Hiç kirliyim diyene rastlamadım, fakat bir çok sahada kirlilik hâkim. Elbette beşerin elinin, dilinin ve ayağının karıştığı ve karıştırdığı yerler de var. Kâinat müstesna, o bizi aşar, Onun sahibi her şeyin Sahib-i Ezelisi Cenâb-ı Lemyezel ve Kuddüs isminin tek sahibi Zat-ı Zülcelâl. Bunun dışında ses kirliliği, fikir kirliliği, çevre kirliliği, vücut kirliliği... Diğer bir manada temizliğin bütün zıtlarının sırıttığı çirkinlikler ve abes görüntüler ve hareketler...
Makalemizin başındaki ser levha “Temizlik imandandır.”1 sözü Peygamber Efendimizin (asm) sosyal hayata bakan ve bütün insanlık âlemini alâkadar eden, tenvir, ikaz ve irşad eden vazgeçilmez bir hadis-i şerifidir. Can evinden yakalamış görmüş ve söylemişler. 14 asır önce söylenmesine rağmen bugün daha elzem olduğu ortaya çıkmaktadır. Bilhassa “İmanla” kıyaslamaları temizliğin ne kadar önemli olduğu aşikârdır. Hayata geçmesi Efendimizin (asm) şefaatine yol açmaktadır.
Bu makaleyi yazarken, mezkûr hadis-i şerifi tefekkür ettikçe derununa indikçe bırakın makaleyi, kitapların yazılması elzem olduğunu hissettim. Tek bir konuyu ele alsak bitmiyor. Biz birkaç satır başı ile iktifa ediyoruz. Yorumlarını okuyucularımıza, ihvana bırakıyor ve onları araştırmaya sevk ediyoruz. Çünkü Hz. Bediüzzaman’ın buyurduğu gibi “akla kapı açmak” çağımızın en tesirli eğitim silâhlarındandır.
Şimdi bu hadis-i şerifin şemsiyesi altında soruyorum: Siyasette fikir, konuşma, proje üretme, vaadlerin tahakkuku, dün ile bugünkü sözler, millî birlik ve beraberlikte beyanlar, zengin ve fakir diyaloglarında temizliğin neresindeyiz? Eğer sosyal hayata bakan bu yol ve çizgiler üstünde hata yapıyorsak o cetveller kirlenmiştir, temizlenmesi lâzımdır. Her kişi ve kurum kendinden mesuldür. İşte imanın düşündürdükleri..
İnsan bedeninden okullardaki çocukların her türlü temizliklerine kadar ve hatta okudukları kitapların içindeki bilgilere kadar, sokaklardan büyük şehirlerin büyük bidonlarına atılan tonlarca artık ekmeğe kadar... Şehir pisliklerinin çaylara, göletlere ve denizlere akmasına kadar tedbir almak, çağın gereği teknolojiyle temizliğin zirvesine çıkmak bu hadisin ayrı bir işaretidir. Neresindeyiz? Türkiye’de takriben 25 milyon kişi sigara içiyor, bunun dumanının neresindeyiz? Başlıca bir konu, sayısız konferanslar verdim...
Yalnız Türkiye’de ulusal ve karasal toplam 553 televizyon ve 1120 radyo 5 bin 665 gazete ve dergi bulunmaktadır. Hep birlikte bakalım ve eğri oturup doğru konuşalım. Çünkü Hz. Peygamber (asm) Hud Sûresi 112. âyeti kast ederek “Hûd Sûresi beni ihtiyarlattı”2 buyurmuştur. Şimdi zikredilen yazılı görsel basının içinde, icraatında ve yayınında makalemin serlevhası olan hadisin neresindeler ve neresindeyiz? Kaçı yapıyor, kaçı yapmıyor? Eğer azınlıkta isek vay halimize, işte fikir kirliliği?
Bu bitmez hadis-i şerifi Cenâb-ı Allah’ın Kuddüs isminin tefsirini Hz. Bediüzzaman’ın lisanıyla yapılan tefekkürî bir yorumla noktalayalım kâinat denizinde:
“..Bir insan, bir ayda yıkanmazsa ve küçük odasını süpürmezse çok kirlenir, pislenir. Demek bu saray-ı âlemdeki paklık, sâfilik, nuranîlik, temizlik, mütemadiyen hikmetli bir tanziften, bir dikkatli tathirden ileri geliyor. Ve eğer o daimî tathir ve süpürmek ve dikkatle bakmak olmasaydı, bir senede bütün hayvanların yüz bin milletleri arzın yüzünde boğulacaklardı. Ve semâvâtın fezasında tahribe ve mevte mazhar olan kürelerin ve peyklerin, belki yıldızların enkazları, başımızı ve diğer hayvânâtın başlarını, belki küre-i arzın başını, belki dünyamızın başını kıracaklardı, dağlar büyüklüğündeki taşları başımıza yağdıracaklardı…”3
Dipnotlar: 1- Müslim, Tahâret: 1; Dârimî, Vudû’: 2; Müsned, 5:342, 344; El-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 291. 2- Tirmizî, Tefsîr-i Sûret-i; El-Hâkim, El-Müstedrek, 2:343. 3- Risale-i Nur Külliyatı, 30. Lem’a, B. S. Nursî