Ömrünü Risale-i Nur hizmetine vakfetmiş, fedakâr bir Nur Talebesi Abdullah Yeğin Ağabey. Bediüzzaman’ın “manevî evlâtlarım, fedakâr hizmetkârlarım” 1 dediği talebelerinden biri olan Abdullah Ağabeyi, vefatının 4. senesinde rahmet ve hürmetle yâd ediyoruz.
Bediüzzaman ve Risâle-i Nur’u tanıdıktan sonra ömrünü iman hizmetinde geçiren Abdullah Ağabey, henüz orta okul öğrencisi iken genç yaşta Risâle-i Nur’u tanımış ve arkadaşlarıyla birlikte sordukları soru, Risâle-i Nur’da bir mevzu olarak yerini almıştır.
Meyve Risâlesi’nin Altıncı Mesele’sinde bahsi geçen mesele şöyledir: “Kastamonu’da lise talebelerinden bir kısmı yanıma geldiler. ‘Bize Hàlıkımızı tanıttır; muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar’ dediler. Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisân-ı mahsusuyla, mütemâdiyen Allah’tan bahsedip, Hàlıkı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları din- leyiniz.” Bu izahlardan sonra kafasına takılan soruların cevaplarını Risale-i Nur’da bulmuş ve Bediüzzaman’a hakikî bir talebe olmuştur.
Risale-i Nur’da farklı yerlerde ismi zikredilen Abdullah Ağabey, Bediüzzaman’ın iltifatlarına da muhatap olmuştur: “Ankara Dârül fünun’unda Nur’a ehemmiyetli hizmet eden ve Kastamonu’da mektep gençlerinden en evvel Nurlar’a giren ve Ankara’daki Abdurrahman’ın oğlu Vahdet’i himaye ve muhafazaya çalışan Araçlı Abdullah’ın mektubunda tam imanlı ve dindarane ve müjdekârane yazması...” 2
Abdullah Ağabey, yaşantısıyla gençlere örnek olmuş, olması gençliğin özelliklerini hatırlatmıştır.
Bediüzzaman’ın gençler için ‘Gençlik Rehberi’ni yazmasıyla gençlere vermiş olduğu önemi şu şekilde yorumluyor: “İstikbalin nesli gençlerdir. Gençler bizim yerimize geçecek. Elbette ki gençlerin imanlı olması, anarşiye kapılmamaları, İslâmiyet’e hizmetkâr olmaları lâzım ki, dünyada sulh ve selâmet-i umumiyeyi temin etsinler. İmanımız ne kadar mükemmel olursa, gençliğimiz de o kadar medeniyete, İslâmiyet’e, insanlığa hizmet edecektir. Esas mesele, insanlığın temeli imandır. Ecdadımız asırlardan beri Kur’ân’ın bayraktarlığını yaptığı gibi inşaallah bir zaman gelecek İslâm gençleri bütün dünyaya hakaik-i İslâmiye’yi neşredecekler, yayacaklar…”
Abdullah Ağabey, Risale-i Nur’u yeni yazıyla yazan ilk gençlerden de biridir. Bu durumu kendisi şöyle ifade ediyor: “Ankara’da talebeler arasında Risale-i Nur okuyorduk. Bize yeni yazı ile yazılmış risaleler gönderiliyordu. Yine burada Nazif Çelebi çoğaltıyordu onları. Ondan sonra daktilo ile yazanlar vardı. Biz de yeni yazı ile Kastamonu’da iken, Üstad’ın yanında yazmıştık. Risaleleri yeni yazı ile ilk yazanlar biz olmuşuz Kastamonu’da. Üstad eskiden yeni yazıya müsaade etmiyormuş o zamanlar.”
Bediüzzaman, Abdullah Ağabeyin yeni harfle neşre vesile olduğunu takdir ederek şöyle söylemiştir. Sungur Ağabey anlatıyor: “Üstad’ımız, Abdullah Ağabeye dedi ki: ‘Abdullah! Bu yeni hurufla tab’ı senin hatırın için müsaade ettim, bütün Külliyat senin hatırın için yeni harfle tabedildi…’ İşte Üstad, Abdullah Ağabeye böyle iltifat etmişti.” 3
Bediüzzaman’ın vefatında yanında bulunan nadide isimlerden biri olan Abdullah Yeğin Ağabey, sayısız hatıralarıyla hayatımıza nur olmuştur. Bilhassa gençlere sunmuş olduğu temennilere inşaallah diyor ve imanlı gençliğe verdiği ümitten dolayı şükranlarımızı sunuyoruz. En içten duâlarımızla…
Dipnotlar:
1) Emirdağ Lâhikası-II, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2019, s. 217.
2) Emirdağ Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2019, s. 271.
3) bk. Necmeddin Şahiner, Son Şahitler-II.