Bediüzzaman Hazretlerinin sekiz yıllık ömrünün geçtiği beldelerden birisi de Kastamonu vilayetidir. Bu şehre yıllar önce gitmiş; Üstadın sıkça gittiği Nasrullah Camii’nde okutulan Bediüzzaman mevlidine de tevafuken iştirak etmiştik..

Bediüzzaman Hazretlerinin Eskişehir hapsinin akabinde gönderildiği Kastamonu’daki çile dolu hayatına şahit olanlardan birisi de Vanlı Emin Çayır ağabeydi. “Çaycı Emin” lakabıyla bilinen Emin ağabey ve torunları ile yakından tanışıklığımız mevcuttur...

Çaycı Emin ağabeyi 1967 Van Mevlidi’nde görmüştüm. Az da olsa onun hatıralarını dinlemiştim. Bu zat-ı muhteremin hatıralarını oğlu Abdullah Çayırlı’dan dinlemiş, gazetemizde yayımlamıştık...

Çaycı Emin Ağabeyin oğlundan dinlediğim bir hatırayı paylaşmak istiyorum.

Abdullah Çayırlı Anlatıyor...

“Üstad, çıkıp dağa giderken hemen peşine polisler ve bekçiler düşerdi; dağda ne yapacak diye... Dağda oturur, ibadet eder, eserlerini yazar, tashih eder ve dönerdi.”

“Sabahları erkenden evine gidip sobasını yakardım. Yine böyle bir gün gitmiştim. Çok soğuk bir gündü, farkına varmadan sabah ezanından iki saat önce gitmiştim. Seccadenin üzerinde ibadet ediyordu. Mum ışığında, seherin soğuğunda, hazin bir sesle dua ediyor; için için yalvarıyordu. Ben heyecan içerisinde tam bir buçuk saat ayakta bekledim.”

“Nihayet ezan sesleri uzaklardan gelmeye başladı. Ama o zamanki malum Türkçe ezan sesleri... Dönüp bana dedi: ‘Emin, sen çok büyük bir hata ettin! Yemin ederim ki, benim bir vaktim vardır; o vakitte kim gelse, kat’î bir surette kabul etmem. Bir daha, ezan okunmayınca gelme!’ dedi. “Efendim affet, kusura bakma! Ay ışığı dolayısıyla vakti bilemedim. Erken gelmişim. Bir daha ezandan önce gelmem’ dedim.”

Kastamonu Nasrullah Camii’nde okutulan Bediüzzaman mevlidine emeği geçenleri tebrik ediyoruz.