"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Baharı gördünüz mü?

Muzaffer KARAHİSAR
23 Haziran 2020, Salı 00:06
Zamanın hızlı dönen çarkları baharı alıp götürmüş haberimiz olmadan.

Herkes evlerde tutuklu, inzivada kalmıştı. Hayattan, olaylardan uzak hayaller âleminin kısır döngüsünde gibiydik. Arzı unuttuk. Pencereden, balkondan, gökyüzünden görmek istedik baharı. Ulaşamadığımız hayallerimizin serencamını yaşadık. Baharı bulamadık bir türlü. Duvarların ötesine uzansak da havsalamız, hissiyatımız, sevincimiz, heyecanımızla alamadık baharın tadını. Koşamadık çiçekli bahçelerde, bahar kokulu iklimlere ulaşamadık bir türlü içimizden. 

Belli ki Pandemi tutsağı gönülleri bahar sevmezmiş, bu anlaşıldı! Gençliğin, güzelliğin, renklerin ve canlanmaların, yeniden hayat bulan varlıkların bayramını müjdeleyen bahar, bu sene sessizce geçip gitmiş. Kırlarda, vadilerde açan rengârenk çiçekleri doyasıya hayranlıkla koklayıp sevemedik. Konuşup tefekkür edemedik, okuyamadık üzerindeki harika sanat antikalarını… 

Sonbahar veda kampanası gibi yüksek perdeden hüzünleri, göçleri, matemleri hatırlatırmış. Herkesin duyacağı kadar sesli, hışırtılı, gürültülü çığlıklar olurmuş! Ancak bahar öyle değil; gökyüzü zikrinin enstrümantal musıkî ritimleriyle ve ışıktan süzülen Nisan çiselemesiyle varlıkların yüzüne rahmet taneciklere serperek uyandırırmış kış uykusundan. Gözünü açan yüzünde sevinçle, şevkle, coşkuyla vazifeye koşarmış. Her yeri rengârenk çiçek desteleri süslermiş. Bağlarda, bahçelerde sanat harikası arılar, böcekler, kelebekler ölçülü simetrik vücutlarıyla oradan oraya koşarmış. Bahar sergisinde her şey, Allah’ın rahmet eserlerini gösterirlermiş.

Her sene kışta erzakı tükenmiş mahlûkata nevruz-u sultanî merasimiyle bir erzak vagonu gibi İlâhî ikramları, ihsanları, lütufları, nimetleri renkli, kokulu, tatlı, sanatlı, süslü, ölçülü, mühürlü hediyeler taşırmış bahar. Bu mevsimde binlerce hediyeler sessiz sedasız dağıtılırmış muhtaçlara. 

Bütün bu olup biten faaliyetlerden bigâne kaldık. Hayallerimizi kuşatan duvarların çevirdiği ülfet perdelerini açamadık.

Caddeler, sokaklar insan akan dere gibiydi! Meğer dışarıya çıkma günüymüş. Maskeli insanlara, “Eynel mefer?” kaçış nereye demek geçti içimden. Ölüm! Kim bilir, bu şehri kaç defa kabre boşaltmıştır!.. İnsanlar hızlı adımlarla çarşıya, pazara, manava koştular. Kasalardaki renkli, tatlı, sulu, lezzetli, kokulu çeşitli meyveler, cazip halleriyle insanlara bir şeyler söylemek istiyordu! Toprak, ışık, su, havadaki âcizliği ve hiçliği anlatıyorlardı. Damak tadı, lezzete olan açlık hissi, midenin iştahı, hırsın cazibesi akıl ve kalbi iptal etmiş midir, bilinmez. 

Baharda yeniden dirilip hayat bulan güllerin tomurcuğunu, ağaçların gelinliğini, çiğdemlerin açmasını, çiçeklerle sohbeti… Kısaca mevcudatın, nebatat ve hayvanatın canlandığı baharın hayat dolu ihtişamını arıyorum!

Bediüzzaman Hazretleri, talebeleriyle yolculuk yaparken yeni başak çıkarmış buğday tarlasının kenarından geçerken durup bakmış. Rüzgârın önünde koşar gibi yerlere yatıp kalkan buğdayların dalgalanıp raksını, zikrini ve şevk ile tesbihlerini epey müddet tefekkür ederek hayretle seyretmiş… Rahmet-i İlâhî’nin Rezzak isminin, bereket tecellilerine, inayet cilvelerine şükrünü eda ettikten sonra “Tefekkürü benim, buğdayları sizin olsun!” diyerek yoluna devam etmiş.

Gözle görünmeyen âciz bir mikroptan kaçıp evlere saklanırken, koca arzın yeniden ihya edilişini göremedik. Hesapsız mevcudatın her birinin kendine has lisanlarla, hallerle, dillerle, şekillerle, işaretlerle, güzelliklerle anlattıkları tevhid delillerini, Rabbanî faaliyetleri, hikmetli işleyişleri görmekten, anlamaktan, tefekkür etmekten mahrum kaldık. 

Gençliğin, güzelliğin, hayatın, haşrin timsali; gönüllere İlâhî aşkın muhabbetini yansıtan muhteşem baharı gördünüz mü?

Okunma Sayısı: 1789
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı