"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

On yedi sene evvel, on yedi yaşında şehid olan genç…

Osman ZENGİN
01 Temmuz 2021, Perşembe
Her gittiğimiz yerde, “muhabbet fedâisi” ve “müfritane irtibat” sevdalısı olduğumuzdan, arkadaşlarımızla hemhâl olmayı temin etme işinde gayret ediyorduk.

Otuz üç sene evvel Bursa’ya tayin olarak gelmiştik. Burada da baktım bulunduğumuz yerde bir sohbet yapılmıyor. İş yerindeki eskiden beraber olduğumuz arkadaşları harekete geçirerek bir sohbet başlattık. Mahallede oturan Yeni Asya Nur cemaatinden de kimlerin olduğunu araştırdım. Arkadaşlarla tek tek münasebete geçerek sohbetlerimize dâvet ettik. Sonradan bizi duyanlar da iştirak etmeye başlayınca, halkamız bayağı genişledi maşâallah.

Bunlardan biri de, Musa Kocalan kardeşimiz ve ailesi oldu. Muhterem Musa kardeşimizin hanımı, müdakkik ve mütehassis kardeşimiz Akın Hanım da iştiyak, samimiyet ve ihlâsla cemaatimize dâhil olunca, iki evlâdı da genç olarak içimizde kendilerini buldu. Onlar da, maşâallah arkadaşlarıyla yapılan Risâle-i Nur yarışmalarında, umumiyetle birinci gelerek, kendilerini gösteriyorlardı.

Büyük çocukları Mehmed Âkif, Risâle-i Nur’un Kur’ân hakikatlerini okulunda birçok arkadaşına anlatıyor, onların istikametli hayat yaşamasına sebeb oluyordu. Daha on yedi yaşında olan Âkif, o sene yapılacak olan üniversite imtihanına da hazırlanıyordu. Hem maddî hem mânevî sahada çok muvaffakiyetler gösteriyordu. Onun bu hâllerine hem okuldaki hocaları hem arkadaşları hem ailesi hem de bizler, memnun gözlerle bakıyorduk.

Yaz mevsiminin bunaltıcı havasından, hem teneffüs etmek hem de biraz değişiklik olması için, sınıf arkadaşı Emre ile beraber başlarında daha büyük abileri olmak üzere, Karadeniz Ereğli’de bir okuma programına iştirak ediyorlar. Okumanın dışındaki vakitlerinde de çeşitli müsbet faaliyetler yapıyorlar. Bir gün de hep beraber yüzme için denize gidiyorlar. Tabiî, o denizi, Karadeniz’in coşkun sularını, azgın dalgalarını pek bilmiyorlar. (1976 senesinde, Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nda staj yaparken, iki ay kalmış ve biz de bir iki defa denize gitmiştik. Zaten yüzmeyi bilmeyen ben, kenarlarda, göğüs hizamı geçmeyen yerlerde dursam da dalganın çok olduğu zaman korkardık.)

Ve birden, dağ gibi bir dalga vurduğu gibi, geri çekilirken, M. Âkif ve arkadaşı Emre’yi anında yutuyor ve iki genç beden sulara gömülüyorlar. Diğer arkadaşları kaçıp kurtuluyor. Bursa’daki arkadaşlarımıza vaziyet intikal edince, birkaç arkadaşımız, sür’atle Ereğli’ye gidiyor. Fakat vaziyet vahim. Ciğerler yanıyor, yürek kan ağlıyor. M. Âkif ve arkadaşı bir türlü bulunamıyor. 

1 Temmuz 2004 Perşembe sabahı erken saatte evin telefonu çalıyor. Telefonu açınca karşımdaki arkadaşımız hüzünlü ağlamaklı sesle, “Osman Abi, maalesef M. Âkif’i kaybettik. Siz, oradan bir–iki arkadaşla beraber, Musa kardeşin evine gidip vaziyeti, usûlünce anlatın” deyince kalbime sanki bir ok saplandı. Yutkunuyor muyum, hıçkırıyor muyum anlamıyorum. İçimden, “İyi de kardeşim bu zor vazifeyi niye bana tevdii ediyorsunuz, ben şimdi gidip ne diyeceğim, nasıl anlatacağım?” diyorum. Hanım, bu şaşkın vaziyetimi anlayıp, kalkarak yanıma geliyor, ne olduğunu, bu garib vaziyetimin sebebini soruyor. Dil dönmüyor ki anlatsın. “M. Âkif, denizde boğulmuş” der demez, makaraları bırakıyorum, hanım da benimle beraber hüzne boğulurken, aynı anda “ah Akın Hanım!” diyor. İkisi de hem mahalle, hem sohbet arkadaşları… İkisinin de erkek kardeşleri şehid olarak vefat ettiği için ayrıca bir ortak dertdaşlıkları da var.

Sabahın erken saatlerinde, iki arkadaşımıza haber edip onların aileleri ile beraber üç aile gidip alıştıra alıştıra, vahim vaziyeti anlatıyoruz. Artık o vaziyeti, anayı, babayı, dedeyi, nineyi, kardeşi varın bir gözünüzün önüne getirin. Evet, neticede, Mehmed Âkif’imiz, hükmen şehid olmuştu. Daha yakın bir zamanda polis olan dayısının şehadetinden sonra, M. Âkif’in bu şehadeti, yüreği yanan Necmeddin dededen aile fertlerinin hepsine de bir kor ateş düşürüyordu.

On yedi sene sonra, on yedi yaşında iken hem de gün olarak da aynı güne tekabül eden bu günde hükmen şehid olan, Bursa’mızın zekî, ehl-i hizmet evlâdı M. Âkif ve arkadaşı Emre kardeşlerimize Allah’tan tekrar rahmetler dilerken, evlâdlarını hiçbir gün unutmayıp, akıllarından çıkarmayan kederli ailelerine de başsağlığı diliyoruz. 

Okunma Sayısı: 2396
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eyyup adnan zengin

    3.7.2022 19:31:53

    Osman abim gerçekten yazıyı okudukça çok duygulandım çok anlamlı ve gerçek yazı Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun peygamber efendimize komşu eylesin inşallah.

  • Mehmet47

    3.7.2022 12:17:30

    Her iki kardeşimizinde mekanı cennet olsun

  • Mehmet Türeli

    3.7.2022 12:15:49

    Perdenin arka tarafını görmediğimiz için çok üzülüyoruz, inşaallah cenettin yüce makamlarına ulaşmıştır, geleceğini bilemediğimiz nice badirelerden kurtulmuş. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun yakınlarına sabırlar diliyorum

  • M. Selim

    3.7.2022 12:02:31

    Yazınızı ilk çıktığında da okumuştum; o zaman da ağlamıştım. Şimdi tekrar ağlattınız. Rabbim bu şehid hükmündeki kardeşimizin mekânını Cennet eylesin. Anne -baba ve yakınlarına Sabr-ı Cemil ihsan eylesin. Âmin. Bu vesileyle Fatiha ve diğer dualarımızı da okuyoruz. Allah sizden de razı olsun ağabey.

  • İ. Seyda

    1.7.2021 18:54:11

    Zahiren üzücü görünse bile kader penceresinden baktığımızda netice bir şehid-i manevi makamı kazandırdı İnşallah. Kardeşimizin mekanı cennet olsun.

  • Hilal

    1.7.2021 17:04:22

    Ayyy Osman abi, inanın, ben de yazınızı ağlayarak okudum. Öyle güzel dramize etmişsiniz ki...yutkundum, üzüldüm. Allah rahmet eylesin.

  • Zekeriyya Kocalan

    1.7.2021 11:04:32

    Mehmed'imi ve arkadaşını hatırlattın. O günleri tekrar yaşattın. Osman abim dualara vesile oldun. ALlah razı olsun

  • Ömer

    1.7.2021 09:09:12

    Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah.

  • İsmail ÖNGEL

    1.7.2021 08:45:58

    Kardeşlerimize Allah rahmet dilyor, Kederli ailelerine de Rabbimizden sabr-ı cemil niyaz ediyorum

  • Hüseyin

    1.7.2021 05:39:50

    Osman kardeş yahu, inan okurken hüzne boğuldum, ağladım. Bu nasıl ifadeler öyle. Ne güzel anlatmışsın hadiseyi. Sankide kendi evladın ölmüş gibi ifade buyurmuşsun. Kalemine kuvvet benim vefalı, unutmaz kardeşim.

  • Sezai MUMCU

    1.7.2021 01:42:28

    1) Karadeniz Ereğli yüzyillardir ceddimin memleketi oldugu gibi benim de dogup büyüdügüm limanindan ta Alapliya kadar sahilini cok iyi tanidigim yüzmenin her türlüsünü ve dalgiclik maharetini elde etmis bir lise ögrencisiyken ve daha sonra yurtdisindan izine geldigimizde sayisiz insani bogulmadan kurtardigima sevinirdim, bazilarinin denizi, kayalarini, girdap ve akintilarini bilmeyenlerin bulanik denizin icinde kayboldugunu ögrenince kahrolurdum cünkü -burada bahsetmeyecegim- cok ihtimaller var. Genelde Eregli de sahilde suda kaybolan kayboldugu yerden cikar!

  • Sezai MUMCU

    1.7.2021 01:40:24

    2) Hem bu Dünya hem de Ahiret icin cankurtaran olmanin sarti önce kendisini kurtarabilecek asgarî bazda ilim ve beceriye sahip olmaktir. Bogulma tehlikesi geciren evladini kurtarmaya kosan bir anne ve ve bir yakin bayanin ücünü birden bogulmadan kurtardigimi hatirlarim 17-18 yaslarindaydim. Kötü Hekim candan kötü Hoca imandan eder derler. Tahkiki olmamizi saglayacak ilim Çin de dahi olsa öğrenmeliyiz. Almanya, Avusturya ve Isvıcre de örneğin okulda spor dersinde yüzmeyi ögretiyorlar. Üç tarafı DENİZLERLE çevrili Irmakların, Göllerin CENNETİ ANADOLUDA benim SİYASETCİM niye bunu becerememiş.

  • Sezai MUMCU

    1.7.2021 01:39:31

    3) Rüşvet, irtişa, irtikap vs. dalaverelerle 300 bin Euroluk İsviçre saatini koluna takmasını bilir ama İsviçre gibi 8 milyonluk ülkede yüzme bilmeyenin olmadığını suda BOĞULMALARIN bizdekinin binde birine rastlanmadığını bilmez! Ama TBMM ne Partisinin Evet veya Hayır'ına katılmaya gittiğini bir ihtimal bilir. Hala daha lanet olasi 1000 YAMALI ASKERI DARBE ANAYASASINI silbastan yenileyememis pasiflik. Secim yaklasinca söz verilip sonra SECMENLERE NANIK GÖSTEREREK o YENI ANAYASA VAADI sonraki secimeler yaklasinca yeniden TEMCIT PILAVI gibi isitilip yer sofrasinin altina kasiklayamayacaginiz yere konur!

  • Sezai MUMCU

    1.7.2021 01:39:06

    4) Çözülmemiş problemlerin icinde boğulunan bir ANAVATAN. Bu öz vatanında PARYA(*) olduğun bir Diyar... Bir başkadır benim MEMLEKETİM... (*) Necip Fazil’in tedrisatinda büyümüs AKP kurucu heyeti onun şiirinde gecen bu sözü çoktan unuttular. Çünkü artik onlar PARYA degil KASTLARI cok yükseldi, adaleti geç ama -ahbap çavuş, cümbür cemaat- kalkınma partisi ya.

  • Omer arcok

    1.7.2021 00:13:36

    Allah gani gani rahmet eylesin huzunlendik kederlendik.insallah sehadet mertebedine ulasmistir.ates dustugu yeri yakiyor.Ailesine rabbim sabri cemil ihsan etsin

  • Elif Yıldırım

    1.7.2021 00:11:33

    Allah mekanlarını cennet eylesin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı