"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nedir bu vandallık?

Mehmet KARA
17 Haziran 2013, Pazartesi
CHP’nin, hükümetin başlattığı Kanal İstanbul, 3. Havalimanı ve 3. Köprü’nün meydana getireceği “doğa tahribatı”nın gerçek boyutlarının araştırılması için verdiği araştırma önergesi görüşmeleri sırasında son günlerde en çok duyduğumuz bir kelime üzerinden tartışmalar yaşandı. Bu kelime de vandallık ve vandalizm kelimeleri idi.

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın “Her ne kadar AKP yöneticileri tarafından meydanlarda hakkını arayanlar ‘Vandal’ olarak nitelendirilse de asıl vandalların kimler olduğunu yaşanılan birkaç örnekte görebilirsiniz” demesi ile başladı.
AKP İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak’ın, “Kâğıt mı yakıyorlar Hocam? Otobüsü yakıyor. Kimin malı Hocam? İstanbullunun malı” diye yerinden seslenmesine Baydar, “Halkın karşı çıkmasına rağmen Topçu Kışlası yapımındaki ısrar, doğaya karşı olan vandalizmin tipik örneğidir” diyerek cevap verdi.
Baydar’ın konuşmasından sonra söz isteyen AKP Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, “Sayın konuşmacı vandalizm ile ilgili olarak bir ders verdi. Dediğiniz gibidir vandalizmin sözlük tarifi, ama bunun içine ambulans yakmak da girer, otobüsleri yakmak da girer” derken “Bu konuda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu tek geçerim. Bir yerde bir şey söyler, öbür yerde bunu değiştirir, tek geçerim” diye devam edince bu kez de CHP’li İnce cevap için söz istedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile Bahçekapılı yerlerinden vadallık üzerinden uzun süre tartıştı. Daha sonra bir grup AKP milletvekili CHP sıralarına doğru yürüdü. Karşılıklı atışmanın ardından itiş kakış yaşandı. Tansiyonun yükselmesi üzerine Meclis Başkanvekili Sadık Yakut birleşime ara verdi.
Vandallık üzerinden tartışılırken Allah’tan kişiye ya da kamuya ait bir mala zarar verilmedi. Yoksa orada da vandallık sözkonusu olacaktı…

* *  *
    BAŞBAKANLAR İŞLEM HATASI YAPAR MI?
Gezi Parkı olayları yeni anayasayı ve teröre çözüm sürecini unuttururken önümüzdeki yıl yapılacak iki seçimi hatırlara getirdi. Olayların önümüzdeki yıl yapılacak olan mahalli ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle de alâkalı olduğu dile getirilmeye başlandı...
Durum böyle olunca da Başbakan Erdoğan’ın “Seçimlere 7 ay kaldı” sözü kafaları karıştırdı. Erdoğan Gezi Parkı eylemcilerine seslenirken, “Ben diyorum ki, Gezi Parkı’na çıkacağınıza, 7 ay var sabredin, 7 ay sonra sandıkta sizlerle görüşelim” şeklinde kullanmıştı.
2014 Mart ayında yapılacak seçimlere daha 9 ay var. Cumhurbaşkanlığı seçimine de bir yıldan fazla bir zaman var. Peki, Başbakan neden “7 ay” dedi. İşlem hatası mı yaptı, yoksa kafasında mahallî seçimi Aralık ya da Ocak’ta yapmak mı var? Bu sorular hemen akıllara geliverdi.
AKP’li yöneticiler “Aslında Erdoğan şunu söylemek istedi” diyerek şöyle bir açıklama getirdiler: “Aralık ayı gibi seçim startı verilmiş olur. Yani, o tarihte bütün yoğunluğumuzu yapılacak seçimlere vermiş olacağız. 9 aylık bir sürenin iki ayını çıkarsanız 7 ay gibi bir süre kalıyor, o iki ayda adaylar artık yavaş yavaş şekillenir ve sahaya inmiş olurlar…”
Zorlama bir tevil gibi geldi bize... Bizce ya Başbakan yanlış bir hesap yaptı, yahut gerçekten seçimleri daha erken bir tarihe alma planı var.

*  * *
    SALYA…
TBMM Genel Kurulu’nda daha önce benzeri görülmemiş bir tartışma daha yaşandı. CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın hükümete sert eleştiriler yöneltmesinin ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı kürsüye “salyaların” aktığını öne sürerek, temizlenmesini istedi. Ardından bir kavasın kürsüyü bezle silmesi ilginç bir tartışmanın da fitilini ateşledi.
Meclis’te partilerin sabah grup toplantılarındaki gerginliğin, TBMM Genel Kurulu’na da yansıması sonucunda Genel Kurul’da önce “kan”, sonra “gerzek”, son olarak da “salya” tartışması yaşandı.
Bahçekapılı’nın sözlerine tepkiler gelince, “Küfretmeyin, doğru düzgün konuşun! Küfretmeye gelirse… Bakın, ellerimi koyamıyorum hâlâ, salyalar var burada!” dedi..
Evet bu cümle bir bayan vekilin ağzından çıktı: “Eğer küfretme gerekirse, biz onu da yapmasını biliriz…”
Konuşma karşılıklı atışmalarla sürerken, CHP’li Haydar Akar, “Ellerini değme oraya, kürsü kirleniyor kürsü” diyerek uyardı! Muharrem İnce’nin kavasa tepki gösterip, “Çık oradan, çık oradan! Çık dedim sana!” diyerek ikaz etmesi üzerine CHP’li Ahmet Toptaş, “Gel, yahu o Bülent’inkini silmiyor, Ayşe’ninkini siliyor, sen ne yapıyorsun?” diyerek İnce’nin elinden çekti.
Bunun ardından Bülent Tezcan sataşma için söz isteğinde bulundu. Cevabını da verdi. Ancak vekillerin en ufak bir sözden nasıl bir tartışmaya tutuştuklarına ilginç bir örnek ile tekrar şahit olduk.

Okunma Sayısı: 1774
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı