"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

BAE ve Türkiye ilişkileri

Muhammet ÖRTLEK
27 Kasım 2021, Cumartesi
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El-Nahyan’ın 24 Kasım 2021’deki Ankara ziyareti, Türkiye ve BAE ilişkilerini gündeme getirmiştir.

Türkiye’nin 2002’den itibaren Kuzey Afrika, Ortadoğu ve daha bölgesel ölçekte Körfez ülkeleri arasındaki ilişkileri dış politikasının ana gündem maddelerindendir. Özellikle belirli bir dönem için “ortak geçmiş / tarih, ortak din, ortak kültür vb.” unsurlar üzerinden dış politikada “yumuşak güç”ün bir enstrüman olarak kullanıldığı kaydedilmektedir.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da 2011 yılında Arap Baharı / Uyanışı’nın başlamasıyla birlikte, bölge ülkelerinin Türkiye’nin bu coğrafyaya ilişkin politikasına yönelik tutumları farklılık göstermiştir. Türkiye ve BAE ilişkilerinin bu dönemde gerginliklerle anıldığı görülmektedir. İki ülke ilişkilerinin ekonomi, ideoloji ve uluslar arası sistem çerçevesinde değerlendirilmektedir.

Ekonomik açıdan “2005’te imzalanan Türkiye ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi Üyesi Ülkeler Arasında Ekonomik İşbirliğine İlişkin Çerçeve Anlaşma” ile “2008’deki Türkiye – Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Yüksek Düzey Stratejik Diyalog”, Türkiye ve BAE ilişkilerinde önem arz etmekteydi. Ancak Arap Baharı ile başlayan süreçte BAE’nin yüksek miktarda bütçelerle savunma sanayi harcamaları yapması, bölgedeki ilişkilerin seyrini değiştirmiştir. “BAE ile yaşanan siyasi gerginlik dönemlerinde, iki ülkenin yeterli ekonomik performansı göstermediği” belirtilmektedir. Türkiye’nin, Mısır’da Müslüman Kardeşler’in Hürriyet ve Adalet Partisi’nin iktidardan uzaklaştırıldığı 3 Temmuz 2013 darbesi hakkındaki tutumundan dolayı, Türkiye-BAE ilişkilerinin en kötü dönemini yaşadığı bildiriliyor. Buna rağmen her iki ülkenin birbirlerine herhangi bir ekonomik yaptırım ya da boykot uygulamadıkları da aktarılıyor.

İdeolojik açıdan ise, Ortadoğu’da geçmişten günümüze Arap milliyetçiliği, Baas tarzı sosyalizm, Komünizm ve İslâmcı akımların etkisi bilinmektedir. Bununla birlikte bölge Krallık, Emirlik, Şeyhlik vb. karizmatik özellikteki liderlerin yönetim tarzlarının etkili olduğu bir coğrafyadır. Dolayısıyla hanedan iktidarlarının bulunduğu Körfez ülkelerinde “Nasırcılık, Müslüman Kardeşler, Baasçılık, İran İslam Devrimi üzerinden Şii yayılmacılığı gibi devrimci ideolojik hareketleri ulusal güvenliklerine ve yönetimlerine yönelik bir tehdit olarak algıladıkları vurgulanıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin önce Turgut Özal sonra AKP iktidarı döneminde gündeme getirilen dış politikada Yeni-Osmanlıcılık kavramı; Türkiye’nin Mısır’da seçimle işbaşına gelen Müslüman Kardeşler’i desteklemesi; BAE’nin dış politikasında siyasal İslâm karşıtlığı ile Müslüman Kardeşler’i tehdit olarak gören anlayışı; her iki ülke, Müslüman Kardeşler’e yönelik yaklaşımlarından dolayı karşı karşıya gelmişlerdir.

Uluslar arası sistem çerçevesinde de “Mısır’da, Müslüman Kardeşler’e yapılan darbe, Arap Baharı ve sistem yönünden dönüm noktası. Kadim kültürü, tarihi ve büyük potansiyeli ile öne çıkan Mısır’daki darbe, bölge ülkelerinin iç ve dış dinamiklerin etkisini göstermektedir. Stratejik öneme sahip Mısır’da Müslüman Kardeşler’in seçimle iktidara gelmesi hanedanlıkla yönetilen BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt gibi ülkeler; ve geçmişte İsrail’le yapılan savaşlara öncülük etmesi dolayısıyla Mısır’ın, İsrail tarafından tehdit algılanmış veya güvenlik endişesine sebep olduğu ileri sürülmektedir. 

Mısır’daki darbe ile, bölgede Arap Baharı kaynaklı devrimlere karşı BAE, Suudi Arabistan ve İsrail’in statükoyu koruyan blok oluşturarak bölgesel güç kazandıkları değerlendirmeler arasında.

ABD’de 2016’daki Başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanarak “öncelik Amerika” sloganıyla politikasını belirlemiştir. Bu dönemde ABD’nin, Suriye’de PKK bağlantılı PYD/YPG’yi desteklemeye başlaması; Trump’ın ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan’a yaparak bölge ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmesi; BAE’nin Doğu Akdeniz, Yemen, Suriye ve Libya’da Türkiye karşısında yer alması; BAE’nin 13 Ağustos 2020’de İsrail’le “normalleşme”si (Yeni Asya, 15.08.2020, İsrail-BAE Anlaşması); yine BAE’nin Hindistan ve İsrail ile muhtemel ittifak girişimi (Yeni Asya, 07-10-14-17 Ağustos ve 02-09 Ekim 2021 tarihli makaleler); BAE’nin Afrika ülkelerine muhtelif alanlarda teşebbüslerde bulunması da Türkiye olan ilişkilerinde uluslar arası sistemdeki gelişmelerin bölgesel yansımaları şeklinde yorumlanmaktadır.

Diğer taraftan BAE’nin 15 Temmuz darbesine destek verdiği iddiaları hatırlardadır. Suudi Arabistan öncülüğünde Haziran 2017’deki Katar’a karşı uygulanan ablukayı BAE desteklerken, Türkiye ise Katar’a yardımda bulunmuştur. Birde Sedat Peker’in de bu ülkede bulunması da son aylarda eleştirilen konulardandır.

Son olarak “El-Nahyan’ın Ankara ziyareti ile iki ülkenin normalleşmeye dönük adımlar attığına işaret ediliyor. Yapılan görüşmelerde yatırım, enerji, teknoloji, ulaşım, altyapı, sağlık, finans, gıda, tarım vb. 9 alanda anlaşma imzalandığı haberlere yansıdı. Bununla birlikte Abu Dabi Kalkınma Holdingi tarafından, yapılan anlaşmalar kapsamında 10 milyar Dolarlık fon tahsis edildiği ve iki ülke Merkez Bankaları’nın işbirliği mutabakatına vardıkları da bildiriliyor. Ancak Merkez Bankası’yla yapılan mutabakatın, bir Swap (Takas) anlaşması olmadığı değerlendiriliyor. Çünkü böyle bir anlaşmanın olması halinde ise hemen açıklanıp piyasaya moral verilebileceği kaydediliyor” (HaberTürk TV, 25.11.2021, Para Gündem Programı).

Her iki ülkenin yaklaşık 10 yıldır farklı kulvarlarda politika izledikleri ve karşı karşıya kaldıkları biliniyor. El-Nahyan’ın ziyareti ve imzalanan anlaşmalarla, iki ülke ilişkilerinin devamının hangi yönde / nasıl şekilleneceğini gözlemleyeceğiz.

Okunma Sayısı: 1437
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı