Üniversite yıllarından beridir tanıştığımız, sevgili dost, şair Hasan Akçay’la geçenlerde yine biraz dertleştik.
Konuştuğunuz kişi şair olunca, sohbet etmek ‘dertleşmek’ oluyor. Dostlarla birlikte oturunca konuşulan konular kıymetli, ne konuşsan güzel oluyor. Basit konular bile dostla ele alınca değer kazanıyor.
Hasan dost konuşmanın bir yerinde ‘boş ver ya!’ dedi. Bir yerde bir ‘boş ver’ varsa, orada biraz durmak lâzım! Bu sefer kıymetli edebiyatçı kardeşim Gökhan konuya girdi. Başladık edebiyat dünyasından ‘boş ver’ üzerine konuşmaya.
‘Boş ver’in ne çok ‘boş verilemeyecek’ taraflarının olduğunu içine girince anladık. Ve odaya bir başka misafirin girmesiyle bu ‘boş ver’ meselesine ara vermek zorunda kaldık. Meğer ‘boş ver’in bir kocaman bir arka planının olduğunu insan o kapıdan girince anlıyormuş.
Her şeyden önce ‘boş ver’ kavramı, ‘aldırma, kafanı yorma, üzülme, merak etme’ gibi anlamlara gelse de, bunların ötesinde bu kelimeyi kullanan kişiye göre de değişebilen bir tarafının var olduğunu dikkate almamız gerekiyor.
Meselâ şairin ‘boş ver’ini biraz daha kurcalayınca, öyle ‘üzülme, kafanı yorma’ falan değil, örfi anlamda var olan bir anlamı ile karşılaşıyorsunuz. ‘Boş ver’ diyen dost, ‘boş ver’ dediği konu ne ise, konu biraz daha irdelense, ‘o konuyu gündeme al’, ‘o konuyu daha özelde konuşalım’ gibi değişik anlamlar taşıdığını göreceksiniz. Anlaşılıyor ki, kim, hangi konuda ‘boş ver’ diyorsa, o konuda perde arkasında ‘bir şey’ler var demektir.
Ya da gerçek anlamda, ‘büyütecek bir şey değil’, ‘bunu geçelim’ gibi bir anlam taşımadığını da söylemeliyiz. Mecazi anlamda, ‘boş ver’, insanın yaralı olduğu bir yere işaret etmektedir. Bir kaçışı, bir üstünü örtmeyi, şimdi zamanı değil, ama buna ciddî zaman ayıralım gibi bir ‘boş verilemeyecek’ bir tarafının olduğunu ifade etmemiz lâzım. Biz bir ‘boş ver’ kelimesi üzerine henüz bitiremediğimiz bir saati harcadık. Sonra bu ‘boş ver’ nerede, nasıl ve ne kadar zamanımızı alacak bilmiyoruz.
Siz siz olun, hiçbir şeyi, ‘boş ver’meyin. Âlemde hiçbir şey aldırma, takılma diyecek kadar basit değil.
‘Dünya boş’ diyen, dünyanın neden boş olmadığını anlayan bir derinlik içindedir de ondan ‘boş’ diyordur. Bu ‘boş’ denen dünya, nihayetinde ‘Cennet’ ya da ‘Cehenneme’ dönüşecek bir öneme sahipse, bu ‘boş’luğu çok iyi doldurmak gerekir diye düşünüyorum. Hiçbir şey ‘boş’ değil, ‘boş’ kelimesi bile.
Bazı şeyler vardır ki, dışa farklı akseder. ‘boş ver’ gibi.