"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hani Adâlet? Nerede Kalkınma?

M. Latif SALİHOĞLU
08 Haziran 2022, Çarşamba
Yirmi yıldır iktidarda olan teşekkülün adı Adâlet ve Kalkınma Partisi. Koşar adım iktidara ilk geldiklerinde “Millî Görüş” gömleğini çıkardıklarını beyan etmekle beraber, kendilerini “Muhafazakâr Demokrat” diye tarif ettiler.

Yirmi yıl sonraki tabloya bakıldığında, “Millî Görüş” çizgisinde olup olmadıklarına dair tartışmanın hâlâ devam ettiği görülüyor. Partinin tartışma götürmeyen tarafı ise şudur: Siyasî hırs ve tarafgirlik garezine kurban edilen demokratlıktan, adâletten ve kalkınmadan geriye sadece cerbezelik haller, göstermelik ve göz boyama şeyler kalmış durumda.

*

Hemen en başta oldum olası bu siyasî çizgiye destek veren akıl-vicdan sahiplerine soruyoruz:

1. Allah rızası için söyleyin: Bırakın son bir yılı, şu son altı ay içinde geniş kitlelerin ihtiyacı olan temel gıda maddelerinin fiyatında yüzde yüze yakın bir artış olmadı mı? “Hayır, olmadı” diyen varsa, gelsin piyasayı birlikte gezelim, kısa sürede fâhiş derece artan o ürünlerin fiyatını tek tek gösterelim. Peki, enflasyonun bu derece arttığı bir ülkede kalkınma nasıl olur? Gelir ile gider arasında adate uçurumların meydana geldiği bir yerde, acaba hangi kalkınmadan söz edilebilir?

Ya hu, bu dehşet tablosu karşısında sizin hiç mi içiniz ürpermiyor, vicdanınız hiç mi titremiyor? Bu gidişle ferdin, ailenin ve toplumun ne gibi hallere, ne tür sıkıntılara sürüklenebileceğini hiç mi öngörmüyor, hiç mi düşünmüyorsunuz?

Haa, kalkınma diye sakın ola şu ucûbe “yap-işlet-devret” modeliyle yapılan eserleri örnek olarak göstermeyin. O vâdide ülkenin istikbâlini dahi ipotek altına alan öyle bir fecaat var ki, böyle şeyle ancak sömürge düzeninde normal karşılanabilir.

*

2. Allah rızası için yine siz söyleyin: Falan grubun bankasına para yatırdı diye, gazetesine-dergisine abone oldu diye, çocuğunu onların okuluna-dershanesine gönderdi diye insanları cezalandırmak doğru mu? Böyle kimseleri terörist ilân etmek adâletle bağdaşır mı? Hiç silâh kullanmamış, hiç şiddete başvurmamış, hiç kan dökmemiş insanları işinden-gücünden etmek, mahkemelerde süründürmek, yahut zindanlarda çürütmek, acaba dünyada hangi hukuk ve adâlet anlayışıyla izâh edilebilir? Şayet, belli bir kesime yönelik olarak yapılanları doğru ve adâlete-hukuka uygundur diyen varsa, onlara da şu sormak isteriz: Eğer aynı elekten ve aynı sorgulama sisteminden şimdiki siyasî iktidarın mensupları geçirilecek olursa, acaba yarıdan fazlası aynı “suçlar”dan kendileri de “sabıkalı” bir duruma düşmez mi? Kesinlikle düşer. Ee, o zaman ne anladım ben bu “adâlet”ten? Şu hale bakın ki: Siyasî muhalifine kestiği acımasız bir cezadan, kendi taraftarlarını muaf tutuyor. Sevsinler sizin böylesi bir hukuk ve “adâlet” anlayışınızı.

*

3. Gelelim işin “Demokratlık” tarafına… Siyasî iktidarın bu yönüne tâ başından beri itiraz şerhimizi hep koyarak geldik. İşte, bundan on sene evvelki bir yazıda söylediklerimiz: Demokrat misyona değer vermeyen, ilgi göstermeyen iktidar mensupları, ne yazık ki Adnan Menderes gibi sembol şahsiyetleri siyasî istismar malzemesi olarak kullanıyor.

Şu hale bakın siz: Menderes’i övüyor, sahip çıkar gibi yapıyor, ama Demokrat misyonu hiç, ama hiç umursamıyorlar? DP’yi ve bilhassa onun devamı olan AP’yi hiç ağızlarına bile almıyorlar? O zaman söylenen her şey lâf û güzâtan ibaret demektir.

Günümüzde, işte o lâf û güzâf ile iş gören ve yaşanmış olan eski dramlardan sırf siyaset devşiren istismarcılar var. Bunlar, aynı zamanda hem yüzlerine maske takmışlar, hem de “dehşetli propaganda-i siyaset”le ortalığı toza-dumana boğmuşlardır. Tâ ki, gerçek hüviyetleri ortaya çıkmasın ve ne mal oldukları milletin nazarında anlaşılmasın.

O halde, hakiki dâvâ adamlarını istismarcılardan ayırmak ve o büyük dâvânın izzetini, şerefini istismarcıların elinden kurtarmak lâzım ve elzemdir. Zira, büyük bir dâvânın, muazzam bir kitlenin ve hatta gelecek nesillerin hakkı-hukuku söz konusu.

Okunma Sayısı: 2505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    9.6.2022 03:04:13

    Tebrik ederim. Güzel bir yazı. Hakkın hakikatın gür sesi Yeni Asya yazarlarına yakışıyor. Zulüm ve haksızlık karşısında kimden kime yapılırsa yapılsın susmayan, zalimlerin yüzüne karşı hakikatı haykıran kaleminize sağlık.

  • Arif

    8.6.2022 19:26:13

    Onlar da hakettiler diyerek zalime payanda olmaktan Allah inananlari korusun. Hiç risale okumasa bile üstadın zulme riza zulümdür dusturunu bilse gerek. Ama deyip zalim olanlara yaziklar olsun.

  • Hasan Yüksel

    8.6.2022 17:01:56

    Çok önemli hakikatları veciz bir şekilde anlatan değerli bir makale olmuş. Allah razı olsun. Beşer zulmeder, kader adalet eder. Yanlışa ve haksızlıklara destek olmanın bedelini milletçe ödemeye devam edeceğiz gibi gözüküyor.

  • M. Selim

    8.6.2022 11:54:48

    Öncelikle yurda tekrar hoşgeldiniz Latîf ağabey. Rabbim yüreğinize ve kaleminize güç ve kuvvet versin. Âmin!

  • Aysuna

    8.6.2022 10:35:15

    Allâh razı olsun Hocam...Zulümden daha kötüsü zulmün normalleşmesi hatta İlâhi adâlet,denilerek meşrulaştırılması..Basiret ve ferasetini kaybetmiş birilerinin nazarında yaşananlarlar hakedilmiş ameller olarak görülse de zulmün zulüm olduğunu bilenler durmaksızın bunu haykıtmaya,sağır kulaklara duyurmaya,kör gözlere göstermeye DEVAM etmeli!🌷🌷🌷

  • Aysuna

    8.6.2022 09:42:18

    Kadınlardan,bebeklerden korktukları kadar Allâh'tan korkmadılar😔İnsanlar, tanıdığım insanlar değil,memleket tanıdığım memleket değil...Sükuta gark olan diller utansın!

  • Oğuz Yiğiter

    8.6.2022 07:16:05

    Evvela, binler sâfâlarla geldiniz Salihoğlu hocam cennet vatanınıza. Bir önceki makalenizde Fildişi Sahili'nden dönüşte iklim değişikliğine bağlı rahatsızlığınızdan bahsetmiştiniz. Geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum. Yurda dönüşte bu ikinci makaleniz; ehl-imanın hâl-i hazırdaki zihnî mütegaşgışlık hastalığına o kadar mücerreb bir reçete mahiyetindeki, -hastalığınızın ihlasının bereketi de olabilir- ben şahsen son zamanlarda bu meselede okuduğum en berrak makalelerden biri olarak arşivimde zapt edeceğim. "Milli Görüş Gömleği,Adalet, Kalkınma ve Muhafazakâr Demokratlık" iddialarının mahiyeti konusunda çok veciz ve özlü bir tesbit ve fotograf olmuş. Özellikle Menderes istismarı konusu, sizin yakın tarih ihtisas alanınıza giriyor, bu siyasal islâm çizgisinin Merhum Menderes'e ağız dolusu küfrettikleri, -belgelerle ortaya konulabilir- ayrı bir makale konusu.

  • Abdullah Negünekaldım

    8.6.2022 06:43:37

    Latif abi seyahat yazılarınızdan sonra siyasi içerikli yazılarınızı özlemışiz.İnönü seçimi kaybedince beni nurcular yıktı demiş inşallah 20 yıldır hüküm süren son yıllarda da ucubeye dönüşen ve halka iyiden iyiye žulmetmeye başlayan bu akp saltanatınıda Allah'ın izniyle Yeni Asya cılar bitiirecektir.Çünkü ta başından beri bu akp zihniyetine karşı duran tek cemaat Yeni Asya cemaatidir her zaman olduğu gibi haklı çıkmıştır.Haza min fazlı rabbi

  • Abdullah Tunç

    8.6.2022 05:38:39

    İki siyasi cereyan seneler ce berabar çalıştı.Birbirle rini desteklediler.Birbirleri ne övgüler yağdırdılar.Be raber bir sürü hatalar,gü nahlar işlediler.Beraber binlerce insanların hak ve hukuklarına tecavüz ettiler.Biri diğerini uyarma dı.Haksızlıkların üzerine beraber oturdular.Ve iki si yasi akım böylece zalim oldular.Ne zamana kadar beraber oldular? Çıkar, saltanat ve hakimiyet söz Konusu olunca...Biri haki miyeti ele geçirince;diğeri ni ezmeye çalıştı.Ezmeye çalırken ölçüyü kaçırıp,aşı rı gittiler.Eften püften bahanelerle rakiplerini ağır hukuksuzlullara ma ruz bıraktılar.Yalnız şimdi mağdur olarak görülenler de senelerce bir tarafın de ğirmenine,bilerek veya bil meyerek su taşıdılar.Ve zülme ortak oldular. Ve kader cihetinde suçlu duruma düştüler.Netice itibarıyle beşer zulmetti, kadar adalet etti.

  • Feyzullah Ayhan

    8.6.2022 03:44:43

    Oldum olası bu tek adamın samimiyetine inanmadım. kindar, taraflı, husumet dolu , dini kisve ile ikbal devşiren biri olduğuna Şahid oldum. Hele dini tedrisat gören okullarda adamlarıyla mazide estirdiği şiddeti ve meydana getirdiği tarafgirliği, uygulaldıkları mobingi hiç unutmadım. Allahım neydi o günler, neydi o zulüm neydi o bölücülük... .

  • Arif

    8.6.2022 01:36:48

    Dünya böyle bir zulüm görmemiş. Hile ile kandırdığı halkı kinle ezen gelmemiş cihana. Bu ilk. İmtihan agir. Allah mazlumların zaferi için yardım etsin acilen. Meta Nasrallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı