Nur mesleği Ahrar/Demokrat siyasî akımı desteklemeyi gerektirir. Üstad Bediüzzaman, Risale-i Nur Külliyatı’nda bu siyasî akıma ve onun siyasetteki temsilcilerine desteğini beyan etmiş ve Nur Talebeleri’nden onlara destek vermelerini istemiştir. 1
O, Osmanlının son döneminde İttihad ve Terakki yönetimi zamanında Ahrarları, Cumhuriyet döneminde 1950’lerde Demokratları desteklemiş, Demokrat olmayan Eşref Edip, Necip Fazıl gibi dindar kimlikli siyasîlere asla iltifat etmemiştir. 2
Üstad’ın vefatından sonra Merhum Zübeyir Gündüzalp, Nur Talebeleri’yle birlikte Nur dairesinde istişare sistemini kurmuş, bu yolla onların imanî olduğu gibi siyasî vahdetini de tahakkuk ettirmiştir. Zübeyir Ağabey 1971’de vefatına kadar, seçimlerde Ahrar/Demokrat güçlere desteğini devam ettirmiş ve Nur Talebeleri’nin aynı güçlere destek vermeye devam etmelerini tavsiye etmiştir.
Nur Talebeleri, 1980’e kadar istişare sistemini işleterek birlik beraberlik içinde Demokrat güçleri desteklerken, Demokrat olmayan siyasî hareketlerden ve partilerden uzak durmuşlardır.
DEMOKRAT İKTİDARLAR TÜRKİYE’Yİ HER ALANDA KALKINDIRDILAR
Milletin teveccühüne mazhar olan, başlarında Adnan Menderes ve Süleyman Demirel’in bulunduğu Demokrat iktidarlar, bir yandan Demokrasiyi; adalet ve hürriyetleri ülkede tesis ederlerken, diğer yandan vatan sathını fabrikalar, yollar, köprüler ve barajlarla donatarak tarım ve sanayi üretimini teşvik ederek Türkiye’yi maddeten kalkındırmış ve ileriye götürmüşlerdir.
O dönemde yurt dışındaki imajımız da mükemmel idi; komşuları ve diğer devletlerle karşılıklı menfaatlere dayanan dostane ilişkiler kuran ülkemiz, hür medenî dünyada ve İslâm âleminde kendisine gıpta ile bakılan Demokrat, saygın ve müreffeh bir İslâm ülkesi olarak temayüz etmiştir.
Onların bu başarılarını ve ülkenin ilerlemesini hazmetmeyen iç ve dış fesat şebekeleri, askerleri kışkırtarak 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 tarihlerinde darbe yolu ile onları yönetimden uzaklaştırmışlardır. Münafık 12 Eylül darbecileri, Nur Talebeleri’ni fitne – fesat oyunlarıyla birbirlerine düşürerek ayrıştırdılar, yollarına makam, mevki ve maddî imkân tuzakları kurdular.
Ne yazık ki Yeni Asya Camiası haricindeki diğer gruplar kurulan tuzağa düştüler. Demokratlardan desteklerini çekerek Demokrat olmayan ehliyetsiz, Vizyonsuz, ön görüsüz siyasilere ve cereyanlarına destek vermeye başladılar.
DEMOKRAT OLMAYAN İKTİDARLAR ÜLKEYİ GERİ GÖTÜRDÜ
Nur Talebeleri’nin desteği çekilince güçsüz kalan Demokratlar, derin odakların fitne oyunlarıyla geçici olarak siyasî sahanın dışına itildiler. Meydan Demokrat olmayan siyasîlere kaldı.
Bu siyasîlerin Türkiye’yi getirdikleri son durum içler acısıdır. İçte adalet, hak ve hürriyetler yerde sürünürken, ülke kaynakları üretim alanları yerine saraylar, dev alış veriş merkezleri, lüks devlet binaları, gökdelenler inşa etmek gibi geri getirisi olmayan ölü alanlara, israf ve şatafata harcanarak çarçur edilmiş, ülke fakirlik ve yoksulluğa mahkûm edilmiştir.
Türkiye’nin dışarıdaki imajı perişan bir haldedir. İzlenen yanlış dış politikalarla bir kaçı hariç İslâm Âleminde ve dünyada dostu olan bir devlet kalmamıştır.
Son söz: Nur Talebeleri’nden beklenilen, Demokrat olmayan siyasîlere verdikleri desteğin nelere mal olduğunu görüp özeleştiri yaparak artık onlardan vazgeçmeleri, Üstadın yaptığı gibi vatan, millet ve Kur’ân maslahatı namına zaman kaybetmeden Demokrat güçlere destek vererek onları ayağa kaldırıp tekrar iktidara taşımalarıdır.
Dipnotlar:
1- Emirdağ L. 2, YAN, s. 352; s. 535-36.
2- A.g.e., s. 364.