Demokrat parti, 1946 yılı 7 Ocak tarihinde kuruldu.

Bu partinin evveli, Osmanlının son demlerine rastlar.

İkinci meşrutiyet yıllarında, adı “Ahrarlar” diye anılırdı.

İki defa çoğunluğu elde ettikleri halde alaşağı edilmişlerdir.

Öncülüğünü Celal Bayar ve Adnan Menderes’in çektiği bu hareket Ahrarların uyanışı anlamını taşıyordu.

Bu hareketi engellemek için çeşitli entrikalar çevirmişse de engel olunamamıştır.

1950 yılında yapılan seçimde “gizli oy açık tasnif” usûlü ile Demokrat parti büyük bir zafer kazanmıştır.

Bu hareketin önüne mareşal Fevzi Çakmak destekli Millet Partisi çıkarılmış ve çeşitli oyunlar çevrilmiş, ama kader hükmünü icra etmiştir.

Seçimlerden önce Fevzi Çakmak vefat edince Demokratların önü açılmıştır.

Demokratlara en büyük desteği Bediüzzaman ve talebeleri vermiştir.

Demokrat Parti’nin milletin beklentilerine müsbet bakması, manevî ve ekonomik hayattaki gelişmeler göstermesi, on yıl müddetince iktidar olmasını sağladı.

Bediüzzaman Hazretleri, bu vesilesi ile Celal Bayar’a tebrik telgrafı göndermiş ve Celal Bayar, cevabî telgraf göndermiştir.

Bediüzzaman bu tebrik telgrafını neden gönderdiğini talebesi Zübeyir Gündüzalp’e şöyle tarif etmiştir:

“Bu Halkçılar, derler ki, bak bu Nurcular ne sizden ne de bizdendir, bunların maksadı başkadır der, ehli imana hücumda bir fırsat bulur“ der.

Ve, Bedüzzaman sonunda şu tesbitte bulunmuştur:

“İnşallah o Demokratlar istibdadı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyeti şer’iyeye vesile olacaklardır.”

Demokrat anlayışın muhalifleri hiç bitmemiştir. Hem ehli imandan, hem de ehli dalâletten gelen muhalefeti halen devam etmektedir.

Gerek Demokrat Parti ve gerekse Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi bu müjdeyi kısmen yerine getirmişlerdir.

Şimdi inşallah Demokrat Parti bu müjdeyi inşallah yerine getirecektir.

Şimdiye kadar Üstadımız ne dedi ise tezahürlerini hayatta bir bir gördük, inşallah o Demokratlar tekrar siyasî hayatta kendilerini gösterecekler, mevcut istibdadı yok edeceklerdir.