Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay, “Görülen o ki, iktidarın anayasa değişikliğinden muradı, daha otoriter, daha tek sesli, daha merkezi ve keyfi bir sistem oluşturmak” dedi.
MEHMET KARA - ANKARA
Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay, “Anayasa tartışmasına nokta koyalım” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Politikyol’da yazan Günay, yürürlükteki anayasanın 1987’den bugüne -2017’de yapılan hariç- 19 kez, çoğu daha özgürlükçü anlayışı yansıtan 184 değişikliğe uğradığını söyledi. Günay, “Şimdi yapılmak istenen, 2017’de getirilen ‘kişisel yönetim’ sistemini tahkim etmek. Muhalefet bu tartışmaya kesin nokta koymalı. Özellikle hukukçuların yakından bileceği gibi, mevcut anayasa 1982 anayasasının özgün metni değil; neredeyse tümüyle değişikliğe uğramış. Fakat bu haliyle de demokratik bir anayasa olduğu ileri sürülemez. Bunun nedeni, 2017’de yapılan ve toplamda 70 maddeyi kapsayan değişiklikler. Bu değişiklikler, 1876’dan bu yana kurumlaştırmaya çalıştığımız parlamenter demokrasi yerine, medeni dünyada örneği olmayan bir garabeti ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ adıyla yürürlüğe soktu ve sürdürmeye çalışıyor. Son kırk yılda yapılan en olumsuz, hukuka aykırı, antidemokratik düzenleme bu” diye yazdı.
İktidarın yeterli oyu yok
2017 değişiklikleriyle cumhurbaşkanının partili olmasının önü açılmış olmasına rağmen, görevini tarafsızlıkla yerine getirmek için çalışacağına namus ve şerefi üzerine ‘yemin’ etmesini öngören anayasanın 103. maddesinin aynen durduğunu iktidarın kurtulmayı hedeflediği maddelerden ilkinin bu yemin metni olacağını dile getiren Günay, “Görülen o ki, iktidarın anayasa değişikliğinden muradı, kesinlikle daha sivil ve hele demokratik yeni bir anayasa yapmak değil. Daha otoriter, daha tek sesli, daha merkezi ve keyfi bir sistem oluşturmak. Bugünkü Meclis tablosu, bu amaçlarını gerçekleştirmesine olanak vermiyor. Anayasa değişikliğinin Mecliste kabul edilmesi için en az 360 oy gerekiyor. Ancak 360 oyla değişiklik önerileri referanduma sunulabiliyor. İktidarın şu anda yeterli oyu yok; Cumhur İttifakının toplamı 324 milletvekili kadar. Siyasetin bugünkü hali karşısında bu desteğin bulunup bulunamayacağı ise varsayımlara açık ve kolay görünmüyor” şeklinde konuştu.
Halkın asıl gündemine dönülmeli
İktidarın şu anda yeterli oy desteği olmasa da, bu tartışmaların sürmesinden, ülkenin asıl yakıcı gündeminden uzaklaşmaktan yarar umduğunu da yazar Günay şu değerlendirmede bulundu: “Ekonomik göstergeler iyiye gitmiyor; Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanının ‘rasyonel’ politika çabalarına karşın enflasyonda düşüş görülmüyor; hayat pahalılığı, geçim darlığı, yoksullaşma, her alanda adaletsizlik, öte yanda savurganlık, kayırma, haksız zenginleşme artarak sürüyor. Mülteci-sığınmacı ve benzer isimlerle anılan yabancıların sosyal ve ekonomik yapıda yarattığı tahribatın boyutları büyüyor.Türkiye’yi yerel seçimden sonra daha ağır ekonomik sorunlar ve her alanda yeni zorluklar bekliyor. Bu ortamda, daha sivil – demokrat bir anayasa umuduyla iktidarın söyleminin ardına takılmak vahimin ötesinde yeni bir hata olur. O nedenle, asılsız gerekçelerle ileri sürülen bu anayasa tartışmalarına tez elden nokta koymak ve halkın asıl gündemine dönmek gerekiyor.”