Artık içimdeki ses de ‘gitmeyi’ kabullendi. Gidenleri görünce, mukadder sonu hissetti. Bakıyorum direnç yok artık, kabullere.
Cami yolu daha bir kolay gelir oldu bedenime. Son zamanlarda daha çok bakıyorum gökyüzüne. Bulutlar daha bir dikkatimi çekiyor nedense. Hatta geçenlerde bir karıncayı bile evine kadar yolcu ettim. O mu benim ben mi onun kolundaydım anlamadım. Anladığım bazen sadece duygu yaşanıyor, çünkü o da mutluydu, ben de. Hayatın sıra dışı yüzü daha bir anlamlı geliyor bu mevsimde.
Farkındayım neler söylediğimin. ‘Neler oluyor?’ dediğinizi duyar gibiyim. Bu ilk kez oluyor hayatımda. Rengi sararmış şu yol kenarındaki ağaçları şimdi daha net görebiliyorum. Onlarla fotoğraf çektirmek beni mutlu ediyor. Akranız ne de olsa. Hatta geçenlerde dalından düştü düşecek bir incir yaprağı ile epeyce konuştuk. Bana özel şeyler fısıldadı kulağıma. Daha önce bu sessiz çığlıkları hiç duymamıştım. Demek ancak ‘yaş’a takılıyor bazı ifadeler.
Doğru ya, daha önce bu yaşı, bu yaşın duygularını hiç yaşamadım ki. Kendimi bu duygularla, henüz bugün gelmiş gibi hissediyorum dünyaya. Yeni doğmuş gibi, hem de bugün. İlk bebeklik gibi kem küm kelimeler, ortamın yabancısı taze ve mahcup bakışlar ve sonra çığlık. Bir taraftan güneş veda ederken hayata, diğer taraftan doğarak kovalamaya başlar hayattan insanı.
Biliyorum, bugün dağılacak bütün bu muhteşem sahne. Hep öyle oldu, her gün yeniden kuruldu bu pazar ve her şey yeniden bitti. Eskiyen bir şey yok.
İnsana zor gelen bir şeymiş ahbaptan ayrılık. İçinden bir şeyler sökülüp gider ötelere. Şaşırdım, artık nefsim de kabullendi gitmeyi. Geçenlerde, ‘şimdi hazırım’ dedi sessizce, ürkek ürkek. Nefsim gitmeyi istedi, gitmeyi sevdi. Gideceğim artık derken gülümsüyordu. Daha önce hiç yapmamıştı bunu.
Giderken gülümsemek, gidilen yerin duygusunu hissetmekle mi alâkalı acaba? Önce hissi gelirmiş yolculuğun insana. Ve ta içten sararmış duygusu insanı ayrılığın. Ayrıldıkları kadar, kavuşacaklarının duygusu belirleyici insanın yüz hatlarında. Evet, ben de gördüm bazıları giderken gülümsüyordu. Ayrılırken tebessüm değişik gelmişti bana. Bu, olsa olsa gideceği yerin duygusuyla alâkalıydı. İnsanın kavuşacakları, ayrılığı anlamlı kılıyordu belki de.