"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bursa’da hastanelere işiniz düşmesin

Rifat OKYAY
27 Ağustos 2023, Pazar
Milletin vergisi, bağışı, her türlü katkısı ile yapılmış ve siyasîlerin “Biz yaptık, biz inşa ettik” diye reklam yaptıkları ve her türlü mevkiye ve makama basamak ve alet edilen devlet hastaneleri...

Yalnız devlet hastanelerinin, adı hastane, ama kendileri hasta. Temizlikleri ve bakımları göstermelik. Evet, temizlik maddeleri görülüyor. Temizleyecek yerler belirlenmiş, ama temizleyenler ağır aksak, el ucuyla, bazı bazı. Ve temizlik personeli olarak gördüklerimizin kimisi çay içiyor, kimisi “Ben kafedeyim” diyor, kimisi sekreterlerin, hatta doktorların masasında oturmuş bilgisayarlarla oynuyor. Kimisi cep telefonuyla film seyrediyor, şarkı türkü dinliyor. Yalnız hastaların, “Bakar mısınız, şurayı temizleyebilir misiniz?” şeklindeki imdat çığlıkları ve yardım istekleri ortada kalıyor. Çünkü personelin laklak işi var. 

Bütün bunlar; ateşli, üşüyen, öksüren, burnu akan, titreyen, ağrılarıyla başbaşa, bir ümit, bir çare, bir tedavi, bir yardım isteyen ve mahkumlar gibi ayakta sıra bekleyen ve oturmuş, sandalyede, servis yatağında inleyen hastaların gözleri önünde cereyan ediyor. Daha ilk basamakta ne tedavi ama değil mi? Kahırlık ve kahredici.

Azarlayan, öteleyen, görmezlikten gelen personel ağırlıkta. “Ya bunların hiçbirisi veya yakınları hasta olmuyor mu?” diyeceksiniz. Yok işte, bu durumda iş çözülüyor. Personel, kendi yakınını her doktora, elinde evraklarla en ön sırada gösteriyor, muayene ettiriyor, onun ilacını yazdırıyor, tetkiklerini yaptırıyor ve filmlerini çektiriyor. 

Bu hastanelerde hastabakıcılar, etrafı temizleyenler, memurlar, güvenlikçiler hâkim; doktorlar mahkum… İsterlerse hizmet etmesinler. İşleri yapılmaz, çay-kahveleri gelmez. Bu âlem başka bir âlem. Mesai bitimine 2 saat kaladan başlıyor, vın vın kaçmalar. Yazıklar olsun aldığınız ücretler, yedikleriniz içtikleriniz haram zıkkım olsun. 

Millet garip, güçsüz, hasta, ama saygılı, hürmetkâr ve sabırlı. Önüne gelen eziyor, ötekileştiriyor ve zavallı bir hâle düşürüyor. Bir şeyler diyecek, yapacak devlet ortada olmadığı için bizim yapacağımız, söyleyeceğimiz ancak bu kadar.

Hiç mi bir güzellik, müspet, faydalı ve alkışlanacak, “aferin, maşallah” denecek bir şey yok? Var! Canan Güren Diler isimli, Nöroloji sekreterliğinde duran bir hanımefendi. Neler mi yapıyor bu hanımefendi? Evvelâ kim olursa olsun insan gibi muhatap oluyor, dinliyor ve cevaplamaya çalışıyor. Kendi yapabileceklerini hemen yaptığı gibi, başkalarının yapması lazım gelen işleri de üşenmeden hem de çoğu kez koltuğunu terk ederek, takip edip yaptırıyor. Yanında iki tane daha sandalye var, ama maalesef yine oturuyorlar. Vazife bilinci zayıf olan personel birazcık gelseler bile vatandaşı ona buna havale ediyorlar. 

İki seferdir, 3,5 saatlik gözlemlerimi sizlere aktardım. Yukarıda bahsettiğim hanım kızımızdan ise Allah razı olsun. Sayın Sağlık Bakanı, yerini bu hanımefendiye hemen terk edebilirsin. Veya il sağlık müdürü. Veya Şevket Yılmaz Hastanesi müdürü, başhekimi, sorumlu kimse hemen vazifelerini bu hanımefendiye devredebilir. 

İnin inin sırça köşklerden! Vatandaşın hâlleri ile bir hâllenin. Bu milleti, sahipsiz olmaktan çıkarın. Bu milletin kendisine ait malları ve paraları çarçur etmeden alâkadar olun ve kurtarın.

Bu hastane personeli, muhakkak bir şekilde sosyolojik, psikolojik, nörolojik ve görgü ve muhatabiyet konularında destek eğitimleri ve seminerleri almalılar. Hem de senede en az dört defa.

Allah bizleri böyle personelin şerrinden, belasından, gafletinden, vurdumduymazlığından, tembelliğinden ve ukalalığından muhafaza etsin.

Okunma Sayısı: 3925
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zahir

    10.9.2023 07:27:13

    Hocam butün kurumlarda durum byle doktorlarda cıkmıs zıvanadan iki ayak ust üste atıp muayene ediyor hastayı derdini söyleyemiyoruz boyle tepkileri var Osmanlı'da ki beşik ulemalığı gibi oldu ülkemiz kurumlar diplomasız cahil insanlarla doldu sonumuz hiç iyi değil

  • A. AYDIN

    27.8.2023 23:52:13

    4 Denetim, 4 Seminerden evladır.

  • Mehmet Kaşlıoğlu

    27.8.2023 18:49:56

    Selamun Aleyküm Rıfat Ağabey. Makaleniz dolayısıyla sizi tebrik ediyorum. Yazdığınız hadiseler Türkiye'de ki bütün hastahanenelerde her gün vukû bulan elim hakikatler. Cesur bir gazeteci olarak haykırmışsınız.İdarecilerin kör gözleri görsün, sağır kulakları duysun.

  • Abdullah Tunç

    27.8.2023 08:46:56

    Evet, maalesef hastanele rin,doktorlar hariç perso nellerin durumu yazıda anlatıldığı gibidir.Korkunç bir başı boşluk vardır.Bir sorumsuzluk, bir lakaytlık vardır.Hastanalarda sistem diye bir şey kalma mıştır.Hiyarerşik durum alt üst olmuştur.Ast üstü nü takmıyor,emirlerini din lemiyor.Bir çeşit hizmet anarşisi hakim.Bu halde nasıl etkili sağlık hizmetle ri yürütülebilir? Hastaların derdine nasıl çare getirebi lir? Hastanelerin bu hali pürmelali hatırıma Üstad' ın şu veciz sözünü hatıra getirdi." Kuvvet kanunda olmalı,yoksa istibdad tev zi edilmiş olur." Kanun ha kimiyeti olmadığı için kimin ne kuvveti varsa; o nu menfi şekilde kullanı yor.Ve sağlıkta çalışma barışı bozulmuş, bir keş mekeşliktir sürüp gidiyor. Tabii bu arada en çok zarar gören hasta ve hasta sahipleridir.Hasta neleri bu hale getirenlerin, bu bozuk işleyişe sebep olanların Allah belâsını versin.

  • Oğuz Yiğiter

    27.8.2023 00:58:37

    Problemlerin kaynağından probleme çare beklentisi mi? Yoksa, bir yerlerin gayzını çekmeden gerektiğinde biz de eleştiriyoruz olumlu muhalefet örneği görüntüsünde, ekonomik çöküşü esnafın açgözlülük ve fırsatçılığına bağlayan mantığın bir versiyonu olarak devlet dairelerindeki çürümüşlüğün sebebini de memurlar diyerek, asıl sorumluları perdeleme gayreti mi, tam anlayamadım...?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı