diyerek, Hakkı bulma meyli ve hakperestlik hakim olan bir müminde bu duygunun  olmayacağının altını çizdi.

Risale-i Nur inadı kırıyor

“İnsanın temerrüdünü arttıran fen ve ilimdir. İnsan bilmediğini bilmiyor ve kendini bilir zannediyor, bu da inadını arttırır” şeklinde konuşan Avşar, sözlerine şöyle devam etti: “Hakikat-i Kur’aniye’den süzülen Risale-i Nur atom bombası gibi ehl-i dalaletin temellerini ve tecavüzlerini parça parça ediyor. Kur’an’daki tekrarat kâfirlerin inadını kırdığı gibi, İhlas, Hucumat-ı Sitte ve İktisat Risalelerinin mabeynimizde sıkça okunmasındaki sebep dahi inat duygusunu kırıyor.”  İnat duygusunun insana hüsn-ü zan ve su-i zan nazarlarıyla baktırdığını, gizli kusurları dahi açığa çıkarttırdığını söyleyerek, “Gurur ve inadın birleşmesi sonucunda öyle günahlar oluyor ki beşer ona isim bulamamış, bu büyük zararın cezası yalnız cehennem olabilir” şeklinde konuştu.

ŞEVVAL KÖMÜRCÜ - İZMİR