"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Varlık ve yokluk

Mehtap Yıldırım Yükselten
01 Ekim 2020, Perşembe
Harvard ve Virginia Üniversiteleri’nde yapılan bir çalışmada, öğrencilerin fizikî acıyı, tecrid edilmeye tercih ettikleri görülmüş.

Bir grup denek, etrafta hiçbir ses ya da uyaranın olmadığı tek ikişilik odalara kapatılıyor. Ne saat var, ne telefon, ne de bir kitap. Loş bir ışık, oturacak bir sandalye ve bir de düğmesine basınca elektrik şoku veren cihaz var. Denekler ona basınca acı duyacaklarını bildikleri için önce hiç kullanmıyorlar. Ancak saatler ilerledikçe, yapacak bir şey bulamayan denekler, acı çekeceklerini bile bile sırf bir uyaranla temasa geçmek için elektrik şoku düğmesine dokunmaya başlıyorlar. Bu bilgiler “Mind Field” adında bir belgeselde detaylı olarak yer alıyor.

Buna benzer yapılan farklı araştırmalarda da yine insanın etkileşimsiz, tek başına, herhangi bir uyaran olmadan kalmasının çok rahatsızlık verici olduğu, fizikî acı çekmek de olsa bir uyaranla etkileşime geçmek istediği tesbit edilmiş.

Bediüzzaman Hazretleri çocukken kendi kendine şöyle bir soru soruyor ve cevaplıyor: “Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki fakat âdi ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?’ dedim. Baktım, ikincisini arzulayıp birincisinden ‘Ah!’ çekti. ‘Cehennem de olsa beka isterim’ dedi.”  

Bunu ilk okuduğumuzda: “Cehennemde çok şiddetli bir azap ve acı çekme var. Yokluk daha iyidir” gibi bir düşünceye kapılırız. Cehennemde de olsa var olma isteğini anlamakta zorlanırız. Yukarıda bahsettiğimiz çalışma bu meseleyi anlamamıza bir parça ışık tutuyor. Araştırmaya katılan denek de biliyordu elektrik şokunun düğmesine dokunmanın ona azap vereceğini, ama acı da olsa bir uyaranla etkileşim içinde olmak istiyor. Bu ona daha iyi geliyor. Nitekim psikologların tesbitlerine göre, sesleri yansıtmayıp yutan özel bir izolasyon odasında sadece kendi vücudundan çıkan sesleri duyan bir insanın buna en fazla 45 dk dayanabildiği, daha fazlasının çok ciddî psikolojik rahatsızlıklara yol açacağı belirtiliyor.

Yokluğu anlamanın bize zor gelmesi çok normal. İnsan bilmediğini, tatmadığını anlayamaz. Yokluk nedir hiç yaşamadık. Yapılan deney ve araştırmalar da bize bir nebze ispat ediyor ki, herkesten ve her şeyden mahrum bir şekilde tecrit edilmek, yok sayılmak, fizikî acıdan daha şiddetli bir acı. İki kötü hâl arasında tercih yapmak zorunda kalsak daha az kötü olanı seçeriz. Bütün vücudu hastalık kaplayıp ölmektense, parmağın kesilmesine razı olunur. Cehennem çok dehşetli bir azap yurdu, ama yokluk çok daha kötü ve aşağı bir durumdur. O yüzden insan ruhu fıtraten Cehennem de olsa bekâ ister. Allah bizi ve sizleri Cehennem azabından korusun.

Okunma Sayısı: 2051
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    1.10.2020 11:18:55

    Amin.. İnsanoğlu bekaya aşıktır. Yok olmayı istemez. Cehennem dahi olsa ebedi yaşamayı arzu eder.. Bu güzel yazınız için tebrik ediyorum...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı