"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sıkıntıların hikmeti, şahs-ı manevînin kuvveti

Nejat EREN
05 Kasım 2019, Salı
“Sıkıntı olmayan insanda hayır yoktur. Sıkıntı Allah’ın (c.c) kırlangıç kuşlarıdır.” Abdülkadir Geylani (k.s)

“Ölmek, hayattaki en büyük musibet değildir. En büyük musibet; sen hayattayken, kalbindeki Allah korkusunun ölmesidir. Mü’min iseniz, başınıza gelenin tamamı hayırdır. Belaya sabır, nimete şükür. Niye ben? Çünkü Allah sevdiklerine musibet suretinde nimetler verir. Elhamdülillah, şayet dünya imtihanı kolay olsaydı, sabır cennet kapılarından biri olmazdı. İyilerin imtihanı kolay olsaydı, Yaradan Resûlünü zorluklarla sınamazdı.

Nur mesleğinde, “şahs-ı manevî” konusu çok önemli bir prensip ve esastır. Türkiye’de, son yıllardaki malum hadise bahane edilerek, sinsi bir plânla cemaatler hedefe konulmaya çalışılıyor. Bu yanlış yol ne devletin, ne milletin, ne de cemaatlerin lehine bir durum değildir. Bu büyük bir yanlış ve kasıtlı bir plândır. Derin mahfiller ve odaklar tarafından cemaat, tasavvuf, tarikatler üzerine kurulmaya çalışılan bu baskılara demokratik bir hak olarak meşru zemin ve vasıtalarla, tahribe yönelmeden karşı çıkmak gerek. Çünkü manevî hayat ve değerleri bu toprakların harcı ve mayasıdır. Belli bir dînî gruba veya cemaate mensup olan birisi, aynı zamanda o halkanın temel direği ve vazgeçilmez önemli bir ferdidir.

Nur mesleğinde “şahs-ı manevî” adı verilen istikametli ve sarsılmaz bir şirket-i ma-nevîye vardır. Amaç olan, heyet veya topluluğun, patenti ve ya simgesi konumunda olan; “Şahs-ı manevî’den” maddî ve manevî uzaklaşmak çok büyük boşluğa düşmenin alametidir.

Çünkü manevî kaynak olan öz membadan fikir heyecan aşk ve şevk alamaz hale gelen fertlerin can damarları kurur ve boşluğa düşer. Onun için mümkün mertebe “şahs-ı manevî” den uzak kalmamak lazım geliyor. Uzak olunduğunda nelerin olacağı konusunda bunun birçok acı örnekleri vardır. Allah korusun, “şahs-ı manevî” ile irtibatın azalması zamanla cemaatten kopma ve uzaklaşmaya kadar gidebilir.

Gazetemiz Yeni Asya’yı okumayan bir fert, içtimaî konularda, ya sokaklardan veya ekranlardan etkilenecektir. Tamamen kendi içine dönüp, çok çarpık aykırılıklarla, “şahs-ı manevî” uymayan, Risale-i Nura mutabık kalmayanların yanlışa saplanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Çünkü zaman çok fena, şartlar çok çetindir. Başka bir çarpıklık ve yanlış ise; dönüp masum muhatap bulup onları etkilemeye çalışmaktır. Bahane uydurmayla kendini avutmaya çalışmak başka bir çıkmaz yoldur.

Bu hal, ilk önce kendine, sonra, cemaatine, etrafına, aile efradına ve millete ümitsizlik aşılamaya kalkmaya kadar gidecek ve çok yazık edecek bir yoldur. Tabiî bu yanlışlıklar bazen hayat boyu devam edip, geri dönüşlerin çok az olduğu girdaplara kadar gidebiliyor. Onun için çok dikkatli olmalı Risale-i Nurları şahsî okumanın yanında, mahallerdeki umumî derslere, cemaatin toplantı ve sosyal faaliyetlerine firesiz katılmalıdır.

Risale-i Nur, bu asrın bütün problemlerine çare üretmiştir. Daha da önemlisi, Üstad Bediüzzaman kendinden sonra hiçbir kimseyi vekil tayin etmeyerek bize emanet olarak Risale-i Nur külliyatını bırakmıştır. O, müntesiplerinin kaynağı ve yol haritası ve pusuladır.

Kafa, kalb, ruh ve hislerdeki manevî kaynak; Risale-i Nur’daki bu hakikatlerdir. Bu muhteşem eserler, birlikte, samimi kardeşçe oturup başbaşa, kafa kafaya verip okuyup mütalaa edip müzakere edilirse, o zaman doğru yol bulunmuş olunur. Değilse, Risale-i Nur hareketinin ruh ve hakikatine uymayan; “Siyasal İslam” taraftarlarıyla aynı kareye düşme riski olur. Bu yanlış fikri, savunmaya, desteklemeye veya kabullenmeye kalkarsak, bunun vebali gerçekten çok ağır ve büyük olur. Cenab-ı Hak bizi bu yanlışlıklardan muhafaza etsin ve rızasından ve istikametten ayırmasın. Amin.

Dua etmeyi, birlik beraberliği, kardeşliğimizi pekiştirip, şahsımıza, ailemize, davamıza, cemaatimize, gazetemize, yayınlarımıza ve meşveretlerimize sahip çıkmak, boş söz ve dış kaynaklı algı operasyonlarından uzak kalmak dilek ve temennisiyle.

Okunma Sayısı: 3900
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı