Yani iktidar lâf değil, icraat yeridir. Birşey dediyse, onun gereğini yapma makamıdır.

Bilhassa çekişmeli konularda çok daha büyük önem kazanan bir yönetim prensibi bu.

Güncel örneği Kuzey Suriye harekâtları.

Özellikle de Barış Pınarı operasyonu.

Çok iddialı söylemlerle başlatılan ve “ara verilinceye kadar” da öyle götürülen bu harekât için Cumhurbaşkanı Beyaz Saray buluşması öncesinde “Eğer bölge teröristlerden temizlenmezse kesinlikle devam edecek” demişti.

Ama artık bu söylemleri tekrarlamıyor.

ABD’nin de, Rusya’nın da mutabakat konusu bölgeleri teröristlerden arındıramadıklarını söylemeye devam etmesine rağmen.

Ve anlaşıldığı kadarıyla, bu konu dahil, Beyaz Saray’a götürdükleri listedeki bütün maddeleri Trump’ın tekrar seçim kazanması ümidine bağlamış ve bu yüzden bunların tamamını adeta rölantiye almış durumda.

ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlar için “Netice alamazsak gereğini yaparız” söylemi şu aşamada Dışişleri Bakanına devredilmiş.

Ama onun mesajına cevap Rusya Savunma Bakanlığı’ndan geliyor: “Askerî eylemlere başlanması yönünde çağrı içeren açıklamalar yalnızca durumu daha da gerginleştirir...”

Ruslarla ortak devriyelerin devam ettiğini söyleyen bizim Savunma Bakanı “Bunun dışında zorluklarımız var, ama aşacağız” derken muhtemelen bu cevabı da kast ediyor.

Zorlukların nasıl aşıldığını ise Rusya Dışişleri Bakanı açıkladı: “Türkiye yeni bir harekât yapmayacağına dair bize güvence verdi...”

Bu arada ABD’nin “petrolü güvenceye almak” için kaldığı bölge dışındaki üslerin çoğunda artık Rus askerleri var ve bölgedeki Rus ağırlığı iyice arttı. Şam ordusunun da.

YPG için ise Trump üstelik Erdoğan’ın yanında “Kürtler durumdan memnun” diyor.

Tablo şu: YPG bir miktar çekilmiş gibi görünse de duruyor. ABD petrol bölgesine çöreklenmiş. Diğer bölgelerin çoğu Rus ve rejim hâkimiyetinde. Türkiye’nin elinde tuttuğu bölgeler ise her an terör tehdidi altında. 

Son örneği El Bab’da18 can alan saldırı.

Durum bu. Bakalım, işin sonu ne olacak?