"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tahkikî iman gözüyle hadiselere bakmak

Nejat EREN
19 Ekim 2021, Salı
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’un birçok yerinde; bu eserlerle kâinat hadiselerinin tamamıyla alâkadar olduğunu beyan ediyor. Hayvanlar da Risale-i Nur hakikatlerinde dahildir.

Ülkemiz ve dünyada meydana gelen her türlü hadiseyi bu açıdan değerlendirebilirsek isabet etmiş oluruz diye düşünüyorum. Bu konularda akıl ve fikirler farklı alanlara dağıtılmaması önemlidir. Meydana gelen, şiddetli kış soğuk, yangın, deprem, her türlü kazaların, belâların, mutlaka hikmeti, kaderi bir sebebi ve boyutu vardır.

Şu bilinmelidir ki; Her ne sebep ve şekilde olursa olsun. Kim tarafından yapılırsa yapılsın, dine ve maneviyata olan saldırı veya lâkaytlık belâların gelmesinin asıl sebeplerindendir.  “Musîbetler daima bir İlâhî ikaz ve ihtardır!” diye düşünmemiz gerekmez mi?

Manevî, arzî ve semavî belâ ve musîbetlerden muhafazası için, baştaki idarecilerimizin ve her türlü sorumlu ve yetkili kişilerin büyük hata yanlışa düşmemeleri için samimî ve devamlı duâlar edelim. İkazlarımızı yapalım. Toplum olarak dinî yaşayışımızdan fazla tavizler vermemeye gayret edelim. Çünkü Bediüzzaman Hazretleri’nin önemli hatırlatması: “Hem böyle umumî musîbetler, ekser nasın hatasından geldiği cihetle, o insanların ekseri (kısm-ı azamı) tevbe ve nedamet ve istiğfar etmekle def olur.” (Emirdağ Lâhikası: Eski baskı Sh: 33 Yeni: Mek. No: 14)

Nur Camiasının en büyük özelliklerinden birisi ve vazgeçilmezi; Tahkikî imanı elde etmektir. Yani Allah’a iman hakikati başta imanın altı şartına tam kuvvetli delillerle inanmak ve bunun tatbikatını nefsinden başlayarak yakın dostları ve münasebet kurduğu bütün insanlarla paylaşmaktır.

Bu asaletli özelliği; güzel ahlâkı, kardeşliği, muhabbeti ve sevgiyi vatan topraklarında yaymaya çalışmaktır. Bütün bu konular bir öz eleştiri veya nefis muhasebesi ile yerli yerine oturtulmalıdır.

Hadiselere, Kur’ân ve sünnet penceresinden bakıp şahıs ve topluma musallat olan; gaflet, ülfet, tembellik ve lâkaytlık ve neme lâzımcılıktan kurtulmaya çare üretmek lâzım. Bu da ancak, hadiseleri yerinde, makamında, özüne bağlı kalarak, Risale-i Nurlar’ın izah ve yorumlarıyla değerlendirilerek olabilir. Toplumdaki şuuru canlı tutmak önemli bir vecibe ve vazifemiz olmalıdır.

Bu kudsî dâvânın cemiyete bakan çok farklı bir özelliği; tahkikî imanla toplumda asayişi muhafaza, kardeşlik ve muhabbet duygularını yaygınlaştırma şuuruna yardım etmektir. Günlük yaşantının içerisine “iman mayasını” koymanın önemi ve gayreti içerisinde olmak. Allah’ın rızasını kazanmanın tek amaç olduğu şuur ve çizgisinden asla ayrılmamak. Dünyevî, hatta uhrevî hiçbir menfaat ve karşılık beklemeden hayata ve hizmete devam etmek.

Toplumun her kesimine hitap eden eserler yazan asrın müctehidi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin isabetli ve geçerli çözüm ve tesbitleriyle her türlü insan gruplarıyla, medeni, nazik, samimî ve dostane münasebet kurmak.

Toplumdaki yanlışlara karşı dikkat çekme ve ikaz vazifesini nezaketle yapma, doğruların yerleşmesi için gayret, nezaket ve medeni münasebetler çerçevesinde âlâkadarlık müsbet hareket, doğruluk, güzel huy ve hasletleri tatbik etmek.

Bütün bunları da konu alan, işte şahane bir tesbit ve örnek:

“İki dehşetli Harb-i Umumînin (dünya savaşlarının) neticesinde beşerde (insanlıkta) hasıl olan bir intibah-ı kavî (kuvvetli bir uyanma, teyakkuz hali) ve beşerin tam uyanması cihetiyle, kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden (delil ve tesbite dayanan) ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalâha (barışmak) veya tâbi olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılıç çekemez. Said Nursî” (Emirdağ Lâhikası: Eski baskı Sh: 310 /11 Yeni: Mek. No: 285)

Manevî cihad, Kur’ân ve Hak Mesleğine hizmet amacının artarak devam etmesi. 

Daha büyük musîbet ve şerlerden Cenab-ı Hakk’ın muhafaza etmesi ve duâlarımızın ihlâsla devam etmesi dilek ve temennisiyle.  

Okunma Sayısı: 1674
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Neslinur

    19.10.2021 10:54:18

    Muhterem Nejat ağabey, içimizi inşirah la dolduracak harika bir yazınızı okuduk. Rabbim sizlere iki cihan saadeti lutfeylesin amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı