"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peki, giderler kaç kat artı?

Mehmet KARA
19 Eylül 2021, Pazar
Ülkede ekonominin durumu malûm. Enflasyon çift haneli rakamlara demir attı, işsizlik rakamları (resmî) yüzde 12.1, genç işsizlerde bu oran yüzde 25…

 Buraya bir parantez açmakta yarar var. Zira işsizliğin Temmuz 2-3 puan düşerken Ağustos ayında 1-2 puan arttığı söyleniyor. Buna akıl erdirmek zor. Bunun nasıl olduğunu ekonomistler dahi bulamazken en iyisi biz hiç uğraşmayalım. Bizim yerimize resmî kurumlar hesaplıyor! Bir kesimde buna inanıyor. 

Hayat pahalılığını anlatmaya gerek dahi yok, her şey ateş pahası. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu kabul ediyor. Marketlerde ürünlerin fiyatları neredeyse her gün değişiyor. Mevsiminde meyve ve sebzenin yanına dahi yaklaşılmıyor.  

Memura 2022 yılı için yüzde 12 zam yapılırken aynı günlerde elektriğe yüzde 15 zam geldi. Kış gelirken elekt-rik ve doğal gaza yüksek oranda zam kapıda. Emekliye Temmuz’da yapılan zam daha gelmeden gitti. 

Türk-İş, Temmuz’da dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 903 TL, yoksulluk sınırının ise 9 bin 457 TL’ye yükseldiğini açıkladı. Asgarî ücret 2.825 lira, milyonlarca emekli bu ücretin çok altında maaş alıyor. En düşük memur maaşı 2023 yılının Temmuz ayında yapılacak zamla 4.348 lira maaşa ulaşacak. 2 yıl sonra alacağı para bile yoksulluk sınırının yarısından daha az. 

Ekonomideki tablodan bazı veriler böyle… 

İşte böyle bir tablo varken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta siyasetçilerin ve milletin çok konuştuğu bir açıklama yaptı. 19 yılda millî gelirin 11, asgarî ücretin 16 kat arttığını söyledi. En çarpıcı olan da emeklilerin maaş artışı olmuş! Emekli maaşı 19 yılda 7 kat artmış. 

Sayın Erdoğan bunları açıklarken temel gıda maddeleri, elektrik, doğal gaz, kira gibi ihtiyaçlara 19 yılda yapılan zamların kaç kat arttığını söylemedi. Sadece o zamanki asgarî ücretle kaç çeyrek altın alınabildiği ya da kaç dolar karşılık olduğu ile 2021’in Eylül ayında asgarî ücretle kaç çeyrek altın ya da dolar karşılığı olduğuna bakmak yeterli. Görülecektir ki, söylenen rakamlardan katbekat fazladır. Rakamlara çift taraftan bakılmalı ki, gerçek ortaya çıksın. Asgarî ücret 16 kat artarken, alım gücünün kat kaç arttığına da bakmak gerekmez mi?  

*** 

SON BİR YILDA FİYAT ARTIŞLARI 

Fazla rakamlara girmeden, resmî verilere göre son bir yıl içindeki fiyatı artan ürünlerden bir örnek sunalım: 

Tavuk eti yüzde 64, ayçiçek yağı yüzde 60.8, margarin yüzde 53.8, yumurta yüzde 49.3, mısırözü yağı yüzde 47.3, mercimek yüzde 41,8, zeytinyağı yüzde 39,4, süt & yoğurt yüzde 35, nohut yüzde 34,4, balık yüzde 34, bal yüzde 27, ekmek yüzde 26,4, dana eti yüzde 23, makarna yüzde 22, un &pirinç yüzde 21, salatalık yüzde 128, kabak yüzde 87, şeftali yüzde 81, taze fasulye yüzde 68, armut yüzde 52, havuç yüzde 52, domates yüzde 50, üzüm yüzde 46, patlıcan yüzde 37, kayısı yüzde 32, karpuz yüzde 30, muz yüzde 29, kiraz yüzde 26, sivri biber yüzde 23, kuru soğan yüzde 37, patates yüzde 34… 

Rakamlar ortada son bir yılda bu kadar arttıysa 19 yılda ne kadar arttığını varın siz hesap edin. 

*** 

YOKSUL GÜNLERDEN BU ZAMANA… 

Yazar Alev Alatlı geçtiğimiz günlerde Sabah Gazetesine verdiği bir mülâkatta, “Yoksul günlerden bu zamana kadar geldik. Türkiye’nin karnı doydu. Tokuz çok şükür” sözleri epey tartışma konusu olmuştu. 

Öncelikle Türkiye’de açlık sınırının 2.903 lira, asgarî ücretin ise 2.825 lira olduğunu bir kez daha hatırlatalım ki, aç var mı, yok mu görülmüş olsun… 

Yazar Alatlı’nın sözleri Meclis’te 2020 yılının Aralık ayında yaşanan bir diyaloğu da hatırlattı. 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın “Millet aç’ deyince hoplamayın arkadaşlar, millet aç, perişan. Evet, herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor” diye konuşurken, AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin, “O zaman aç değil demek” demişti.  

Altay’ın, “Kuru ekmek… Bu tutanağı alacağım, bu tutanağı alacağım, bak, göreceksin, milletten özür dileyeceksin” sözlerine Tin, “Sen kendin dedin ‘Midesine ekmek giriyor’ dedin” diye karşılık vermişti. Altay da, “Milletin midesine kuru ekmek giriyor sadece diyorum, Beyefendi diyor ki: ‘O zaman aç değiller.’ Ben bunu milletin takdirine bırakıyorum” demiş, Sayın Tin söz alarak sözlerine açıklık getirmeye çalışmıştı. 

Aç olmamak için kuru ekmek yeterliyse diyecek bir şey yok, ama öyle değil… 

*** 

TOPLU İĞNE NE ZAMAN ÜRETİLDİ? 

Bu arada Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde, “Türkiye toplu iğne üretemeyen bir ülkeydi. Toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik” sözü hatırımıza geldi.  

Hatırımıza gelen başka bir şey de yine Sayın Erdoğan’ın AKP iktidara gelmeden önce buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinasının olmadığı yönündeki sözleri… 

Kısa bir araştırma ile 2002’den önce hem toplu iğnenin hem de buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinalarının da olduğunu görebiliriz. Hatta ütü ve fırın bile vardı. Cep telefonu da vardı set üstü ocak da… 

Bunları da bu vesile ile hatırlamakta fayda gördük. 

Okunma Sayısı: 1505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • h.bulat

    26.9.2021 11:05:57

    Bir ülkede hukuk biterse her şeyin dengesi bozulur.

  • Necati

    19.9.2021 13:54:55

    Bütün bunlar, ekonomik sıkıntı,işsizlik, vs. Bir sonunç asıl sebep, demokrasi yok, adalet yok, hürriyet yok, adil seçim yok, hür basın, medya yok, hür sendika yok, yok yok yok asıl yokluklar bunlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı