Çocukluğumuzda, ortası delik 1 kuruş ve 2,5 kuruşları, kenarı tırtıllı 10 parayı görüp de gelen bir nesiliz.
70 senedir, birçok paraya aşinalığımız var. Hatta halk lisânında, bazı insanlar, 100 para değerinde olan 2,5 kuruşa “yüspara” derdi, pek anlayamazdım. Sonradan anladım ki, üstadın “havastan, avama düştükçe mânâ değişir” dediği gibi, burada da, “yüz”, “yüs” olmuş.
Bu girizgâhtan sonra, gelelim bugünlere… 70 senedir, ilk defa şâhid olduğumuz, “paradan sıfır atılma” operasyonunu da gördük şükür (!) hem de, ne sıfır atma… Altı sıfırı birden attık. Yâni, bizim çocukluğumuzda, gençliğimizdeki paralar, tam da dilimize pelesenk olmuş olan“para pul oldu.” tabirine muvafık geldi.
AKP iktidarına nasib olan bu işten sonra, tabii eski paralar rafa atıldı ve hiç esamisi bile okunmadı. Ankara’da, babamın 1969 senesinde altmış bin liraya aldığı ev fiyatının, bu paradan atılan sıfır neticesinde, altı kuruşa düştüğünü yazdığımız (https://www.yeniasya.com.tr/osman-zengin/alti-kurusa-ev-alinir-mi_537270) makalede bu vaziyeti îzah etmiştik.
Paradan altı sıfır atıldıktan, eski paralar pul olduktan sonra (2009 senesi olması lâzım) piyasaya çıkartılan en büyük kâğıt para olan 200 TL. ile o günlerde, 131 dolar alınabilirken, 2023 de, 10 dolar, 2024 de de, ancak 6 dolar alınabiliniyor. Hele ne hâle düştüğümüze bir bakın!
Ve 2002 senesinde, kilosu 9 lira olan et, şimdi 600 lira. Litresi 1,62 lira olan benzin, bugün 43,60lira. 18 kuruş olan ekmek de, 15 lira. Buna mümasil, birçok madde ve malzemenin fiyatları bu şekilde, görülmemiş oranda zamlanmıştır.
Bırakın fakir, fukarayı, normal bir insan da perişan olmuştur. Görüştüğüm bu normal insanlardan birçoğu, bu sene kurban fiyatlarının emekli maaşını da geçmesinden dolayı, kurban kesemeyeceklerini ifade ettiler. Yazık değil mi?
Hele ev kiraları ve fiyatları? Eskiden, emekli ikramiyesi ile ev alabilen bir emekli, bugün, gecekondu bile alamıyor. Kiralar keza öyle. Geçen sene Ankara’da idim, büyük postahaneye gidip, veznede bir işimi hâllettim. O esnada, orta yaşlarda, vaziyeti de çok iyi olmayan bir kadın geldi. Ankara’nın fakir semtlerinden birinde oturuyormuş. 900 lira da kira veriyormuş. Ev sahibi denilen vicdansız, öyle varoş bir yerde kirayı, 10 bin lira yapmış. Kadıncağız feryat ediyor:” abi, ben 7500 lira maaş alıyorum. İki çocuğum var (galiba dul) ben ne yapayım? Nasıl geçineyim ne yiyip, ne içeyim? Ev kirasını maaştan çok istiyor” diye. İçim “cızz!” etti. Oradan birisi dedi: ”abla kime oy verdiydin?” kadın iyice boşaldı “ah kardeşim, ellerim kırılsaydı da vermeseydim. ‘fakirin-fukaranın, garibin-gurabanın sahibiyiz’ dedi. Ama görüyorsunuz işte.” Diye cevab verdi.
Yazık, vatandaşa yazık! Cumhuriyet hükümetlerinin en çok iş başında kalanı olan bu iktidar, bu acûbe sistem, vatandaşa bakmazsa, yanında olmazsa, vatandaş ona bakar, yanında olur mu?
Evet, bütün bunlardan, yaşadığımız bu vaziyetlerden sonra, hani “gâvur parasıyla beş para etmez!” tabiri mûcîbince, artık Türk parasının beş para etmediği bu devirde, en az on misli değer kaybeden 200 lirayı, ne zaman 20 lira yapacaksınız acaba?