Z kuşağı olarak ifade edilen yeni nesil gençliği bizlere yanlış tanıtılıyor.
Z kuşağı ferdî hareket eden, toplumdan soyutlanmış, sadece eğlenmeyi seven gençler olarak gösteriliyor. Halbuki Bediüzzaman Hazretleri’nin “Bize bir nesl-i cedîd lâzımdır” diyerek haber verdiği bu gençler, gösterildiğinden çok farklı. Gençlerle bağımızı ve bağlantımızı güçlendirmek lâzım.
Yoksa onlara uzak durarak onları tanımak mümkün değildir.
Gençlerin hissiyatlarına yaklaşanlar, ancak onları tam anlayabilir ve hakkıyla tanıyabilir. Gençlerin mükemmel istidatlarının yapabileceği müsbet vazifeler onları tanımakla keşfedilir. Gençlerden eskiyi istemek doğru değildir. Bediüzzaman Hazretleri’nin ifadesi ile eski hâl yüz arşın ayrılmıştır. Bu ayrılık maddî uzaklıktan ziyade fikrî ve ruhî bir uzaklıktır. “Biz eskiden şöyle yapardık” deyip gençlere tavsiye verirken yeni zamanın şartlarını da düşünerek konuşmak gerektir.
Her şeyi yenileyen ve tazeleyen Rabbimiz, elbette insanların maddî ve manevî âlemini de bu yenilenmeye tâbi tutmaktadır.
İşte Z kuşağı olarak tarif edilen gençler insanlığın yeni fertleridir. “Bazı ehl-i gayret ve hamiyette de meyl-i tahrip meleke olmuş; tâmire pek alışık değildir. Bazı ehl-i tecrübe ve tâmir ise, eskisine bir derece meyil ile, istidatları pek müsâit değildir. Demek, bize bir nesl-i cedîd lâzımdır.” (Münâzarât)
Gelen nesil kesinlikle tahrip nesli olmayacaktır. Çünkü istidatları yeniliğe açıktır. Bediüzzaman Hazretleri “...Ben de sizinle konuşmayacağım. Şu tarafa dönüyorum; müstakbeldeki insanlarla konuşacağım.” diyerek, yeni nesil gençliğini bizzat muhatap almıştır.