Geçtiğimiz günlerde Ege’nin iki hizmet emektarı dört gün arayla rahmet-i Rahman’a kavuştu.
Mehmet Özkan’ın ardından vefat eden Cafer Sadık Çim de 1952’de tanıyıp birlikte hizmet ettiği Zübeyir Gündüzalp’le beraberliğinden sonra sadakat ve istikametini hiç bozmadan hizmete devam etmiş bir son şahit ve emektar bir isimsiz kahramandı.
Şanlıurfa PTT’sinde görevliyken tanıştığı Zübeyir Ağabeyle hatıralarını anlatırken şöyle diyor Cafer Sadık Ağabey:
“Zübeyir Ağabeyin Urfa’ya gelişi 1952’nin ilk aylarıydı. Postanenin büyük bir bahçesi vardı. Orada çok verimli ve heyecan verici dersler yaptık. Zübeyir Ağabeyin hal ve hareketleri, konuşması, heyecanı ve bilgisi hepimizi etkilerdi.
“Onun beni en çok etkileyen yönü nezaketi idi. Çok nezih bir insandı. Ondan hiç ‘ben’ ifadesini duymadım. Üstadın terbiyesini çok iyi almıştı.
“Afyon hapsine girdikten sonra iki buçuk yıl açığa alınmıştı. Bu iki buçuk seneye ait biriken maaşları bir seferde kendisine iade edildi. Bu toplu parayı, kuruşuna bile dokunmadan, hizmette kullanılmak üzere Üstada gönderdi. Urfa dershanesinin masrafları da kendisine aitti. Esas amacı hizmetti. Oradaki dört-beş kişiyle ne muazzam hizmetler yapardık. O zamanki hizmet şevkimizi ve aşkımızı hatırlıyorum da, hâlâ hayret ediyorum.
“Urfa’dan ayrılırken kendi paramla bir bavul risale almıştım. Zübeyir Ağabey bana kitapları verirken dedi ki: ‘Risale-i Nur’u, okuyana vereceksin. Okumayan insanlara vererek telef ettirme.’ Memleketime geldikten sonra da irtibatımız devam etti. Mektuplaştık. Mektuplarında beni hizmete teşvik etti.”
Cafer Çim 1957’de Isparta’daki evinde ziyaretinde Üstadla sohbetini şöyle anlatıyor:
“Üstad ‘Nurları okuyor musun?’ dedi. ‘Okuyorum’ dedim. ‘Hangilerini?’ dedi. ‘Mektubat, Lem’alar, Asa-yı Mûsa’yı’ dedim. ‘Nasıl okuyorsun?’ dedi. ‘Lûgata bakarak’ dedim. ‘Oku, ama manasına girmeye çalış’ dedi. Beni 30 yıllık talebe olarak kabul ettiğini söyledi.”
Cafer Ağabeyin genç nesillere çağrı ve tavsiyeleri ise şunlar:
“Evvela birbirlerini çok sevsinler, uhuvvete önem versinler. Risale-i Nur’u çok okusunlar. Mütalaa ederek, anlayarak, iç âlemine girerek okusunlar. Üstadı, eserlerine derinlemesine nüfuz ederek anlasınlar.”
Ailesinin başı sağ olsun. Allah Cennetinde buluştursun.