Her şeyin bir sonu vardır.
Sonsuz olan Allah’tır. İnsanın sonu ölüm, dünyanın sonu ise kıyamettir. Nasıl insanın öleceği hastalık, musîbet gibi alâmetlerinden bilinir. Kıyametin kopacağı da alâmetlerinden bilinir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de “Her nefis ölümü tadacaktır”1 buyurur.
Bediüzzaman Hazretleri bu âyeti şöyle yorumlar: “Nev-i insanî bir nefistir; dirilmek üzere ölecek. Ve küre-i arz dahi bir nefistir; bâki bir surete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir; âhiret suretine girmek için o da ölecek.” 2 “Nasıl ki insan küçük bir âlemdir, yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir insandır; o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz. O da ölecek, sonra dirilecek veya yatıp, sonra subh-u haşirle gözünü açacaktır.” 3
Kıyametin ne zaman kopacağı ve insanın nerede ne zaman öleceği elbette gayb ilmindendir ve Allah’tan başkası bilemez. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîmde “Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilen ve her şeyden hakkıyla haberdar olandır” 4 buyurarak “Mugayyebât-ı Hamse” denen burada anlatılan beş şeyin bilinemeyeceğini haber vermiştir. Ancak alâmetlerini “Cibril Hadisi” olarak bilinen hadiste ve Hz. Cebrail (as) Peygamberimize (asm) sorarak bize bildirmiştir.
Buhari ve Müslim’de geçen ve “Muttefekun aleyh” rivayet edilen bu mütevatir hadiste Cebrail (as) “Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sorar:
Peygamber sallâllahu aleyhi ve sellem: “Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.
Cebrail (as): “O halde alâmetlerini söyle, dedi.
Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem: “Cariyelerin sahiplerini doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalar kurmada birbirleriyle yarışmalarıdır” buyurdu. 5
Cebrail (as) ayrıldıktan sonra Peygamberimiz (asm) sahabelere “Cibril size dininizi öğretmek için geldi” buyurarak kıyametin ve alâmetlerinin din ilmi ve imanın gereği olduğunu söylemiştir. Kişinin dinini koruyabilmesi ve imanla kabre girmesi için imanın ve İslâmın ne olduğu bilgisinin ve inancının yanında kıyamet bilgisi ve alâmetlerini bilmenin de önemli olduğunu biz bu hadisten anlıyoruz. Aksi taktirde daima insanın imanına hücum eden şeytan ve onun ahir zamandaki en büyük yardımcıları olan ve mü’minleri fitneye düşürerek iman konusunda şüpheye düşürüp imanından ederek ebedî Cehenneme sürükleyebilir. Bu sebeple Peygamberimiz (asm) “Helâket ve felâket asrı olan” ahir zamanın alâmetlerinden çokça bahsetmiş ve mü’minlerin imanlarını korumak için bunların bilinmesini ve deccal ve süfyanın fitnesine düşülmemesini istemiştir.
Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de “Onlar kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Muhakkak onun alâmetleri gelmiştir. Kıyamet kendilerine gelip çatınca öğüt almaları kendilerine ne fayda verecek?” 6 buyurarak kıyametin ansızın kopacağını; ancak alâmetlerinin geldiğini ve kopmasının da alâmetlerinden belli olacağını ifade etmektedir.
Dipnotlar:
1) Enbiya Sûresi, 21: 35; Ankebut Sûresi, 29: 57.
2) Lem’alar, 2013, s. 518.
3) Sözler, 2013, s. 863.
4) Lokman Sûresi, 31:34.
5) Buhârî, Îmân 37; Müslim, Îmân 1, 5; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6.
6) Muhammed Suresi, 47:18.