"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanet’in de Risale-i Nur’a ihtiyacı var

Kâzım GÜLEÇYÜZ
04 Şubat 2014, Salı
Risale-i Nur’un Diyanet’çe neşri talebinin bizzat Bediüzzaman tarafından iletildiği ilk Diyanet İşleri Başkanı, 1951 Ocak’ında vefat eden Ahmet Hamdi Akseki.
Ondan sonraki reislerden Eyüp Sabri Hayırlıoğlu döneminde de konu gündeme gelmiş.
DP Isparta Milletvekili Tahsin Tola’nın girişimleri ve Başbakan Menderes’in tavassutu ile.
Şahiner’in Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî kitabında anlatıldığına göre:
Dr. Tola 1956’da önce Said Nursî ile konuşarak eserlerinin yeni yazıyla basılması için müsaadesini almış. Sonra, iki milletvekili arkadaşıyla birlikte Menderes’le görüşüp, ona risalelerin neşriyle sağlanacak üç sonucu anlatmış:
(1) Dahilde anarşi tehlikesinin bertaraf edilmesi. (2) İslam dünyasının Türklere eski muhabbetinin yeniden kazanılması. (3) Menfî kavmiyetçilik fikirlerinin izalesi ve Müslümanların ebedî saadet ve selâmetlerinin temini.
Bunun üzerine Menderes Tola’ya, “Pekâlâ, bu iş için sizi görevlendiriyorum, Diyanet Reisi ile görüşün, eserler derhal basılsın” demiş.
Ve Tola, Diyanet İşleri Başkanı Hayırlıoğlu’na gidip durumu ona anlatmış. Reis, “Tahsin Bey, size itimat ediyorum, ama Adnan Beyle bir de ben görüşeyim” diye cevap vermiş.
Aradan zaman geçmiş; ses seda çıkmayınca Tola Reise tekrar giderek neticeyi sorduğunda ondan hiç beklenmeyen şu karşılığı almış:
“Adnan Beyle görüşmek mümkün olmadı. Bu kıyafetle gidip daima kapısında beklemem hoş olmuyor. Bu sebeple Müsteşar Ahmet Salih Korur’la görüştüm. O da bana ‘Sen ne yapıyorsun hocam? Bu eserlerin neşredilmemesi için Said-i Kürdî’nin ismi kâfi değil mi?’ dedi.”
Bunun üzerine Tola Isparta’ya giderek durumu Bediüzzaman’a arz etmiş. O da “Pekâlâ” diyerek, Tola’ya eserleri bastırma izni vermiş.
Tola derhal Ankara’ya giderek, kâğıt sıkıntısının çekildiği o devirde DP hükümetinin gösterdiği kolaylıkla temin edilen kâğıda risalelerin basımını başlatmış  (s. 350-1). Ankara Hukuk Fakültesi öğrencileri Atıf Ural ile Mustafa Türkmenoğlu bu hizmetin öncüleri olmuşlar.
O dönemde risaleleri Diyanet’in basması, eserler üzerindeki “yasak” baskısının kırılması açısından bilhassa önem arz ediyordu. Olmadı. Ve Risale-i Nur kendi yolunu kendisi açtı.
Gelinen noktada çok sayıda yayınevi risaleleri neşrediyor. Dahası, eserlerin birçok dünya diline yapılmış tercümeleri de yayınlanıyor.
Yani, Risale-i Nur’un Diyanet’e ihtiyacı yok.
Ama Diyanet’in Risale-i Nur’a ihtiyacı var.
Onun için şu aşamada İşaratü’l-İ’caz’ı basması, fazlasıyla gecikmiş olsa dahi, bu ihtiyacı karşılama sürecinin başlaması noktasında önemli bir adım olarak görülebilir. Bu adımla birlikte şimdiye kadar risalelere kapalı tutulan camiler külliyata açılır ve camilerdeki irşad hizmetleri Risale-i Nur yaklaşımıyla şekillenirse, bunun çok yönlü ve çok boyutlu kazanımları olur.
Diyanet, resmî şablonun soğuk kıskacından kurtulup, ümmetle gerçek anlamda kucaklaşır.
Okunma Sayısı: 2277
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ramazan tavşan

    4.2.2014 17:20:00

    Arkadaşlar teşekkür edildi ya. Sabah akşam bunu vird gibi tekrar mı etmek lazım. AKP nin dümen suyuna kapılıp her yaptığını hoş görmemiz mi lazım. Diyanet bir risale bastı diye her şeyi bırakıp oraya mı koşmak lazım. Şunu unutmayın! Yeni Asya bir siyasi partiden ve ya bir siyasi liderden (bu kim olursa olsun) çok daha büyüktür. Lütfen Yeni Asya yı da şunun bunun dümenine sokmaya çalışmayalım.

  • özdemiroğlu

    4.2.2014 14:25:00

         Bu köşede ve ilgili olarak konu ile ilgili değerlendirmelerde Başbakan’a ve ilgililere teşekkür ve tebrikat yapıldı.Ancak çok fazla tahşidat isteyenler her şeyin bizde ölçülü ve hakk-ı kelamı kadar kıymeti bulunduğunu bilmesi lazım.

  • Kâzım Güleçyüz

    4.2.2014 13:45:00

    30 Ocak’ta çıkan “İşaratü’l-İ’caz” başlıklı yazımdan:
    Fatih-Eyüp okurlarımızın“Diyanet’i tebrik” ilanında Üstaddan aktarılan sözde ifade edildiği gibi, “Haricî dinsizlik cereyanına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyanet’in vazifesidir.”
    İşaratü’l-İ’caz’ın basımıyla, bu vazifenin ifası noktasında tarihî bir adım atılmış oldu. Diyanet İşleri Başkanı Görmez başta olmak üzere, bu hizmete katkı sağlayan ve emeği geçen herkese teşekkür ve tebriklerimizi sunuyoruz.
    Başbakan Erdoğan’a da projeye verdiği destek için teşekkür ederken, siyasetini bu eserdeki manalarla uyumlu hale getirmesini diliyoruz.

  • hamsi

    4.2.2014 13:30:00

    Sayın karacan üstad 60 yıl önce diyanetten bu talepte bulunmuş. 60 yıldır risalei nur a sırtını dönmüş diyanet tamda fetullah gülen ile AKP mücadelesinin tavan yaptığı bir zamanda risalelere sarılması Samimiyettenmidir acaba. Yıllardır bir satır bile risale okumamış tayyibler nur talebelerine üstadı anlamadıkları hakaretleri yaparken şimdi özel notlar yazılması samimiyetten midir, başka amaçlar beklentisinden midir.
    Türkiye de risala basan kaç tane yayınevi varken , dünyada 5 kıtada risaleler yayılmış iken diyanet yeni mi uyandı yoksa bu hizmetleri yapanlarda bir eksiklik mi gördü. ALLAH AŞKINA KARACAN VB. leri

  • Doçent Bey’e

    4.2.2014 12:19:00

    Gazetemizde yazarların yazdığı yazıları ve okuyucuların yayınladığı ilanları görmediniz herhalde. O yüzden insanları yargılamadan önce ezbercilik yapmayalım lütfen.

  • HÜSEYİN İLHAN

    4.2.2014 12:05:00

    Diyanet İşleri Başkanlığının İŞARATÜ’L -İ’CAZ’ı bastırmasını tebrik ederiz,inşaallah devamı nasiiib olur.Gazetemizdeki bu basımın yapılmasıyla ilgili tebrik ilanlarını görmekteyiz.Yine yazar ağabey ve kardeşlerimizde bu hususta tebrik ve takdirlerini ifade ettiler ve ediyorlar.Siyaset cenahına gelince burada halisane hizmet edenleri kutlarım.Siyasetine alet etmek maksadı olanlarında niyetlerinin halisane olmasını rabbimden niyaz ederim.Kardeşler gece gibi olmak varken ’kele bak kele,demekten vazgeçelim derim.

  • Rüstem Garzanlı

    4.2.2014 11:38:00

    Bu hizmet için kim elini taşın altına koyarsa elbete ona teşekkür etmek lazımdır. Sayın,Başbakanın bu girişim ve çabalarına teşekkür ederiz.Diğer eserlerin basımı için Diyanete verdiği dilek mesajı için duacıyız.
    Çünkü: 1951’den beri bir Başbakanın ahdına vefa göstermek kadar asil bir asalet olamaz! Tebrikler....

  • Salih DELİCE

    4.2.2014 11:25:00

    İsmail Bey e aynen katılıyor ve insaf diyorum.

  • Ekrem Özden

    4.2.2014 11:16:00

    @ İsmail Karacan Bey, Kâzım Güleçyüz’ün
    Konuyla ilgili ilk yazısını okumadan ve Cumartesi günkü
    YeniAsya’nın arka kapağındaki yarım sayfalık Tebrik
    Mesajını görmeden, salt AKP ve Başbakan
    Propagandası yapmak adına tenkidde bulunmanız
    Hiç hoş değil, yapmayın artık, bu kadar da olmaz.
    -PES doğrusu!

  • doç.dr.ismail karacan

    4.2.2014 10:37:00

    kazım abi, diyaneti bu tarihi hizmetinden dolayı ve yönetime bir teşekkür etmek, tebrik etmek, alkışlamak ve onları motive etmek gerekmez miydi? Başbakanın kapağa yazdığı yazıyı ve üstadın mesajını aldığını ve gerisini getirme dileğini niye görmezsiniz ALLAH AŞKINA?

    ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı