"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gönül zenginliğindeki fark

Nejat EREN
21 Nisan 2020, Salı
İnancımız, zenginliğin de, fakirliğin de Allah’tan olduğunu, der. Bu büyük bir nimettir. Nice dünya zenginleri, hırs ve egolarının ya kurbanı veya esiri olabiliyor. Manevî zenginlik gönül âleminin sultanlığıdır. Bu da büyük bir şükür ve hamd ister.

Tarihimizin örtülü perdelerinde harika bir örnek var. Bu konu asrın manevî tefsiri olan Risale-i Nurlar’da şöyle geçer: “Bir zaman, dünyaca sehâvetle meşhur Hâtem-i Tâî, mühim bir ziyafet veriyor. Misafirlerine gayet fazla hediyeler verdiği vakit, çölde gezmeye çıkıyor. Bakar ki, bir ihtiyar fakir adam, bir yük dikenli çalı ve gevenleri beline yüklemiş, cesedine batıyor, kanatıyor. Hâtem ona dedi:

“Hâtem-i Tâî, hediyelerle beraber mühim bir ziyafet veriyor. Sen de oraya git; beş kuruşluk çalı yüküne bedel beş yüz kuruş alırsın.”

O muktesit ihtiyar demiş ki: “Ben bu dikenli yükümü izzetimle çekerim, kaldırırım; Hâtem-i Tâî’nin minnetini almam.”

Sonra Hâtem-i Tâî’den sormuşlar: “Sen kendinden daha civanmert, aziz kimi bulmuşsun?” Demiş: “İşte o sahrâda rastgeldiğim o muktesit ihtiyarı benden daha aziz, daha yüksek, daha civanmert gördüm. (BSN, Lem’alar. 19. Lem’a)  

İşte gerçek zenginlik Allah’a kul olmakta hem iktisatta hem de minnetsizliktedir.

Günümüzde dünyanın en zengin insanlarından, Microsoft Şirketi’nin kurucu ve sahibi, Amerikalı Bil Gates’e birisi sorar: “Bu dünyada senden daha zengini var mı?” Gates: “Evet benden daha zengin birisi var.” der. “Kimdir?” denince Gates şöyle der; “New York Havaalanı’nda, ayrı zamanlarda iki defa karşılaştığım bir gazete satıcısı siyahî gençtir.” der. Ve izah eder. “Gazetenin başlığı ilginçti. Almak istedim. Ama hiç bozuk param yoktu. Tam uzaklaşırken siyahî genç: “Beyefendi buyurun gazete benden size hediye olsun..” dedi. Ben: “Bozuk param yok” deyince, “Olabilir, ben sana gazeteyi hediye ediyorum” dedi.

Üç ay sonra yine New York Havaalanı’nda, yine aynı genç gazete satıyor. Yine bozuk param yok. Aynı çocuk: “Gazeteyi al” dedi. “Oğlum aynı durumdayım. Sen her karşılaştığında insanlara gazeteyi hediyemi ediyorsun?” dedim. O devam etti: “Tabii ki. Ben verdiğimde, bütün kalbimle veriyorum. Bu beni çok mutlu edip rahatlatıyor!”

Bu cümle, Bill Gates’in aklını o kadar kurcalıyor ki, “karşılıksız!” vermenin insana nasıl zevk verdiğini anlamak için, on dokuz yıl aradan sonra, ekonomik gücünün doruğuna ulaşıp, dünyanın en zengin adamı olunca, bu gencin iyiliğinin karşılığını ödemek için onu arayıp bulacak bir grup oluşturur. Ekip, bir buçuk ay sonra havaalanındaki gazete satıcısı siyahî genci bulup Gates’in ofisine getirirler. Gates gence, “Beni tanıyor musun?” diye sorar. “Tabii ki sen Bill Gates’sin, seni herkes tanır!” Gence, Havaalanı’nda bozuk parası olmadığı için gazeteyi alamadığını, ama iki defa da kendisine gazete hediye ettiğinin sebebini öğrenmek ister. Ve bunu neden yaptığını sorar. 

Cevap; “Kesin bir sebebi yok. Birisine karşılıksız bir şey vermekten büyük mutluluk duyuyor, rahatlıyor ve huzurlu oluyorum!”

Gates; gence, iyiliğinin karşılığını vermek ister ve “Dile benden ne dilersen!” der. Genç çok rahattır. “Teşekkür ediyorum beyefendi. Hiçbir şeye ihtiyacım yok!”

“Bir şey istemen lâzım: Yaptığın iyiliğinin karşılığını telâfi etmek istiyorum.”

“Sayın Gates, biliyorum madden her şeyi yapacak gücün var, ama benim iyiliğimi telâfi edemezsin! “Çünkü seninle benim aramızdaki fark; ben sana yoksulluğumun doruğunda verdim, sen; zenginliğinin doruğunda veriyorsun. Aradaki fark bu! 

Onun için bu durum telâfi edilmez! Ama senin bu vefan, beni bürona dâvet edip kabul etme nezaketin beni çok mutlu etti.. Teşekkür ederim”

Bu hadiseden sonra, dünyanın en zengininin kim olduğunu soranlara Gates’in cevabı: “O siyahî gencin söz ve tavrıydı. Gerçek zenginlik ve verme ihtiyaç varken vermek! Genç bana bunu öğretti!”

Dünya ibret dünyası. Kendi hırs ve mutluluğunun esiri olan, gözü aç maddeci zenginler mi? Hiçbir şeyi değil, sadece, “güzelliği, sevgiyi, merhameti düşünüp fıtrata tabi olanlar mı? Nur hadimlerine düşen, hizmeti düşünüp, hizmete ciddî çalışmak!” Hizmetteki zenginliği ve nimetleri keşfedip, afaka fazla önem vermeden kendi hatalarımızla meşgul olmak. Başkalarıyla aklen, kalben, hissen de olsa uğraşmamak, alâkadar olmamak. Hele böyle bir zamanda!

Sevmeyi Yaratan’ın sevgisinden nasiplenmek duâsıyla. 

Not: Başta, Adana’nın vefakâr ve fedakâr çok müdakkik Nur Hadimi, Nevzat Dinçer Ağabeyimin ve koronavirüs dahil çeşitli hastalıklardan vefat eden bütün din kardeşlerimize Rabbimden merhamet niyaz ediyorum. Mekânları Cennet olsun. Aile, akraba ve dostlarının başı sağolsun. Bu musîbete yakalanan kardeşlerimize de âcil şifalar diliyorum. N.E

Okunma Sayısı: 1977
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı