"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünya Savaşında tarafsızlık yalanı

M. Latif SALİHOĞLU
22 Haziran 2023, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 22 Haziran 1941

Türkiye, İkinci Dünya Savaşının kısa bir süre öncesine kadar Nazi Almanyası ile Faşist İtalya yönetimine yakın duruyordu. Onlarla iyi geçinmenin yoluna bakıyordu. Savaş başladığında tarafsız durmaya çalıştı. Hatta, tek parti hükûmetinin 22 Haziran 1941’de almış olduğu bir kararla savaşta "tarafsız" kalacağını resmen ilân etti.

Ne var ki, savaşın bitmesine yakın dönemde, yani 23 Şubat 1945’te ise, İngiliz lider Çörçil ile sıklıkla görüşen İsmet Paşa'nın dayatmasıyla, Türkiye “İngiltere ve müttefiklerinin yanında, Almanya ve Japonya'nın karşısında olmak üzere" savaşa iştirak ettiğini dünyaya duyurmuş oldu.

Türkiye savaşa fiilen tam girmek üzere iken, İkinci Dünya Savaşı önce Doğu’da (Japonya’da), kısa süre sonra da Batı’da sona ermiş oldu.

*

İkinci Dünya Savaşı, bazı yönleri itibariyle Birinci Dünya Harbinin devamı mahiyetindeydi.

Evet, İkinci Büyük Savaş, bir yönüyle bitmemiş yahut yarım kalmış hesapları tamamlamak için, bir yönüyle de üstünlük sağlama arzularını gerçekleştirilmek maksadıyla elindeki kozları paylaşmak isteyenlerin arenasına döndü.

Birinci Harpte, Osmanlı ile Almanya aynı cephede yer aldı. İkisi de mağlup taraf oldu. Başlangıçta hiç hesapta olmadığı halde, Osmanlı, en büyük toprak kaybına uğrayan ülke oldu.

İkinci Harpte, Almanya’nın yanında duran devlet, başlangıçta İtalya iken, daha sonraları Japonya da aynı safta yer aldı. Karşılarına ise, dünyanın en büyük devletleri geçerek amansız bir savaşa tutuştular. İnsanlık âlemi, böyle bir kan deryasına ilk kez şahit oldu. Toplam can kaybını yüz milyona kadar dayandıranlar oldu.

*

Her dalgasında, her hamlesinde binlerce ölüm kusan İkinci Dünya Savaşında, Osmanlı’nın mirasçısı olan Türkiye’nin tavrı merak ediliyordu.

Gariptir ki, alt-yedi yıl devam eden bu savaşta, Türkiye, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi tutarlı ve istikrarlı bir tavır sergileyemedi.

Lâkin, beşerin, yani o devirdeki idarecilerin zahiren hatalı görünen siyasî ve diplomatik tavırlarında kaderin de âdil bir hissesi vardır. Meselenin bu yönüne de bakmakta büyük hayır ve maslahat vardır.

1939’da başlayan savaşın ilk yıllarında, karşısındaki 8-10 ülkenin tamamına galebe çalan Almanya, eğer Türkiye gibi stratejik yönü ağır basan bir devleti yanına alabilseydi, kuvvetle muhtemeldir ki, hem kendisi galip gelecek, hem de Türkiye Birinci Dünya Savaşında kaybettiği topraklarının büyük bir kısmını geri alabilecekti.

Ne var ki, kader-i İlâhinin fetvâsı, hükmü, hikmeti başkaydı. Kader, Birinci Harpte mağlûbiyetimize fetvâ verdiği gibi, bu İkinci Harpte de, bizi vaktiyle mağlûp eden kuvvetlerin yanında yer almaya sevk etti.

Bu halin, şüphesiz  bir mânevî sebebi ve hikmetli bir sırrı vardı. Bu hikmetli sırların izâhını, Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu Lâhikası’ndaki bir mektupta şöyle ifade eder:

“(Türkiye hükûmeti) Bîtaraf kalıp, giden mülkünü geri almakla beraber, Mısır ve Hind’i de kurtararak, bizimle ittihada getirmek, siyaset-i âlemce en büyük muzafferiyet kazanmak varken, şüpheli, dağdağalı, faydasız bir düşmana (İngiliz) taraftarlık göstermekle muzaaf bir sûrette ve zararlı bir yolu tercih etmek, (İsmet gibi) böyle zeki, belki dâhi insanların nazarında saklı kalmasının hikmeti nedir?" diye suâl benden oldu.

"Cevap, mânevî cânipten geldi. Bana denildi ki: 'Sen, yirmi sene evvel mânevî suâle verdiğin cevap, senin bu suâline de aynı cevaptır. Yani, eğer galip taraf iltizam edilseydi (Almanya tarafında yer alınsaydı), yine mimsiz medeniyet nâmına galibâne mümanaat görmeyecek bir tarzda, bu rejimi âlem–i İslâma, mevki–i mübarekeye teşmil ve tatbik edilecekti. Üç yüz elli milyon İslâmın selâmeti için, bu zahir yanlışı görmediler, kör gibi hareket ettiler.’”

Okunma Sayısı: 1590
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı