21 Şubat 1970 yılında Merhum Zübeyir Gündüzalp’in öncülüğünde Nur Talebelerinin meşveretiyle kurulan Yeni Asya gazetesi, Camiasının günlük lâhika mektubu olması yanında, Risale-i Nur’un Medyadaki dili olarak doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu basın yoluyla göstermektedir.
GAZETE RİSALE-İ NUR’UN DOĞRU MESAJINI YANSITIYOR
Gazete, meslek-meşrep hususunda doğru ve yeterli bilgiye sahip uzman bir kadro tarafından Risale-i Nur ölçülerine göre yayınlandığından, siyasî ve sosyal hadiselere müstakim ve gerçekçi teşhisler ve hal çareleri göstermektedir.
Diğer taraftan imana, İslâm’a, Üstada ve Risale-i Nur’a nadanlar tarafından bir hücum vaki olması durumunda cesaretle ona göğüs gererek, münasip cevabı veren yegâne gazetedir. O edepli üslûbuyla, okuyucusunun din ve dünya hayatına lâzım olan bilgilerle donatan, onları ifrat ve tefritten uzak müsbet harekete kanalize eden benzersiz bir yayın yapmaktadır.
YENİ ASYA GEÇMİŞTE BİZİ HİÇ YANILTMADI
Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamd-ü senalar olsun ki biz, 1975 yılından beri ara vermemeksizin onun okuyucusu olmakla müşerref olduk. O yıldan bu yana köprünün altından çok sular aktı, çok sayıda askerî darbe, sosyal ve siyasî fırtına, kasırga ve depremler yaşadık. Ona rağmen Yeni Asya çizgisinden hiç savrulmadık. (Elhamdulillah, haza min fadli Rabbi.)
Gazetemiz, o hadiselere karşı aldığı tutumla bizi hiçbir zaman yanıltmadı. Dönüp geriye baktığımızda bize, “Şu meselede gazetenin tavrı yanlış oldu” dedirtmedi. İstisnasız hangi tavrı aldıysa, o meselede zaman onu haklı çıkardı.
Zaman zaman onun okuyucusu iken şahsî garaz, siyasîlerin bahşettiği makam- mevki, maddî destek sebebiyle yayını beğenmeyerek ona kızanlar, ona ağır tenkitler yönelterek okumayı terk ettiler. Camiasından ayrılıp muhalif cepheye iltihak ettiler. Ama daha sonra zaman onu haklı çıkardığını gördükleri halde çoğu, hakperestlik gösterip “Yeni Asya haklı çıktı. Ben yanılmışım. Ona avdet etmeliyim” demedi.
“En katî fazilet odur ki, düşmanları dahi onu tasdik etsin” kaidesince, Gazetenin yaptığı önemli vazifeyi, 28 Şubat (1997) darbecileri, “Yeni Asya Gazetesi devamlı olarak topluma Nurculuk aşılamaktadır” kaydını MGK kararlarına tescil etmişlerdir. Darbeciler bunun farkına vardıkları halde, bazı dâvâ arkadaşlarımız diğer Nur grupları, bunun farkına ne yazık ki şimdiye kadar varamadılar. Onlar, medyada kendi dâvâlarına hizmet eden misilsiz, yegâne gazeteyi tebrik, tebcil ederek ona sahip çıkacakları yerde, onu görmezden gelmektedirler. Bazıları ise akıl almaz bir tavırla ona husûmet besleyip, onun susmasını temenni etmektedirler. Çok yazık.
GAZETEMİZ BASIN YOLUYLA MANEVÎ CİHAD YAPMAKTADIR
İnancım odur ki, Yeni Asya yaptığı doğru ve muktesit yayını sebebiyle, medya sahasında farz-ı kifaye manasında büyük bir manevî cihadı deruhte etmektedir. İdarecilerini, yazarlarını, çalışanlarını ve okuyucularını bu cihadın mücahitleri olarak görüyorum. Bu cihadın uhrevî sevabı azimdir. Başta Hz. Peygamber (asm) olmak üzere Hz. Üstadımız, Zübeyir Ağabey ve berzaha göçmüş diğer Nur Talebeleri, mana âleminden onları alkışladıklarını düşünüyorum. Camianın şahs-ı manevîsini temsil eden Umumî meşveret Heyeti’nin seçtiği Yönetim Kurulumuz, önümüzdeki 21 Şubat’ta 50. yılını bitirip ikinci bir 50. yıla girecek olan Yeni Asya için Bronz, Gümüş, Altın, Platin ve Elmas kartların verildiği bir kampanya başlatmış bulunmaktadır.
Son söz: Üstadımız ve Risale-i Nur’un daha iyi ve daha geniş çevrelere doğru bir şekilde tanıtılmasını istiyorsak, gücümüz nispetinde bu kampanyaya katılıp Yeni Asya’ya daha çok sahip çıkmamız lâzımdır. Gazetenin tirajı daha çok olur ve sesi daha gür çıkarsa, Türkiye’nin bozulmuş olan siyasî ve sosyal istikrarının düzelmesine vesile olması kuvvetle muhtemeldir.