"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalancının mumu ne zaman söner?

Sebahattin YAŞAR
14 Haziran 2021, Pazartesi
Eskiden ‘yalancının mumu yatsıya kadar’ derlerdi.

Bence pek çok atasözü ve deyimlerimizde olduğu gibi bu atasözünde de bir zemin kayması yaşanıyor diye düşünüyorum.

Çağa göre yalanlar da yalancılar da değişiyor, hatta yalancıların taktikleri de. Bundandır ki, yalanların uzun süre yaşaması da son zamanlarda çok görülen bir durum. Artık uzun ömürlü yalanlar gündemde.

Yatsıya kadar değil, yalan söylenen kişinin, kişilerin gafletten uyanmalarına veya uyanamamalarına kadar sürüp giden bir şey bu.

Adam milletin gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor ve bu yalanı da destekleyen başka başka yalancılar türüyor, ama hiç istifini bozmadan, yüzü kızarmadan, yani utanmadan, sıkılmadan yeni yeni yalanlar üretmeye, türetmeye ve bu yalanları satmaya devam ediyor. 

Kötü ki, alıcı da buluyor.

Mesele bu yalanı üreten ve satan değil. Asıl mesele, bu yalanları satın alanlar, dinleyenler, bir daha kananlar, aldatıldık denildiği halde yine, yeni yeni aldatılmayı göze alanlardır.

Yani uyanık olmayan bir insanı, toplumu elbette çarpmak isteyenler, çarpanlar, yalanlarla dolanlarla işini yürütenler hep var olacaktır. 

Birileri de yalancının mumunun yatsıda söneceğini bekleyecektir.

Allah kullarına akıl vermiştir. Bu akıl denen nimet de, faydalıyı zararlıdan, yalancıyı doğrudan ayırmak içindir. Bu yapılmadığı sürece, yalanlarla dolanlarla işlerini yürütenler hep var olacaktır.

Bir insan, bir toplum bir değil, beş değil, on değil sürekli aldatılıyorsa, yani bir delikten on kez sokuluyorsa, orada yanıltanlar, yalan söyleyenler kadar, yalanlarla kandırılmaya alışan insanları da gündem yapmak gerekir. Aklını işletmeyenler elbette akıldışı muamelelere maruz kalırlar.

Yalancının mumunun sönmesi için yatsıyı bekleyenler, çok bekler. 

Yalancının mumu, yalancının yalanlarını fark eden akıl sahiplerinin varlığını ile söner. Yoksa yalanlar değişir, insanların aldatılmaları değişmez.

Okunma Sayısı: 2175
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arif Altay

    14.6.2021 15:27:13

    Milletin "feraseti" de kaldı mı merak ediyorum. Yoksa feraset " fettanlığa" mı dönüştü?

  • Abdullah Tunç

    14.6.2021 13:15:18

    Yalan bir lafz-ı kâfirdir.Bir müslüman asla yalan söy lemez ve söylememelisir. İçimizde yalan söyleyenler varsa,bunlar görmezden gelinemez,bunlar saklana maz.Bunlar teşhir edilmeli dir ki,insanlar şerlerinden korunsun.Kimse yalancıla rı gizlemesin,sahip çıkma sın.Yalancı kim olursa ol sun karşı çıkılsın,açıklan sın ki cemaate zarar ver mesin.

  • Ömer

    14.6.2021 12:02:01

    Bir insan, bir Toplum, bir değil,beş değil,on değil sürekli" Aldatılıyorsa"yani bir delikten on kez Sokuluyorsa orada Yanıltanlar,Yalan söyleyenler kadar,"Yalanlarla Kandırılmaya Alışan İnsanlarıda Gündem Yapmak Gerekir." Aklını işletmeyenler Elbette Akıl Dışı Muamelelere Maruz Kalırlar. Evet; Yalancının mumu Yalancının Yalanlarını Fark Eden Akıl Sahiplerinin Varlığı İle Söner.Akademik bir bakış açısıyla bugünümüze bir bakış açısı tasvir etmiş.Tebrikler Sebahattin Yaşar,kaleminize sağlık.👏👏👏👏👏

  • Cenk Çalık

    14.6.2021 00:44:47

    "Bir insan, bir toplum bir değil, beş değil, on değil sürekli aldatılıyorsa, yani bir delikten on kez sokuluyorsa, orada yanıltanlar, yalan söyleyenler kadar, yalanlarla kandırılmaya alışan insanları da gündem yapmak gerekir. Aklını işletmeyenler elbette akıldışı muamelelere maruz kalırlar." Yazınızı okurken Doğru İslâmiyet, İslamiyete lâyık doğruluk kavramları aklıma geldi. Sonrasında herşeyden evvel bize lazım olan nedir? Sorusuna üstadın ilk üç sırada doğruluk, yalan söylememek, sıdkı nazara verdiğini görüyoruz. Ayrıca müslümanın aynı delikten iki kez ısırılmaması gerektiği hadiste, her ferdin aklını kullanması gerektiğini anlıyoruz. Bizler değişmedikçe yaşadıklarımız değişmeyecektir. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almayı beklemek akıllı insanların işi değildir. Mezkur tespitlerin ne kadar doğru ve ihtiyaç olduğunu şu an ki vaziyetimiz gösteriyor. Umarım bu yazılar doğruluk ekseninde sorgulamaya vesile olur. Sorgulamalar amele dönüşmesi niyaz ederiz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı