04 Mart 2014, Salı
Bugünlerde yaşanan ve hiç de iç açıcı olmayan hadiseler karşısında; “Güzel ülkemiz nasıl oldu da bu hale geldi?” sorusu akla gelmektedir. Bu sorunun cevabında onlarca sebep söz konusu ise de bu sebeplerden iki tanesi ön plana çıkmaktadır.
Mevcut siyasî tablonun meydana gelmesinde birinci faktör; 1960 ve sonrası yaşanan askerî darbelerdir. Halkın seçtiği liderlerin darbe ve muhtıralarla yönetimden zorla uzaklaştırılarak partilerinin kapatılması, normal şartlar altında iktidara gelemeyecek kadroların ülke yönetiminde söz sahibi olmasını sağlamıştır.
Askerî darbeler, ülkede sadece tabiî siyasî akışı bozup, sun’î oluşumların meydana gelmesine sebep olmakla kalmamış; aynı zamanda AB’ye üye olmayı engellemiş, demokrasinin gelişip yerleşmesine mani olmuş, ekonomide ve ülke kalkınmasında telafi edilemez kayıplara ve gecikmelere sebep olmuştur. Öyle ki, mesela 1960 ihtilali, Boğaziçi Köprüsünün yapılmasını on yıl geciktirmiştir. Evet, tam tamına on yıl… Bunu nereden biliyor, diye sorulursa; ihtilalin devirdiği Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, 2 Kasım 1959 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan TBMM açış konuşmasından öğreniyoruz. Konuşmada, Boğazıçi Köprüsü ile ilgili bölüm aynen şöyle:
“Sayın arkadaşlarım, nafıa (bayındırlık) ve imar işlerine ait sözlerimi, Boğaziçi Köprüsü mevzuuna da temas ederek tamamlamak istiyorum. İstanbul Boğazı üzerinde köprü inşası, büyük şehrimizin iki yakası arasında, günden güne artan trafik kadar Avrupa ile Asya kıtaları arasındaki münakalenin (ulaşımın) gelişmesi bakımından da iktisadî değer taşıyan bir konudur. Bu tasavvurun gerçekleşmesi için senelerden beri gayret sarf edilmektedir. İstanbul’a yakışır bir sanat eseri olması arzu edilen köprü inşa safhasına geçilmeden önce sırasıyla, güzergâh etütleri, boğaz suları üzerinde yapılması pek güç olan temel sondajları ve inşaat proje işlerine girişilmesi gerekiyordu. İki sene devam eden bu etütler tamamlanmış ve asma köprü inşaatı, dünyaca tanınmış büyük firmalar arasında finansman ve maliyet bakımından ihale konusu yapılacak safhaya gelmiştir.”
Bu sözlerde açıkça görülüyor ki, Boğaziçi Köprüsü 1959 yılı sonunda uluslararası ihale safhasına gelmişti. Araya ihtilalin girmesiyle maalesef 10 yıldan fazla bir gecikme meydana gelmiştir. Ekonomideki diğer hususları buna kıyas edebiliriz.
Ülkede bugünkü siyasî manzaranın oluşmasında ikinci faktör ise kanaatimce, demokrat kitlenin lidersiz kalması ve ayrıca önde gelen demokrat politikacıların halktan kopuk birtakım yanlış tutum ve davranışlarının siyasî İslamcılar ve milliyetçi kesim tarafından çok iyi değerlendirilmesidir.
Okunma Sayısı: 1892
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.