"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur Talebelerini parçalayanlar

M. Latif SALİHOĞLU
12 Haziran 2014, Perşembe
Bir önceki yazının sonunda yer aldığı gibi, “ihlâsta birinci” Bayram Yüksel, “sadâkatta birinci” Zübeyir Gündüzalp’e Erbakan liderliğindeki Millî Nizam Partisi mensupları hakkında şunu soruyor: “Ağabey, bunlar Müslüman değiller mi? Bunlar kardeşlerimiz değil mi?” Tavizsiz sadâkat sembolü kahraman Zübeyir, bu suâle aynen şu cevabı veriyor: “Bunlar Üstadı anlayamamışlar. Bunlar bilmeyerek Nur Talebelerini parçalıyorlar; çok, pek çok zarar veriyorlar.”
El-hak, öyledir. Buna tarih şahittir. Şahıslar ve hadiseler de aynı gerçeğin birer şahidi.
Meslek hayatımızın en az otuz yılında bu gerçeğin mühim bir kısmını bizzat gördük, yaşadık, yazdık, konuştuk ve belgelerle de konuşturduk...
Bilvesile, aynı konuya bir nebze daha temas etmeye çalışalım.

Said’in “Milletçi” dostları

1970’te kurulan Nizam Partisi, geçici, lokal, nevzuhûr bir siyasî hareket değildir. Bunun öncesi ve sonrası da var.
Bu siyasî anlayışın, bu politik mantalitenin kökü ve kökeni tâ 1948’de Fevzi Paşanın fahrî başkanlığında kurulan Millet Partisine kadar gidip dayanıyor.
“Dindar Kemalistler”in başını çektiği bu partinin ilk işi, henüz çeyrek muhalefet olan Demokrat partiyi bölüp parçalamak oldu.
1946’da bir ton dayak ve sopa yiyerek Meclis’e ancak 61 vekil sokabilen DP’nin içini boşaltan Fevzici Millet Partisi, 28 milletvekilini transfer ederek Meclis’te yeni bir grup kurdu.
DP’den bu partiye geçen, kaydolan, destek veren veya transfer edilenler arasında Üstad Bediüzzaman’ın dostları da var. Meselâ: Osman Nuri, Eşref Edib, Necip Fazıl, Osman Yüksel, Abdurrahim Zapsu, Cevat Rıfat, vesaire...
Bu zatların çoğu, Bediüzzaman Hazretleri hakkında müsbet, dostane yazılar yazmış olan ve bir kısmı Tarihçe-i Hayat’taki “Tahliller” bölümüne yazısı derc edilen dost şahsiyetlerdir.
Bilâhare, İslâm Demokrat Partisini kuran ve Üstad Bediüzzaman’ın desteğini talep eden bu zevâta, Hz. Üstad aynen şu cevabı veriyor: “...Sebilürreşad, (Büyük) Doğu gibi mücahidler iman hakikatlerini ehl-i dalâletin tecavüzatından muhafazaya çalıştıkları için, ruh u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz; fakat, siyaset noktasında değil.” (Emirdağ Lâhikası, s. 281)
Burada teessürle ifade edelim ki: Bundan 3-4 ay evvelki bir tv programında “Bediüzzaman bugün yaşasaydı, Tayyip Beye oy verirdi” diyen son şahitlerden bir muhterem ağabeyimiz, birlikte katıldığımız “Eşref Edib”le ilgili bir platformda, yukarıda kaynağını verdiğimiz Üstad’a ait mektubu okurken, maalesef son cümleyi yarım bıraktı “...onlarla dostuz ve kardeşiz” kısmına kadar okuyup “;” kısmında kesti. Yani, cümlenin devamı olan “fakat, siyaset noktasında değil” ifadesini okumadı ve maalesef “Mektup bu minvâl üzre devam edip gidiyor” dedi.
Başımdan kaynar sular dökülür gibi oldu. Gazetede birlikte çalıştığımız 3-4 arkadaş da şahidimdir. Söz sırası bize gelince, hâsıl olan yanlış kanaati tashih etmeye çalıştık.
Şuna kat’iyyetle inanıyoruz ki, nerede ve hangi platformda olursak olalım, karşımızdakiler her kim olursa olsun, öncelikli vazifemiz, hukuk-u Üstad’ı ve hukuk-u Risâle-i Nur’u muhafaza ve müdafaa etmeye çalışmaktır. Başkasına yaranmak gibi haller, vaziyetler, ne vazifemizdir, ne de bize yakışır.
Şahidim olan arkadaşlarla birlikte yaşadığımız bu hadise de gösteriyor ki, Milletçilerin devamı olan Nizamcılar ve onların devamı mahiyetinde olan günümüz siyasî cereyanları, hakikaten Nur Talebelerini bölüp parçalıyor.
Demek ki, Zübeyir Ağabey, tevilsiz ve tekellüfsüz şekilde, içtimaî hayatımıza ait mühim bir hakikate tam parmak basmış, tam isabetle konuşup Bayram Ağabeye gayet vâzıh bir izahatta bulunmuş.

Biri baskıcı, diğeri bölücü


Başta Üstad Bediüzaman’ın kendisi, sonra Nur Talebeleri ve ardından Demokratlar, daima Halkçıların zalimane baskılarına maruz kalmışlardır.
Bu zulümlü, işkenceli baskılar, hiçbir dönemde Nur Talebelerini dağıtmamış, yıldırmamış, onları karşı karşıya getirmemiş. Bilâkis, daha birleştirip kenetlendirmiş.
Fakat, Milletçiler için durum böyle değil. Tıpkı, Zübeyir Ağabeyin de izah ve ifade ettiği gibi, bu zihniyete sahip olan siyasiler, hemen her dönemde Nur Talebeleri arasında ihtilâfa, iftiraka, inşikaka sebebiyet verdiler.
Günümüzde ise, Milletçilerin dindar uzantıları olan siyasetçiler, tâ harim-i ismetimize kadar girip dahilî bünyeyi alabildiğine sancılandırdılar.
Ne diyebiliriz ki, şuurlu bir uyanış ve intibah temennisinden başka...
 
 
Kaynak: Prof.Dr. Şener DİLEK @profsenerdilek

Sadâkat imtihanı


Dünkü “Sadâkat dersleri” başlıklı yazımıza yorum gönderen arkadaşların da nazara verdiği gibi, âhirzamana dair bir hadis-i şerifte, aynı meseleye dikkat çekilerek, meâlen şöyle buyruluyor: “Büyük Mehdi’nin talebelerinin tek imtihanı olur; o imtihan da, Mehdi’ye sadâkattir. Öyle ki, onlardan bir çoğu sadâkat imtihanını kaybeder.”
Kaynak: Ahmet İbn-i Hacer-i Mekkî. El Kavlu’l-Muhtasar Fî Alamâti’l-Mehdiyi’l-Muntazar.
Ayrıca bakınız: http://www.nurunbekcisi.com/risale-i-nurun-tahrifi/a-y-e-%C4%9F-i-n-ve-a-b-a-d-i-l-l-i/
Kaynaklardaki bir başka Hadis-i Şerifte ise, Ahirzaman Mehdisinin talebelerine “sadâkat yemini”ni yaptıracağı ifade ediliyor; “ıztıraptan çıkış vesilesi” olan yemin...
Okunma Sayısı: 4904
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • aykut sak

    12.6.2014 22:50:00

    cenabu allahım razı olsunkalemıne sağlık latıf hocam nekadar doğru objektıf herşeyı açıklıyorsun sızın dostlar zor bulunur.ımkanların bittiği yerde inanç vardir derdin nekadar büyük olursa olsun derdınden buyuk .Allah Vardır şeytanın vesvesesi varsa Müslumanın Besmelesi vardir Güzel ve Hayirli olan herşey senın ve dostlarımızın olması dileğiyle Berat kandılınızde mubarek olsun

  • Mustafa BİTER

    12.6.2014 16:43:00

    Bütün kardeşlerimiz belirtmiş;RİSALE-İ NUR TALEBELERİNİN EN BÜYÜK VAZİFESİ MEKKE’DEKİ KUTUP DAHİ GELSE RİSALE-İ NURLARA VE ÜSTADLARINA SADAKATTİR,
    Üstadı görmek acaba onu anlamak demek midir ? Mustafa Kemal’de gördü,İsmet İnönü’de ,Nevzat Tandoğan’da,Yılmaz Çetiner’de (yanlışım olmasın)...Mesele görmekse daha böyle yüzlercesi,mahkemelerdeki hakimleri,savcıları sayarsak binlercesi...Mesele görmek değil...Ben söylemiyorum,Üstad söylüyor...Mesele Risale-i Nurlara sahip çıkmak (okumak),Üstadına ve külliyata sadakatle bağlı olmak...VE MAKAM,MEVKİ,ŞAN,ŞEREF VE DÜNYA İÇİN bazılarına dalkavukluk edip ÜSTADLARINI (eserlerini tahrif ederek) YALANCI ÇIKARMAMAKTIR...O’NUNDA BAZI NOKTALARDA ALDANDIĞINI SÖYLEYENLERE PAYANDA OLMAMAKTIR.VEEE...Menafaatler uğruna Külliyatın bazılarının (Bilhassa Lahikaların) günümüzde geçerli olmadığını söyleyenlerle kol kola girerek el-hannasları memnun etmemektir...

  • yolcu

    12.6.2014 13:54:00

    Kaleminize kuvvet,Yeni Asya’nın kaderi testi kırılmadan yol gösterir ama maalesef kırıldıktan çok sonra görürler,olsun...

  • Demokrat Avrupa

    12.6.2014 12:46:00

    Muhtesem bir yazi, diyecek baska birsey bulamiyorum....

  • Sezai Mumcu

    12.6.2014 12:43:00

    Ahirzamanin Mehdisine (RA) ulasmak icin tek vesile tirnaklari kanayarak sürüne sürüne gitmek bile olsa buna katlanilmali. Madem Mehdi (RA)ahirzamanda peygamberimizin (ASM) en mümtaz ve aziz varisidir, yapin dedigini yapmak yapmayin dediginden kacinmak gerektir. Ister o bir Bediüzzaman Said Nursî’dir veya o bir Risale-i Nur Külliyatidir densin farketmez. Mehdi (RA) kendisi demiyor mu benimle konusmak isteyen Risale-i Nur Külliyatini okusun. Madem Mü’minlerin anasi Hz Aise (RA) validemiz Tabiinin Resulullah nasildi diye sormalarina, siz Kur’an okumuyormusunuz onun ahlaki Kur’an ahlaki idi, yani yasayan Kur’an di demesi gibi biz de bugün Mehdi (RA) hakkinda, siz Kur’anin bu devirdeki hakiki tefsiri Risale-i Nur Külliyatini okumuyormusunuz, onun ahlaki bize dersleri/tavsiyeleri Nurlardir dersek hic mübalaga etmis olmayacagiz.

  • Garib Doğu

    12.6.2014 11:54:00

    Evet, bugün kü iktidarın çıkış noktası ile bugün geldiği noktayı birleştiren hattı,çizgiyi net olarak çizmişsiniz.Bu çizgi üzerinede yürüyen,bu hatta haraket eden şahsiyetleri de yazarak,bu misyon mensuplarını açık bir şekilde tarif edip akıl ve vicdan sahiplerini ikaz ve ihtar vazifesini hakperestane ve cesurce yapmışsınız.Allah ebediyen razı olsun.Bir kısım insanların içine düştüğü feci halleride bir örnekle nazara vermişsiniz.Durum öyle gösteriyor ki bu sadakat imtihanını çokları kaybedecek.Bu zamanda bu sadakat ateşten bir kor olmuş.Altı desise-i şeytaniyeden kurtulmamış,ihlası tammı kazanammış,uhuvvet ve muhabbetten mahrum insanların tamamı bu sadakat sınavında sınıfta kalacaklardır.Çok çetin bir imtihanla karşı karşıyayız.Çok zorlu sınavdan geçiyoruz.’’Ümmetimin Dünya malı ile sapıtmalarından endişe ederim’’ mealindeki hadisi şerif sanki günümüzü anlatıyor! Dünya malı dehşetli bir cazibe halini almış.Allah bütün mü’minleri bu cazibeden muhafaza etsin.

  • mnuribingöl-eminler

    12.6.2014 11:13:00

    Sadakatın lügavi manalarından sadece birini kastetmek Ayet ve Slogan yazarını haklı çıkarıyor gibi... Meselenin bam teli Sünuhattaki İslamiyet’in Hakimiyet-i mutlakası ile 15.Mektub vd.

  • demokrat

    12.6.2014 11:06:00

    Çok güzel be kardeşim.Harika.Ne kadar şahane tespitler.İnşallah diğerleri de kandırıldıklarını anlayacaklar birgün;umuyoruz...

  • garip talebe

    12.6.2014 08:40:00

    Sunuhat’ta da bunu acikca ifade ediyor.Munazarat,Divan-i Harbi Orfi Lahikalar keza Ustadin siyasi tespitlerini anlamak icin yeterli ama malesef okunmuyor..Tek sorun okunmamasinda bana Göre.Ama şimdilerde Nur talebelerini de ehli taklid halina getirdi bu sistem.

  • özdemiroğlu

    12.6.2014 07:09:00

          Amenna ve sadakte kardaşım.Ne diyor şair;
         ’’Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin,dönersem kahpeyim,millet yolundaki azimetten!’’
           Sadakat,sebat ve azimet.İnşaallah,Rabbım mahcup etmesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı