"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ya yeni hâl, ya izmihlâl

Kâzım GÜLEÇYÜZ
15 Nisan 2025, Salı
Eski İstanbul valilerinden merhum Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Yeşilay’ın kurucuları olarak birlikte teşrik-i mesai yaptığı Bediüzzaman Said Nursî için “Yalnız din adamı değil, sosyal düşüncelere malik, kafasını ışıldatmış bir ilim adamı” diyordu. (Necmeddin Şahiner, Aydınlar Konuşuyor, s. 147)

Bediüzzaman bu tesbitin de ötesinde, çağını ve ötesini çok iyi okuyup görebilen bir feraset, öngörü ve önseziye sahipti.

Nitekim dünyadaki köklü değişimleri, sosyal ve siyasî hadiselerin seyrini, gelişmelerin istikametini büyük bir vukuf ve isabetle tahlil ve tesbit edip ona göre tavır alabildiğini, devrin gelenekçi ulemâsınca soğuk bakılıp muhalefet edilen meşrutiyeti aktif şekilde sahip çıkıp savunarak ortaya koydu. Üstelik bunu dinî delillere dayanarak yaptı. Meşrutiyeti “şeriat namına” alkışladı, savundu, sahip çıktı, Kur’ân, hadis ve Asr-ı Saadet başta olmak üzere İslâm tarihinden uygulamalarla açıkladı.

Sosyal süreçlerin geri dönülmezliği ve tarihin tekerleklerinin geriye çevrilemeyeceği ilkesini “Eski hâl muhâl; ya yeni hâl, ya izmihlâl” sözüyle vecizeleştiren de o.

Bu çerçevede Bediüzzaman’ın 31 Mart olayı ile sabote edilip rayından saptırılan İkinci Meşrutiyet sonrası gittiği şarkta aşiretlerle yaptığı ve Münazarat adıyla kitaplaştırdığı sorulu-cevaplı sohbetler son derece enteresan, önemli ve manidardır.

Bu sohbetlerin bir yerinde, istibdat devrinde manevî hâkimin kuvvet olduğunu; bu yüzden o ortamda kimin kılıcı keskin, kalbi katı ise onun yükseldiğini belirten Said Nursî, meşrutiyet, yani adalet, meşveret, kanun hâkimiyeti ve hürriyet döneminde durumun değiştiğini vurguluyor:

“Zaman-ı meşrutiyetin zembereği, ruhu, kuvveti, hakimi, ağası haktır, akıldır, marifettir [bilgidir], kanundur, efkâr-ı ammedir [kamuoyudur.]”

Hakkın, aklın, bilginin, kanunun ve kamuoyunun öne çıktığı 21. yüzyıl demokrasilerinin yükselen değerlerine 110 küsur yıl önce vurgu yapan bir öngörü: Bediüzzaman...

Ağalık ve şeyhlik kurumlarının en güçlü olduğu, meşrutiyetle arasındaki mesafe Bediüzzaman’ca “bin yıl” olarak ifade edilen bir coğrafyada dile getirilmiş olmaları, bu tesbitlere çok ayrı ve özel bir değer katıyor.

Okunma Sayısı: 1992
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    16.4.2025 08:56:08

    Cenab-ı Hak CC'ün kıyamete kadar küfre müsaadesi var amma zalimlerin zulmüne aynı şekilde izni yok.Dini tahrif ve tahribatta devam eden,haksızlıkları,israfı,faizi yayması ve zinayı serbest bırakması gibi kebair cürmünü işleyen,haksızlıkları,siyonist katillere verdiği her trülü desteği ile bu zalim iktidarın artık tutunacak dalı kalmadı. Velevki ahmakı sadıklar iyi sansada ,bebeleri,yaşlıları katleden ve cami,hastahane,ambulansları yakan,bombalayan terörist devlet ile destekçilerine dünyanın her tarafından kahr duaları arşı alaya ulaşmıştıır.Rabbim bu cani ve destekçilerine tez zamanda gereken hükmünü nasip eder.

  • Halil

    15.4.2025 14:19:22

    Baskı devri geçti, kamuoyu feveran ediyor, gerçek demokrasi yakın, elhamdülillah!!!

  • Mustafa

    15.4.2025 05:33:53

    Allah razı olsun sayın Güleçyüz

  • Halil İbrahim Karahan

    15.4.2025 03:59:36

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun sizi....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı