Genel atmosfer iktidar blokundaki gerilemenin de, muhalefetteki yükselişin de hızlanarak devam ettiği bir tabloyu gösteriyor.
Anketler, yorumlar ve sokağın nabzı, genel algının bu yönde şekillendiğine işaret ediyor.
İktidarın bütün devlet gücü ve imkânlarını sonuna kadar kullanmasına ve yandaş medyanın canhıraş çabalarına rağmen durum bu.
İktidar blokundaki çözülmelerin hızlanarak artması da bunun göstergelerinden biri.
Artık iktidara “gidici” gözüyle bakılıyor.
Elbette ki bu süreç kolay olmayacak. İktidar 19 yıldır alıştığı ve iyice yerleştiği konumu bırakmamak için elindeki bütün koz ve imkânları sonuna kadar kullanmak isteyecek.
Gitmemek için olabildiğince direnecek.
Ama artık halkın bıktığı ve istemediği bir iktidarın, ne yaparsa yapsın, hele Türkiye gibi bir ülkede ilânihaye devamı mümkün değil.
Çünkü bütün arıza, kusur ve eksiklerine rağmen demokrasiyi benimsemiş bir toplumuz. Bu toplum AKP döneminde olduğu gibi bir süre için yanıltılsa ve adeta “hipnotize” edilse de, bir yerden sonra uyanıyor, gidişatın farkına varıyor, çıkış yolu arayışına giriyor ve bulduğu ilk fırsatı da iyi değerlendiriyor.
Tek parti CHP’sinin iktidarını 1950’de reyleriyle devirdiği ve 27 Mayıs darbesine hedef olan DP’nin devamı AP’yi 1965’te tek başına iktidar yaptığı gibi. 1983’te ANAP’ı, 2002’de AKP’yi iktidara getirmesine dahi bir cihetiyle böyle bakılabilir. (İkisinin de müdahale ürünü muvazaa partileri olduklarının sonradan icraatlarıyla anlaşılmış olması ayrı bir bahis.)
Girdiği ilk seçimde tek başına iktidar olmasını 28 Şubat hukuksuzluklarının toplumda biriktirdiği tepki ve infiale borçlu olan AKP, ne garip bir tecellîdir ki, iktidardaki 19. yılında, 28 Şubat’ı da fersah fersah geride bırakan hukuksuzluklara imza atan bir parti oldu.
15-20 Temmuz süreci ve tek adam rejimi, AKP’yi hem kendi içinde çatlattı, hem tabanından ve toplumdan uzaklaştırıp kopardı.
Durum bu noktaya geldikten sonra, Bekir Ağırdır’ın ifade ettiği gibi, AKP’nin eski gücünü yeniden yakalayabilmesi artık imkânsız.
Hal böyle olunca, gözler ister istemez muhalefete çevriliyor. Seçmenin doğru ve sağlıklı bir alternatif arayışına o cenahta tatminkâr bir cevap verilmesi son derece önemli ve hayatî.
Aynı zamanda tarihî bir sorumluluk.