Evet, her nimetin zekâtı vardır. Zekât, temizlemek, arındırmak, ziyâdeleşmek ve bereket demektir.
İşte bu bakımdan zekâtı verilen nimet azalmaz, bilakis artar ve bereketlenir. Telef olmaz. Para ve malın zekâtı olduğu gibi, diğer nimetlerin de zekâtı vardır.
Tebessüm, sünnettir ve yüzün zekâtıdır. Teşekkür ve zikir dilin zekâtıdır. Tefekkür ve güzel düşünce beynin zekâtıdır. Namaz, ömrün zekâtıdır. Çünkü, Kur’ân ve hadislerde: “Namazı kılın zekâtı verin!” şeklinde zekâtla namaz hep beraber zikredilmiştir.
Kırkta bir vermek mal ve paranın zekâtı olduğu gibi, ömrün zekâtı da namazdır.
Tebliğ ve tebşir görevinde bulunmak, ilmin zekâtıdır. Başkalarına yardım etmek, gücün zekâtıdır. Eşya taşımada yardımcı olmak gibi.
Akıl ve fikir vermek, aklın zekâtıdır. Arabaya birini almak, arabanın zekâtıdır. Kur’ân ve hadis okumak, dimağın zekâtıdır.
İmanî ve Kur’ânî eserleri okumak gözün zekâtıdır. İmanî ve nebevî eserleri dinlemek, kulağın zekâtıdır.
İmanî ve Kur’ânî derslere yürümek, ayakların zekâtıdır. Kur’ânî ve imanî eserleri anlamak için düşünmek ve tefekkür etmek ve gayretli olmak beynin zekâtıdır. Tesbih çekmek, parmakların zekâtıdır. Ellerle, Kur’ân ve kitap tutup okumak ellerin zekâtıdır.
Sırtımızda imanî eserleri ve faydalı şeyleri taşımak sırtımızın zekâtıdır. Evimizde ders yapmak ve eve ders almak, evin zekâtıdır.
Gazete, matbuat, medya ve teknolojik nimetlerle yaptığımız hizmetler, sahip olduğumuz teknolojik nimetlerinin zekâtıdır. İmana, İslâm’a, insanlara hizmet etmeyi hayal etmek, hayalimizin zekâtıdır.
Parmaklarımızla yazı yazmak suretiyle tebliğ ve tebşirde bulunmak, parmaklarımızın zekâtıdır.
Zekâtlarınız ve sadakalarınız bol olsun. Amel defteriniz sevapla dolsun!
İman, İslâm, ihlâs, ilim, hilim, namaz, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.