"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En çok ne aranır, ne sorulur?

Rifat OKYAY
24 Haziran 2020, Çarşamba 00:08
Haklı olarak bütün insanların bir derdi var.

Bu dert de en çok bugünlerde Müslümanları alâkadar ediyor, ilgilendiriyor. Herkes karşısındaki muhatabından emin olmak istiyor. Ahirzamanda en fazla aranan ve istenen bir kavram güvenmek, güvenilir olmak… Kimsecikler karşısındaki muhatabından beklediği; eminliği, güvenirliği kendisinde kontrol etmeden, acaba ben emin birisi miyim, güvenilen bir adam mıyım, Müslüman mıyım? demeden, soran ağzını sonuna kadar açmış ellerini de bellerine koymuş bendeniz emin ve güvenilir adam arıyorum, böyle insanlara muhatap olmak istiyorum diyor!.. Teemmel… Böyle insanlar muhakkak bir surette yüce Rabbimizin Kur’ân’da Haşr 10.  âyetteki hitabına muhatap olmalı ve kendisine çekidüzen vermelidir.

Enteresandır, Bediüzzaman Said Nursî’de Münâzarât isimli eserinde kendisine sual soran aşiret mensuplarına her bir konuştukları sual ve cevaplar için bir delilin, bürhanın olması lâzım geldiğini, çünkü kimsenin ayranım ekşi demediğini herkesin kendini haklı, güvenilir ve emin gördüğünü mealen ifade eder. O zaman bu güven meselesinde herkes kendisinin bir delili, hücceti, bürhanı olabilmelidir ki, başkalarından da bunu beklesin.

Kendisine kâinat içerisinde misilsiz bir paha ve kıymet biçilen insan yaptıklarından emin olması gerekmektedir. Çünkü bütün bunlar onun peşini hem bu dünyada, hem de ahirette bırakmayacaktır. Mesuliyetinin, sorumluluğunun şuurunda/bilincinde hareket etmeli, kamet-i kıymetini esas bu konularda gösterebilmelidir. 

Eğer bütün bu hallerde kendisini mükemmel, terakki etmiş, güçlü olarak görüyorsa; gücünü, kuvvetini, birikimlerini, böbürlenmeden, caka satmadan, fiyaka yapmadan insanların insanlığın faydasına, menfaatine ve yararına kullanabilmelidir. Yoksa bir varmış, bir yokmuş gibi, dama gelmiş, gitmiş derler…

Böyle hallerle hallenen, yapabilen, başarabilen insanlara, Müslümanlara da rastlarsan; tebrik etmeyi, takdir etmeyi, maşallah, barekalllah demeyi ve mükâfatından da onu teşvik etmeyi unutma! Yapmazsan ne olur? Bir şey olmaz. Yalnızca sana ne kadar bencil insana benzer insanmış derler geçerler. 

Bu zamanda en çok ne aranır, sorulur, sual edilir? Para mı, mal mı, mülk mü, şân mı, şöhret mi? Ne kadar saysanız bilemeyeceksiniz…

Bu zamanın yalanları, dolanları, kandırmacaları, caymacaları, inkâr etmeleri karşısında en fazla aranan şey: Doğruluktur… Yalancı olmamaktır… O zaman ilk görevi imanlı insanın, bir tanesinin bin yalanı anında yaktığı doğruluğu elde etmek ve doğru olmaktır… Ve ne olursa olsun daima yalandan uzak durmaktır.

İşte şu zamanın taklidi iman sahibi Müslümanlarının mağlûp olduğu konular, meseleler… Mü’min ve muvahhid bunlarla nasıl baş eder, bunlara karşı galip gelebilir? Ancak ve ancak tahkiki iman elde etmekle ve bu kuvvetli imanın gereği olan her şeyi hayat-ı içtima-i beşeriyede/sosyal hayatımızda dosdoğru olarak tatbik etmekle ve yaşamakla… 

Rabbim iman hizmetinde bulunan fedakâr ve kahramanların yâr ve yardımcısı olsun inşallah…

Okunma Sayısı: 1447
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı