"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyasîlerin Bediüzzaman’a ve Risale-i Nur’a ilgisi

İbrahim ERSOYLU
10 Ocak 2020, Cuma
Ülkemizi yönetmiş olan siyasîlerden Ahrar / Demokrat güçler, Bediüzzaman ve Nur Talebelerine sıcak ilgi gösterip hizmetlerine destek verirken, Demokrat olmayanların kimisi onlara zulüm yapmış, kimisi onlara bigâne kalarak onları önemsememiş, kimisi de onlara müdahale ederek tesanütlerine ve hizmetlerine zarar vermiştir.

1950 öncesi tek parti yönetimi döneminde Demokrat olmayan müstebit yöneticiler, Bediüzzaman ve Nur Talebelerine mahkemeleri ve güvenlik güçlerini musallat ederek hizmetlerini engellemeye çalışmışlar, onlara hayatı çekilmez hâle getirmişlerdi.

1950’de iktidara gelen, başlarında Adnan Menderes’in bulunduğu Ahrar / Demokratlar ise, Bediüzzaman’a ve Nur Talebelerine yakın alâka göstermişler, iman hizmetlerine destek vererek Risalelerin neşri yolunu açmışlardır.

Adnan Menderes ve ekibi, Üstada ve Nur Talebelerine muhabbet ve hürmet göstermiş, serbestçe iman ve Kur’ân hizmeti yapabilmeleri için onlara zemin hazırlamıştır.

Daha sonraki yıllarda aynı siyasî akımın temsilciliğini yapan ve yıllarca Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapan Süleyman Demirel ve ekibi de, Üstad’a ve Nur Talebelerine sevgi ve saygı göstermiş ve hizmetlerine destek vermiştir.

Demirel, 1990’larda muhalefet lideriyken Türkiye İşadamlarının Taksim Marmara Oteli’nde düzenledikleri toplantıda bir gazetecinin “Said Nursî ve Nurcuları niçin müdafaa ettiği sorulduğunda, büyük bir cesaretle, “Bediüzzaman Said Nursî büyük bir Kur’ân müfessiridir. Bunun aksini söyleyenin alnını karışlarım. Sen onun kitaplarını okudun mu?” diye cevap vermiştir. Bu olaydan sonra Külliyatın o çevrelere satışında dikkat çekici artış olmuştur.

Demirel, Münâzarât, Divan-ı Harbî Örfî gibi eserleri bolca satın alarak, kendisini ziyarete gelenlere hediye edip onları okumalarını tavsiye ettiğini bilmekteyiz.

Demirel, ömrünün sonuna kadar, Nur Talebelerine ve Risale-i Nur’a yakın ilgi göstermeye devam etmiştir.

Nurun ölçülerine aykırı olduğu halde, günümüzde büyük bir Nur Talebesi kitlesinin desteğini alan ve Demokrat olmayan hâkim siyasîlerin, Risale-i Nur’a pek sıcak ilgi göstermediklerini, Nur Talebelerine ilgisiz davrandıklarını görmekteyiz. Bilâkis Risalelere Bandrol ve devlet tekelini dayatarak uzun süre neşrine ne yazık ki mani olmuşlardır.

Üstadın iman, eğitim ve anarşi gibi ülkenin dinî, siyasî ve sosyal meselelerine, Risale-i Nur’da çözümler ortaya koyduğu halde hâkim siyasîler, bunlardan istifade etmeye yanaşmadıkları esefle müşahede edilmektedir.

Önceki Diyanet Reisi’nin İnisiyatifiyle bir kısım Risaleler sınırlı sayıda bastırıldıysa da, bunların tanıtım ve neşrinin, diyanet personellerine ve kamuoyuna arzının pek yapılmadığı görülmüştür.

Son söz: Üstad ve Külliyattaki siyasî ve içtimaî ölçüler, siyaseten Ahrar / Demokrat güçleri desteklemeyi gerektirirken, halâ Nur Talebelerinin önemli bir kesimi, Bediüzzaman ve Risalelere bigâne kalıp onlara ilgi duymayan Demokrat olmayan hâkim siyasîlere destek vermeye devam etmeleri çok gariptir.

Okunma Sayısı: 3978
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Turan

    10.1.2020 16:59:18

    Tarafgir olmak,taraftar olmaktan tehlikelidir.İkisini birbirine karıştırmamak gerektir.Üstad ne buyuruyor;Hakiki dindar siyasetçi,hakiki siyasetçi de dindar olamaz.Dolayısıyla;Üstadımızın prensipleriyle ve tavsiye etmiş olduğu hakikatlerle hareket edenler,gerçek Demokrat/Ahrâr şahıslardır,aksi yönde hareket edenler ise,asla ve kat'â Demokrat yahut Ahrâr olamazlar.

  • Mürsel

    10.1.2020 16:54:28

    Bu ezberler ve zaman dışılıklar bizi yordu bitirdi.Hele yurt dışında olunca güncel/ akanla bağlar iyi kopuyor.

  • kerem gündoğan

    10.1.2020 11:56:52

    Abdullah Tunç konuyu çok güzel aktarmış,umulur ki yeni asyadaki kardeşlerimiz siyasi daireden uzaklaşıp hizmet dairesine dönerler vu bu hizmetin adını siyasetle andırmazlar ve belkide üstadıma bir zarar gelir(ben bu gazetede siyasi yaklaşımlarda bulunarak tarafgirlik hissini uyandırıyorum) deyip üstadımızın fotoğrafını gazetenin önyüzünden kaldırırlar,sizleri çok seviyoruz ve hizmet dairesine dönmenizi arzu ediyoruz,birlik olmaya ihtiyaç var.

  • Abdullah Tunç

    10.1.2020 08:49:16

    Ahrarların,nDemokratların dışındaki siyasilerin,bir kısım Nır Talebeleri ta rafımdan desteklenmeleri,ya çıkardır, ya korkudur veya Bediüzzaman'nın si yasi temel fikir ve düşüncelerini bilme mektir. Dört parti tahlilinde,siyasi akım leri birbirine karıştırmaktır.Bilhassa millet partisi zihniyeti ve versiyonları ile ahrar çizgisini birbirinden ayırama maktır.En büyük hatanın yapıldığı,en büyük siyasi sapmanın olduğu nokta burasıdır. Halbuki millet partisi versi yonlarını fikir,düşünde ve tavır ve davranışlarına ve icraatlarına bakıldı ğında,bunların demokratlıkla yakın dan uzaktan bir alakalarının bulunma dığı görülecektir. Risale-Nur okuyanla rın,Risale- Nur'un epaçık siyasi temel ölçülerine rağmen nasıl oluyor da millet partinin versiyonlarına kapılıp ,,aldanıp gidiyorlar,anlamak mümkün değildir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı