"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğum sancısı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Kasım 2019, Pazar
Türkiye’nin son dönemde hayatın her alanında kendisini hissettiren bir tıkanıklık yaşaması ve bu tıkanıklığın çok boyutlu krizler şeklinde kendisini göstermesi, aynı zamanda “doğum sancısı” olarak nitelenebilecek yoğun sıkıntılara sebep oluyor.

Sancı iyiden iyiye şiddetlendi; demek ki doğum da bir hayli yakınlaştı. Temennîmiz, bu doğumun, çekilen sıkıntıları unutturacak mutlu bir başlangıca vesile olması. Esasen, Bediüzzaman’ın işaret ettiği gibi, sıkıntı ve musîbetler geçmiş hata ve kusurların neticesi, ama gelecek saadetin de başlangıcıdır.

Gerçek şu ki, ilâhî kanun her zaman olduğu gibi bugün de hükmünü icra ediyor ve neye lâyıksak o şekilde idare olunuyoruz. İçinde debelendiğimiz her bir kriz, sonuçta kendi hatalarımızın bir tezahürü.

Eğer kahir ekseriyeti samimî Müslüman olan bir toplumda, çoğunluğun iradesiyle açıkça çelişen işler bu kadar kolayca yapılabilir hale geldiyse, bunda rol sahibi faktörleri çok iyi tahlil etmek gerekir.

Bu çerçevede, bin yıldır İslama hizmet etmiş ve bunu şeref bilmiş bir milletin çocukları olarak bu sıkıntıları yaşamamızın en önemli sebebi, hadislerle haber verilen ahirzaman hadiselerini doğru teşhis ve tahlil noktasında pek başarılı olunamayışıdır.

Bunun sebebi ise, Kur’an’ın çağa mesajını okuyup duyurmakla ve bu çerçevede ahirzamanı da bu mesajın ışığında değerlendirip gerekli ikaz ve irşadlarda bulunmakla vazifelendirilmiş olan “Çağın Müceddidi”ne tam anlamıyla kulak verilmemesidir.

Bilhassa içtimaî ve siyasî konularda ortaya konulmuş bulunan ölçü ve prensiplerin çeşitli gerekçelerle ihmal edilmesi, mevcut sıkıntıları getirmiştir.

Bu meyanda yapılan en büyük hatalardan biri, milyonlarca insanın hem ebedî hayatını mahveden, hem de son dönemde yaşadığımız çok boyutlu krizlerde görüldüğü gibi dünyevî saadetinin de canına okuyan ahirzaman eşhasının ve zihniyetinin kimi dindarlarca hâlâ referans olarak görülmesidir.

Çözüm için, sıkıntı ve sorunun aslî kaynağından medet umulursa, çıkış yolu bulmak mümkün mü?

Bir diğer hata, güya söz konusu eşhas ve zihniyetle mücadele adına siyasete soyunulması, ama bu siyasetin, yine o eşhas ve zihniyetin gölgesi altında ve de ona yaranmaya çalışarak yapılmasıdır.

Nitekim bu istikametteki son derece yanlış girişimler ters tepmiş; sahiplerini son derece hazin ve zelil durumlara düşürmüş; ama faturası ve maliyeti onlarla sınırlı kalmamış; topyekûn dinî inkişafa zarar verirken, eldeki kazanımların hebası ile çok gerilere gidilmesine yol açan ağır sonuçlar getirmiştir.

Oysa Çağın Müceddidi’nin Kur’an’ın nuruyla ahirzaman hadislerinden çıkardığı “Bu zamanda siyaset yoluyla netice alınamaz” dersine kulak verilip itibar edilseydi, hem bunlar olmaz, hem de uzun yılların sabır ve çile yüklü çalışmalarıyla oluşturulan muazzam potansiyel yanlışlara kurban edilmezdi.

Çağın Müceddidi, bütün mesailerin milletin irşadı ve yeni nesillerin imanî değerlerle teçhizi noktasında yoğunlaşması, bu değerlerin topluma mal edilmesi ve böyle bir sivil toplum yapısının güçlendirilip öne çıkarılması zarureti üzerinde duruyordu.

Siyasette ise, ahirzaman zihniyetinin bürokratik mekanizmalardaki ağırlığına karşı, milletin içinden çıkmış demokrat kadrolara güç verilmesi tavsiyesinde bulunuyor; “bid’a rejimi”nin tahribatını tamir için en geçerli ve sağlıklı yolun, hürriyetlere zemin hazırlayacak bu kadrolarca açılacağını bildiriyordu.

Güya “din adına“ siyaset yanlışına girişenler, dine ve dindarlara verdikleri zararın yanında, millî iradeyi parçalayıp demokratları zaafa düşürmek suretiyle de “bid’a rejimi”nin ömrünü uzatmış oldular.

Ümit ediyoruz ki, hiç değilse yaşanan bunca hadiseden sonra Çağın Müceddidi’nin haklılığı anlaşılır, başımıza gelen sıkıntı ve musîbetlerden gerekli ibret dersleri çıkarılır ve ona göre de hareket edilir.

Zaten başka da bir çıkış yolu yok...

(Bu yazımız 18 yıl önce, 

10.11.2001‘de çıkmıştı.)

Okunma Sayısı: 7881
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    10.11.2019 08:15:00

    Fakat bu yazı tam bugünler için cuk diye oturan bir yazı.Şimdi merak ettiğim husus şu.Bu yazının ilk neşredildiğinde size tebrik ve maşaallah diyen ehli imanın bir kısmı şimdi ise ne cevap veriyorlardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı