"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya Nur Cemaati

Osman ZENGİN
03 Ağustos 2021, Salı
Eskiden böyle söylenmezdi. Eskiden, Nur Cemaati, tek isimle bilinirdi. “Nurcular” denildiğinde, Üstadları Bediüzzaman Said Nursî’nin Risale-i Nur eserlerini okuyup, nefsine tatbik eden, sahabe misâl insanlardı onlar.

Süfyanizmin biat ettiremediği, boyun eğdiremediği, başa çıkamadığı ve onların oyunlarına hiç âlet olmayan bu mübarek ve muhterem insanlar, Üstadlarının başlarında olduğu zamanlarda, ittihâdî bir vaziyetle yollarına, hizmetlerine devam ediyorlardı. 

Üstadın vefatı ve sonrasında on senede bir yapılan hâin ihtilâl mi dersiniz, devrim mi dersiniz ne derseniz deyin. Onların da cemaat arasına “fitne, nifak ve iftirak” sokması neticesinde, cemaatleri bilmem kaç parçaya inkısam ettirmeye muvaffak oldular .

İşte burada, bizim bildiğimiz bir ince nokta vardı. O da şuydu: Üstadın, “Risale-i Nurlar’ın matbuat lisânıyla konuşma vakti geldi” işaretine binâen, Zübeyir Ağabeyin başı çekmesi ve diğer ağabeylerin de tasdik ve teşvikiyle, Nurcular’ın ilk gazetesi, haftalık olarak çıkan “İttihad” idi. Üç sene sonra da günlük olarak “Yeni Asya’ya” geçilince Zübeyir Ağabeyin, “Bu gazete bizim için âdeta günlük bir lâhika mektubudur. Sadece, Risale-i Nur’un imanî meselelerini okumamız, ittihadımızı kâfi miktarda temin etmez. Üstadın hayat-ı içtimâiye ve hayat-ı siyâsiye noktasındaki meselelerinde de ittifak etmedikçe ve onları Üstada göre anlamadıkça, ittihadımız, ittifakımız tam olmaz. Dolayısıyla bunu da sağlayacak olan gazetedir” sözleri, bizim mihenk taşımız olmuş ve siyâsî ve içtimâî mes’elelerde, elhamdulillah ki pek kolay yanılmadan yolumuza devam edegelmişizdir.

Zamanla, Yeni Asya’ nın, başından beri yanında olup, hep beraber yürüdüğümüz arkadaşlar, sonradan bu yolu tasvip etmeyip, kendilerini Yeni Asya’sız bir istikamette götürüp, ekserisi de bir şahsın ismiyle yâd edilen cemaatler şeklinde yollarına devam etmeye başladılar.

Gerçi, hepsi de, Nur Cemaati ve o istikamette hizmetlerine devam ediyorlar. Ama Yeni Asya Nur cemaati, diğerlerinden bir farklılıkla bir şahsın ismiyle değil gazetelerinin ismiyle söyleniyor.

Tabiî bu isim, bir şahsa merbutiyetten, bağlılıktan ziyade bir şahs-ı mânevîdir. 

Meselâ canlı yaşadığım bir misali anlatayım:

Bazıları tarafından, hani avam lisanıyla, Yeni Asya Nur Cemaatinin başı olarak, rahmetli Mehmed Kutlular Ağabey bilinir. Aslında öyle değil. Cemaatin meşveretî sisteminde, onun fikirlerinden, tecrübelerinden istifade edilse de neticede, sistem içinde onun da bir rey’i vardı. İşte bu Kutlular Abimizle cemaatî bir mes’elede telefon vasıtasıyla konuşuyorduk. İkimizin arasında bir hususî samimiyet olmasından dolayı da iş biraz dallanınca, biraz da lâtifevarî “Yâni abi, sen şimdi bize diyorsun ki, sana ‘seni kılıçlarımızla düzeltelim’ diyelim, öyle mi?” deyince, “tabiî kardeşim, bu cemaat de sizin, gazete de (yâni cemaatimizin mânâsında)” diye cevap verdi. Allah razı olsun, rahmet eylesin. Böyle bir ifade, herhangi bir cemaat veya tarikat başına söylenebilir mi?

Bu misâl ile söyleyeceğimiz şudur: Yeni Asya Nur Cemaati, meşveret sistemiyle işlerini hâlleder. Bu cemaat de gazete de kimsenin babasının malı, çiftliği değildir. Öyle zannedenler yanlış biliyor. Bu cemaatin gazetesi olan Yeni Asya, dâhilinde bir yanlış veya hata olduğu zannedildiği zaman, onun hâlledileceği yer, yine işin mahiyetine göre îcab eden zeminlerdir. O meşrû zeminlerde işleri görüşmeyip, gayr- ı meşrû olan her türlü dedikodu, fitne, gıybet ve şen’î fiillerin işlendiği zeminler değildir.  Böyle yapan yanlış yapar. Dediğimiz gibi, kimse lâ-yus’el değildir, hesap vermez, veremez değildir. Yeter ki, işler doğru yerlerde, zeminlerde görülsün.

Üstadın yolundan inhiraf etmeden giden Yeni Asya Nur Cemaatini, Cenab-ı Hak her türlü fitne, fesad ve kötülüklerden muhafaza etsin! Lüzumsuz şeyler yüzünden aramızda fitne çıkarmak isteyen her kim olursa olsun, onların da kötülüklerini ıslah etsin. Bu temennilere “âminnnn!” diyerek; ittihad, uhuvvet, ihlâs ve muhabbet yolumuzda tekrar ve tekrar el-ele, omuz-omuza, sırt-sırta yürüyelim.

Okunma Sayısı: 10824
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hilal

    3.8.2021 16:59:00

    Böyle bir cemaatin içinde bulunmaktan şeref duyarım Osman abi. Bizim bilmediğimiz günlerdeki hatıra yumağı ile bugünü beraber açarak değerlendirdiğiniz kıymetli yazınızı okudum. Bize çok şeyler katıyor, çok şeyler öğretiyorsunuz, Allah razı olsun. Ben de, bir iki nur cemaati ile beraber bulundum. Ama üstadı anlayıp, en iyi uygulayan cemaat, Yeni Asya Nur cemaati.

  • Sezai MUMCU

    3.8.2021 15:32:14

    1988 Baskısı İstişare Kitabı tükenmiş. Böyle bir kitabın varlığını bir Meşverette duymuştum, var diyen zat evindeki özel kütüphanesinde bir nüshanın olduğunu FOTOKOPİ ile çoğaltılabileceğini bildirdi. Müteaddit Yeni Asya yorumlarımda bu İstişare Kitabından ve yeniden basılma lüzumunu dile getirdim ve 2014 tarihinde Yeni Asya Neşriyat bu İhtiyaca da CEVAP VERDİ; ' İstişareAdabı ve Toplantı Yapma Sanatı başlığında 100 sayfalık bir cep kitabını 5 TL gibi çok ucuz bir maliyette hizmete sundu. Bu kitap her toplantının ihtiyacını karşılayacak mahiyettedir. Çağrılarımıza kulak veren Yeni Asya ya bu hizmetinden ötürü tekrardan teşekkürler. İstişare, meşverette neymiş falancı filancı ağabeye sorarız diyenlere onlar da bu diyardan göçtüğünde bu cemaat dımdızlak ortada mı kalacak dediğimiz ortam işte bugün karşımızda.

  • Ömer

    3.8.2021 12:19:55

    Maşallah tebrik ediyoruz. Çok güzel bir makale olmuş. İstifadeye medar olması duasıyla, bir gün içtimai ve siyasi bir mevzu bahis idi. Mehmet Kutlular abimize tlf açtık. Kardeşim ordan,burdan niye cımbızlıyorsun. Risale-i Nur külliyatı bütündür, niye öyle okumuyorsunuz,lahikalarıda okuyun,gazetenizi iyi Tahkik Tahlil edin demişti ve ozaman dilimide camiamızı şahsı manevisiyle istikamet üzerine olduğunu göstermişti. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.

  • Toygar

    3.8.2021 12:17:14

    "Sadece, Risale-i Nur’un imanî meselelerini okumamız, ittihadımızı kâfi miktarda temin etmez. Üstadın hayat-ı içtimâiye ve hayat-ı siyâsiye noktasındaki meselelerinde de ittifak etmedikçe ve onları Üstada göre anlamadıkça, ittihadımız, ittifakımız tam olmaz." Ne güzel ifade etmiş aslında Zübeyir ağabey. Ancak bu mesele, "Sadece hayat-ı içtimaiye ve hayat-ı siyasiye noktasında ittifak etmedikçe" gibi algılanıp (bence diyeyim de hır çıkmasın), imanî meselelerden bahisler hep arkalarda kalınca sorun olmuş gibi geliyor. Hayat veya siyaset noktasında fikir birliği edebilmek o kadar zor olmalı ki, bunca ayrılığın sebebi olmuş (İşin kader kısmını ona havale edelim). Muhalif görüştekilerin birbirine hangi gözlerle baktıkları tahattur edilirse, "O kadar da değil canım!.." serzenişlerinizin anlamsız kaldığı anlaşılır kanaatindeyim. Söz uzun, hakikat, gerçek! anlaşılması temennisiyle. Kıymet-i kametince değer vermek gerekir her meseleye, bkz Risale-i Nur eserleri.

  • Recep ziftci

    3.8.2021 10:04:06

    Amin amin amin.........

  • Abdurrahman Tan

    3.8.2021 09:08:34

    Cemaat içinde yapılan dedikodu, fitne ve giybetten rahatsızlıktan öte ciğeri yanan bir kardeşiniz olarak yazınız için Allah razı olsun teşekkür ederim

  • Hüseyin

    3.8.2021 06:50:59

    Tamda Yeni Asya umumi meşveret ten sonra iyi bir makale olmuş Osman kardeş. Eline sağlık. Bizim cemaatimizi güzel anlatıyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı