"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyaset anlayışı

Ömer Said Tan
01 Ocak 2026, Perşembe
Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu Lahikası’nda “Kastamonu’daki kardeşlerimize hitaben yazılan bir hakikattır” başlıklı bölümde açıkladığı ve dikkatimiz çektiği “Allah için sevmek, Allah için buğz etmek” ilkesi, (Buhârî, İman 1) hadis-i şerifiyle bize nasıl bir yol çiziyor? Çizdiği yol hakiki ihlas, ittihat ve tam ve halis sadakattir.

Kastamonu Lahikası’nda söz konusu hadis-i şerifin (Allah için sevmek, Allah için buğz etmek) yerine, toplum olarak bilerek ya da bilmeyerek koymaya çalıştığımız ve devamında “el-iyâzü billâh” notuyla dikkat çekilen “Siyaset için sevmek, siyaset için buğz etmek” şeytânî kuralını esas kabul ediyorsak, ehl-i iman olarak bundan nasıl kurtuluruz ve doğru yola nasıl döneriz?

Siyaset, genel olarak toplumun işlerini düzenleme, yönetme sanatı ve bilimi olarak tanımlanır. Daha geniş bir bakış açısıyla ele alındığında, kaynakların dağıtımı, güç ilişkileri, karar alma süreçleri ve toplumdaki çatışmaların uzlaştırılmasıyla ilgilenen bir faaliyetler bütünü olması gerekirken, neden kalpleri ifsad ediyor, toplumda zıt kutupların oluşmasına yol açıyor ve ruhları azap içinde bırakıyor?

Siyaset, toplumun genel menfaatleri ve huzuru ön planda tutulması gereken bir alan iken, şahsi menfaatlerin ön plana çıkarıldığı ve gerçek anlamı ile görevi dışında kullanıldığı ülkelerde maalesef çeşitli problemlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Bu durum, “siyaset için sevmek, siyaset için buğzetmek” şeklindeki şeytanî düşüncelerin toplumda yer edinmesine yol açar.

Siyasetin ortam bulduğu iman ve Kur’ân hizmet yerleri, maalesef fertler arasında soğukluk meydana getirerek zamanla ihlâsın ortadan kalkmasına, tesanüd ve ittifakın bozulmasına sebep olur. İhlâs, tesanüd ve ittifakın olmadığı yerde ise hizmetten bahsedilemez. Bu önemli sırlar gereği Risale-i Nur talebeleri, dünya siyasetine ve maddî mücadelelere ehemmiyet vermedikleri gibi tenezzül dahi etmezler.

Toplumun ortak değerleri olan din, bayrak ve dil siyasete alet edilirse, yukarıda bahsedilen olumsuz durum ortaya çıkar. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, hayatının hiçbir safhasında Risale-i Nur’u ve talebelerini siyasete alet etmemiştir. Onda; siyasetin dine hizmet etmesi gerektiği, tarafgirlikten kaçınılması, âhir zamanda en büyük cihadın iman kurtarmak olduğu ve toplumu ayıltmak için “Nur”un kullanılması gerektiği, siyasetin adalet ve hürriyet esas alınarak vatan ve millet için yapılması gerektiği gibi prensipleri görmekteyiz. Ayrıca, ilm-i siyasetin –yani siyaset ilminin– ve siyasetçilere yol gösterici ikaz ile bilgilendirmenin siyaset olmadığını öğreniyoruz. Bunun yanı sıra Üstad’ın hayatında siyaset cereyanlarıyla alâkadar olmadığını, yalnız din-i mübînin hakikatleriyle meşgul olduğunu görmekteyiz.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, uygulanan siyaset anlayışına karşı tavrını net bir şekilde ortaya koymuş; “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” sözüyle bu duruşunu veciz bir biçimde ifade etmiştir. Bu yaklaşımıyla, iman hizmetinin ve manevî değerlerin günlük siyasî çekişmelerin üzerinde tutulması gerektiğini vurgulamış, müminler için de hüsn-ü misal olmuştur. Onun bu prensipli duruşu, hakkı ve hakikati esas alan bir anlayışın siyaset üstü bir konumda ele alınması gerektiğini bizlere öğretmektedir.

Okunma Sayısı: 157
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı