"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rastgelelik mi, gizli düzen mi? (1)

M. Said BAYRAKLILAR
25 Mayıs 2025, Pazar
Gelecek, insan aklının en büyük gizemlerinden biridir; ne kadar hesaplasak da kaçamadığımız bir kaos, ne kadar anlamaya çalışsak da elimizden kayan bir kelebek kanadı.

Gelecekle ilgili tahminler genellikle başarısız olur. Geleceğin gerçekleşmesi rastgele gibi görünse de, aslında olayların kendine özgü bir matematiği vardır. Ne var ki, tüm değişkenleri ölçemediğimizden, gözden kaçan küçük bir fark sonucu tamamen değiştirebilir. İşte ölçemediğimiz sonsuz sayıdaki basit sebeplerin oluşturduğu karmaşık sonuçlar "Kaos Teorisi"nin ana konusudur.

Hava durumu tahminiyle uğraşan bir bilim adamı, tahmin modelini bilgisayar programı aracılığıyla çalıştırır ve bazı tahminler elde eder. Daha sonra aynı hesaplamayı tekrar başlatır, ancak bu kez hesaplama sırasında bir yerde durdurur. Sonra tekrar başlatmak yerine kaldığı yerden devam ettirir. Şaşırtıcı bir şekilde sonuçlar çok farklı çıkmıştır. Bu durumun nedenini anlamak için nerede hata yaptığını araştırmaya başlar. Sonunda, iterasyonu durdurup tekrar başlatırken bir sayının virgülden sonraki dördüncü hanesini yuvarladığını fark eder.

Bu kadar küçük bir farkın böyle bir sonuç vermesi nasıl mümkün olabilir? Bu fark, sadece bir kelebeğin kanat çırpmasıyla oluşan rüzgârdan (yani neredeyse hiçbir şeyden) kaynaklanmaktadır. Ancak sonuçlardaki değişim inanılmazdır.

Bir değişkendeki çok küçük bir değişimin sonuçta oluşturduğu muazzam etkiye "kelebek etkisi" diyoruz. Yani bir kelebeğin kanat çırpması gibi basit bir olay, başka bir yerde büyük bir kasırganın oluşmasını tetikleyebilir. Sebep ile sonuç arasındaki bu kaotik ilişkiden dolayı uzun dönemli hava durumunu doğru tahmin etmek bu yöntemle mümkün değildir.

Yani bu tür ölçümleri yapabilmek için her bir zerreye bir ölçü aleti yerleştirmek ve veri toplamak gerekir. Böyle bir ölçümü ancak her şeyi kuşatan ilmi sınırsız olan bir varlık yapabilir.

Bütün hesaplamaları yaparsın, hesaplamadığın bir canlı ortaya çıkar ve bir eylemde bulunur. Örneğin bir kelebek kanat çırpar. Bu etki olumlu ya da olumsuz fark etmez, ancak sonuçlarda inanılmaz değişikliklere neden olur.

Biz sadece belirli bir kontrol hacmine aldığımız ve bazı kabuller yaparak basitleştirebildiğimiz sistemleri çözebiliriz. Her an her şeyin değişebildiği bir evrende hesaplama yapmak bizim için neredeyse imkânsız görünüyor. Eskiden bunun bir matematik modelinin olmadığını düşünüyorduk. Yani anlayamadığımız bir şey varsa, ona matematiksel bir model denemez diye düşünüyorduk. Sonra anlaşıldı ki ortada bir matematik var, ancak biz henüz bu matematiği tam olarak anlayamıyoruz.

Peki, biz insanlar olayların arkasındaki bu karmaşık matematiği tam olarak anlayamasak da gelecek hakkında fikir üretebilir miyiz? Bu matematiği anlayamasak da olaylar arasındaki örüntüleri yakalayabilmek mümkün. Çünkü her şey belirli bir düzen içinde meydana geldiğinden, olaylar fraktal döngüler halinde gerçekleşmektedir. Yani her durum bir öncekine benzer, ancak tıpatıp aynısı olmayacak şekilde birbirini tekrar eder; ki buna "âdetullah" diyoruz.

Etrafımızda meydana gelen çoğu olay fraktal bir döngü içinde. Aynen zamanın doğrusal olarak ilerlemeyip, dairesel bir şekilde akması gibi.

Hava durumunda olduğu gibi, geleceği bugün yaptığımız işler belirliyorsa, bugünkü eylemlerimize bakarak gelecek hakkında fikir sahibi olabilmemiz gerekir. Ancak geleceği tahmin etmek, bizim anlama yeteneğimizle ve elimizdeki matematikle hesaplayabileceğimiz bir şey değildir. Geleceği oluşturacak değişkenler öylesine çok ki bunlara ne ulaşabiliyoruz ne de ölçebiliyoruz. Elimizde bunu yapabilecek bir teknoloji henüz yok.

Bu sebeplerin çoğu dinamik, yani sürekli değişiyor. Her yere ulaşsak bile yetmez, her an ulaşmaya devam etmek gerekir. Diyelim ki her yere, her an ulaşabildik; yine geleceği hesaplayamayız, çünkü sebeplerle sonuçlar arasındaki ilişki doğrusal değil, kaotik. Böyle bir hesaplamayı ancak her şeyi kuşatan mutlak bir ilim sahibi yapabilir. Bunun içindir ki gaybı Allah'tan başkası bildirilmezse bilemez.

Gaybın bile bir matematiği vardır. Ancak bu kaotik matematiği şu an anlamamız mümkün değil. Peki, anlayamıyorsak matematiğin varlığını nereden biliyoruz? Belki de her şey rastgele gerçekleşiyordur diyebilirsiniz. Matematiği anlamamış olmamız, onun olmadığı anlamına gelmez. Çünkü fraktal örüntüler gözlemliyoruz: yani bir öncekinin tıpatıp aynısı olmayan, ama birbirini andıran tekrarlar.

(Devamı yarın)

Okunma Sayısı: 216
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı