Salah’ın transferinin ardından Liverpool taraftarlarının sosyal medyada İslâm karşıtı attığı mesajların oranı, diğer Premier Lig takımı seyircilerine oranla yüzde 50 azaldığı, şehirdeki İslamofobinin ise yüzde 18,9 oranında düştüğü açıklanmıştır. Diğer suç oranlarında ise herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.

Muhammed Salah Hamid Gali, 15 Haziran 1992’de Kahire’nin 130 kilometre kuzeyindeki Nagrig Köyü’nde fakir bir aile çocuğu olarak dünyaya geldi. Salah, daha çocukluk yıllarında futbol yeteneğiyle dikkatleri üzerine toplar. 14 yaşında Arab Contractors SC altyapısında futbola başlar. Sol ayağını iyi kullanmasına rağmen sağ kanatta ve forvet bölgesinde de oynayabiliyordu. İdmanlara katılmak için 130 km yolu 4,5 saat gibi bir vakitte gidebiliyordu. Çoğu zamanda antrenmanlara gidiş gelişlerinde 9 araç değiştirdiği de olurdu. Salah küçük bir çocukken iyi bir futbolcu olabilmek için her zahmete katlanarak çalışmalarına devam etti. Bu süreçte okulla antrenmanları birlikte yürütemediğini anlayınca okulu bıraktı. Okul ise böyle değerli bir öğrenciyi gözden çıkarmaz ve ona günde 2 saat derse girmesinin yeterli olacağını söyleyerek okulu bitirmesine yardımcı olur.

Salah azimli çalışmasının ilk meyvesini alır ve El Mokawloon Sporting Club’da futbola başlar. İlk maçına 2010’da Mansoura’ya karşı 1-1 biten maçta çıkar. 2010-11 sezonunda ise A takımın değişmez bir ismi olur. İlk golünü ise 2010 yılında deplasmanda 1–1 berabere kaldıkları Al Ahly SC maçında atar. Bu arada Salah’ın yükselen performansını takip eden İsviçre’nin süper lig ekibi Basel’in dikkatini çeker ve Basel onu takıma kazandırmak için girişimlerde bulunur. Al Mokawloon’da oynayan salah 19 yaşında Millî takıma çağrıldığı dönemde Mısır’da trajedik bir olay yaşanır. Bu üzücü olay Salah için şansa dönüşüyor ve onu dünya futbol sahnesine çıkarır. Olay Arap baharının en sıcak günlerinde Port Said’de oynanan bir Lig maçında, biraz da politik etkiyle olaylar kanlı bir trajediye dönüşüyor ve 74 taraftar ölür.

Salah Fiorentina’da top koşturduğu dönemde 74 sırt numarası giyer. Bunun sebebi faciada ölen 74 taraftarın hatırasını yaşatmaktı. Port Said Faciası üzerine Mısır Federasyonu ligleri iki yıl durdurur. Bu gelişmenin üzerine Basel Salah ile 4 yıllık kontrat imzalar. Basel bu transfer için 1,5 milyon Euro’luk bonservis bedeli öder. İşin ilginç tarafı 2012 yılında Tolunay Kafkas, Kayseri Spor‘un başındayken, Salah’ı 1-2 milyon Euro’ya almak için Mısır kulübünü ikna eder. Ancak Kayseri Spor yönetimi bu parayı çok bulunca Salah, 2,5 milyon Euro’ya İsviçre Kulübü Basel’e gider. Salah Basel’de 2 sezon top koştururken Galatasaray’ın da gündemine gelir. Ünal Aysal döneminde gündeme gelen Salah ile prensipte anlaşma yapılsa da Galatasaray yönetimi, Terim’in Bruma’yı tercih etmesi sonrasında Salah transfer edilmez. Muhammed Salah bunun üzerine bir sene daha Basel’de top oynar. Ardından 16,5 milyon Euro’ya Chelsea’nin yolunu tutan Muhammed Salah, burada beklentileri karşılayamaz. Önce Fiorentina’ya ardından Roma’ya kiralanır. Roma, 2016 yılında 15 milyon Euro ödeyerek Salah’ın bonservisini alır. İşte Salah asıl patlamayı ve dikkatleri Roma’da üstüne çeker. Salah, 2017 yılında ise Liverpool’a 42 milyon Euro’ya transfer olur.

Muhammed Salah Liverpool formasıyla 48 resmî maça çıkar 43 gol atıp 15 asistlik bir performans sergiler. Sezon başında 40 milyon euro olan değeri birden 80 milyon Euro’ya çıkar. Salah Liverpool takımıyla 2022 yılına kadar sözleşmesini uzatmıştır. Salah Liverpool’da oynadığı kısa sürede dünyanın en değerli birkaç futbolcusu arasında yerini alır. Liverpool taraftarları Salah’ı çok severler. Taraftarlar Salah’ın maç sonu yaptığı röportajları, kulüp tarafından yayınlanan duygusal videoları ve sosyal medya hesaplarındaki muhtevaları izledikten sonra hayatına yönelik zengin bilgi sahibi olurlar. İzleyiciler, bir Müslüman’ın nasıl duâ ettiğini belki de hayatlarında ilk kez Salah gol attığında görürler. Milyoner futbolcularda alçakgönüllülük, golcülükten çok daha az görülen bir meziyetti.

Dindar bir Müslüman olan Salah’ın mütevazılığı, futbolseverlerin ve medyanın gözündeki popülerliğini bir kat daha da arttırmıştır. Salah güzel futbolun yanında ülkesinde bir okul ve bir hastane yaptırması ve pek çok hayır faaliyetinde isminin kullanılmasına izin vermesi üzerindeki ilgiyi daha da arttırdı. Salah yoksul Mısırlılara yardım etmek için kurulan bir fonuna 280 bin dolar bağışlar. Yardımsever ve merhametli biri olduğu anlaşıldıkça seyirciler tarafından günbegün seven sayısını arttı. Salah’ın bir fenomene dönüşmesini sadece başarılı performansına bağlı olmadığı dikkatten kaçmadı. Böylece Salah’ın olumlu bir Müslüman modeli sergilemesi taraftarların İslam dinine daha az yabancılık hissettiklerini sağladı. Muhafazakâr bir çevreden gelen, dindar kimliğiyle bilinen Salah, Liverpool’da olumsuz bir tavırla karşılaşmadı. Ne eşinin başörtüsü ne de gol sevinçlerinde sonra sık sık secdeye kapanması eleştirilmedi. ilk sezonunda, Salah’ın olağanüstü performansından sonra taraftarlar “Sen yeter ki gol at, gerekirse Müslüman oluruz” şeklinde tezahüratlar yaptılar. Alman teknik adam Jurgen Kloop, da Mane ve Salah’ı örnek göstererek, “Oyuncularımın oruç tutmasıyla ilgili bir problemim yok. Oruç tutsalar da, oruç tutmasalar da harikalar. Onların dinlerine saygı duyuyorum. Futboldan önemli şeyler de var” der. Chelsea’ye ve Roma’ya gol attığında sevinmeyerek, eski takım arkadaşlarını tünelde kucaklar ve bu centilmenliğiyle herkesin gönlünü kazanır.

El Ezher de yaptığı açıklamada, Salah’ın güzel bir ahlâkı temsil ettiği belirtmiştir. Bütün dünya son dönemde Salah’ın kaydettiği başarıyı konuşuyor. İngiltere’deki gazeteler İslâm’dan kötü bir üslûpla bahsederken, Salah sayesinde Liverpool taraftarları, İlâhî dinin zaferini ifade eden, İslâmî muhtevalı marşlar söylüyor, denildi. Taraftarlar, “Daha çok gol atarsa İslâm’ı seçeceğim. Camiye gireceğim. Orası, olmak istediğim mekân” şeklinde ifadeler de basında yer almıştır.