Bazen bir gazete sadece haber veren bir araç değildir. Bazen bir gazete, bir davanın sesi, bir duruşun ifadesi olur. İşte ben de böyle bir gazetenin okuyucusuyum: Yeni Asya.
Ben 15 yaşındayım. Belki yaşıma göre bazı konular “büyük” durabilir. Ama inandığım değerler, yaşla ilgili değil, vicdanla ilgilidir. Yeni Asya, bana sadece haberleri değil, olaylara bakarken bir ölçü, bir değer sunuyor. Bu ölçü “hakkın yanında, haksızlığın karşısında” durmak’ tır.
Risale-i Nur’dan beslenen bu çizgi, sadece bir fikir hareketi değil, aynı zamanda bir ahlak ve duruş meselesi. Yeni Asya, bu çizgiyi bozmadan, kim ne derse desin eğilip bükülmeden yayın yapıyor. Evet, bazen bu kolay olmuyor. Ama hakikat kolay olsa, zaten herkes onun peşinden giderdi.
Yeni Asya’nın farkı, sadece haberin ne olduğuna değil, nasıl verildiğine de dikkat etmesinde. Bizler “dava” sahibi bir nesiliz. Adaletin, hürriyetin, meşrutiyetin ne olduğunu bilerek büyüyoruz. Çünkü bize gösterilen sadece manşetler değil; arkasında bir fikir, bir ideal var.
Ve elbette bu anlayışın merkezinde meşveret var. Yani ortak akıl, istişare, fikir alışverişi… Yeni Asya’nın içinde bulunduğu cemaat, meseleleri tek bir kişinin bakışıyla değil; herkesin katkısıyla değerlendiren bir yapıya sahip. Bu, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda Kur’anî bir emirdir. Meşveret olmadan adalet olmaz, hürriyet olmaz, hakkın sesi gür çıkmaz. Yeni Asya, meşveretle büyüyor, güçleniyor ve istikameti koruyor.
Bu gazete, birilerini övmek ya da yermek için değil; doğru olanı göstermek için var. Hangi iktidar olursa olsun, yanlış yapıyorsa uyarıyor. Hangi güç olursa olsun, zulmediyorsa karşısında duruyor. Bu kolay mı? Hayır. Ama doğru mu? Kesinlikle evet.
Bazıları anlamıyor belki bizi. “Bu yaşta bu konularla ne işin var?” diyorlar. Ama biz biliyoruz ki hakkı sevmek için büyük olmak gerekmez. Zaten Bediüzzaman Said Nursî de hep gençlere güvenmiş, gençliğin hakkı bulacağına inanmış.
Yeni Asya, bu güvenin devamı gibi benim için. Her düşüncesi, bana hakkın sesi olmayı öğretiyor. Taklit değil, tahkik ediyor. Kalabalıkların değil, vicdanın peşinden gitmeyi anlatıyor. İşte bu yüzden sadece gazete değil; aynı zamanda bir okul, bir mektep gibi.
Velhasıl, Bizim gibi gençler Yeni Asya ile büyüyoruz. Hakkın yanında durmayı, haksızlığa boyun eğmemeyi, meşveretle karar almayı öğreniyoruz. Belki herkes anlamaz bizi, ama biz neye inandığımızı biliyoruz. Ve bu bize yeter biiznillah.