Varlık ve yokluk felsefecilerin üzerinde durarak içinden çıkamadığı iki temel kavramdır. “Yokluk / Adem nedir? Yokluk var mıdır? Var yok olur mu? Yokluktan varlık nasıl meydana gelir?” gibi bir dizi sorunun cevabını varlık, yokluk kavramları çerçevesinde ele almışlardır.
Bizim bu konuda söz söyleme cesaretimiz olamaz; ancak Kur’ân-ı Hakîm’in mu’cize-i maneviyesi ve hakikatli bir tefsiri olan Risale-i Nur penceresinden baktığımız için cesaretle bazı konuları anlamaya çalışabiliriz.
Her şeyden önce şunu kesinlikle ifade edebiliriz ki Allah her şeyi adem-i sırftan, yani hiç yoktan yaratmıştır. Yüce Allah’ın yoktan yaratması iki şekildedir. Birincisi, “adem-i sırftan” yani hiç yoktan yaratmasıdır.1 İkincisi ise adem-i zahiriden vücûd-u hâricîye çıkarmaktır. Bu da ya ibda ve ihtira, yani hiçten ve yoktan vücut verir, ona lâzım olan şeyi de hiçten icat edip eline veriyor. Veya inşa ve san’at iledir ki, kemâl-i hikmetini ve çok esmasının cilvelerini göstermek için unsurlardan bir kısım mevcudatı inşa eder.2 Bu ikinci yaratılışta eşyanın mahiyeti ve sureti zahiren vücûd-u hâricide yoktur ancak ilm-i muhit-i İlâhide her şeyin kader kalıbı vardır. Yüce Allah her şeye muhit ilmi ve her şeye şamil kudreti ile bir anda bir kibrit çakar gibi veya göze görünmeyen bir yazı ile yazıyı göstermek için sürülen bir ilâç gibi veya fotoğrafın aynasındaki resmi kâğıda geçirmesi gibi gayet kolay bir surette ilminde planları ve programları ve mânevî miktarları bulunan eşyayı emr-i “kün feyekûn” ile adem-i zahiriden vücûd-u hariciye çıkarır. İlmî mahiyeti olan eşyaya vücud-u haricî verir. Aynı şekilde de harici vücudu çıkarır ve ilm-i İlâhiye göndererek adem-i zahiriye mahkûm eder.3
Her şeyin ilk yaratılışı adem-i sırftandır. Yani tamamen yoktan yaratır. Hazinesi yokluktur. İkinci defa yaratılışı ve terkip suretinde yaratılması ise ilmindeki manevî varlığındandır. Kaderi Ezelde yazılan kaderî ve ilmî varlık, ilm-i İlâhide tayin edildiği şekliyle, irade ve kudreti ile vücûd-u hâriciye çıkarılır.
Bu anlatılan hususlar maddî varlıklar ve eşya için söz konusudur. Bunun dışında insanların ve canlıların fiilleri vardır ki bunları yaratan da Allah’tır. Çünkü yüce Allah “Sizi ve sizin amellerinizi yaratan Allah’tır”4 buyurur. İnsanın amellerini yaratan Allah’tır; ancak amellerin yaratılışı insanın irade ve kesbinden sonradır ve kulun iradesine uygundur. Bu sebeple sorumluluk insana aittir.
Dipnotlar:
1- Sözler, 2004, s. 861.
2- Lem’alar, 2005, 451-452.
3- Şuâlar, 2005, s. 45-46.
4- Yasin Sûresi, 36:35; Saffât Sûresi, 37:96.