"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kurban ve anlamı

Şemseddin ÇAKIR
16 Temmuz 2021, Cuma
Kurban: Şartlarına haiz olan bir Müslümanın yılda bir defa Zilhicce’nin onuncu günü Kurban Bayramı’nda şartlarına haiz olan bir hayvanı Allah için kesip malî bir ibadeti icra etmesidir. (Mevzuları farklı olan diğer kurbanları da, aynı mütalâa edebiliriz.)

Âyet-i kerîmede “Kestiğiniz Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Ancak ulaşacak olan sizin ihlâs ve takvanızdır” (Hac Sûresi, 39) buyrulmakla kurbanın bir kulluk, samimiyet, ihlâs ve takva olduğu belirtilmektedir. 

Ve Cenab-ı Allah iyi ki bu gibi ibadetleri emrederek bizimle irtibatını devam ettirmektedir. Onun için bir ilâhide de,

“Bunca yıldır bir hiçliğe gittim, Sana geliyorum/ Yeter artık döne döne bıktım, Sana geliyorum. Aşk tokmağı değdi örse/ Dönmem artık dünya dönse/ Dünden kalma neyim varsa/ Attım Sana geliyorum” denildiği gibi bir haldir kurban.

Biz kurbanın hükmünden ziyade hikmetinden bahs açacağız. Hüküm olarak bize Hz. Adem’in çocukları olan; Habil ve Kabil, Hz. İbrahim’in Hz. İsmail’i kurban etme meselesi, Kevser Sûresi ikinci âyeti ve Efendimiz’in (asm) uygulamaları lâzım. Farz mı? Vacip mi? meselesi ayrı bir mevzu. Zaten Mehdi’nin de, görevi; İslâmî anlayışı, çağın idrakine göre orijinalleştirmektir. 

Onun için M. Âkif “Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alarak ilhamı/ Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı” demiştir.

Bu zaviyeden “Kurban” terimini tabir edecek olursak

KURBAN: Hakk’a yakın olmak, halka yardım etmektir. Yani Kurban: Hakk’a yakınlık için en yakınını, diğer ifadeyle Hakk’a, Allah’a perde ve mani olan her şeyi evlâdın da olsa feda etmektir. Malûm: Hz İbrahim; “Yarabbi bana bir oğlan çocuğu ver Sana en sevdiğimi kurban edeyim” demişti. Cenab-ı Hak da, istediğini verdikten sonra sözünü tutmasını isteyince Hz. İbrahim (as) nice develer vs. kurban etmek istedi ise de Cenab-ı Hak kabul etmedi. Çünkü en sevdiği artık hem evlâdı hem arkadaşı tabiri caizse o ıssız çölde herşeyi oğlu İsmail’i olmuştu. Meselenin aslı ve sırrı anlaşılınca Hz. İbrahim biricik evlâdını kurban olarak yatırıp bağrına taş basarcasına bıçağı sürdüğü halde bıçak kesmemişti. Zira Hz. İbrahim (as) imtihanı kazanmış müjdelemek için de Cebrail ile koç gönderilmişti. 

Cenab-ı Allah’ın Hz. İsmail’i (as) istemesinin bir sebebi de, Hz. İbrahim’in (as) kendi sevgisine perde olması idi. Çünkü Hz. İsmail, Hz. İbrahim’in sadece tek evlâdı değil aynı zamanda arkadaşı ve tesellicisi idi.

Demek Allah (cc) ne evlât, ne arkadaş, ne mal, ne mülk hiçbir rakip kabul etmiyor. Yani Allah’dan daha iyi ne dost, ne arkadaş, ne yardımcı, hiçbir şey olamaz! Bir de bakarsın bunların hepsi evlâdın da dahil en tehlikeli düşmanların olabilir. Zaten Cenab-ı Hak onları imtihan için verdiğini (Bakara 155) buyuruyor.

Asıl mesele bizim meselemiz. Acaba bizim halimiz nicedir, kim bilir? Yani bizde Hakk’a mani olan nice İsmaillerimiz olabilir ve belki de var. Hatta farkında bile değiliz. Şayet bazen maksadımızın aksi ile tokat yiyor, bazı nimetlerden mahrum kalıyorsak eminim o İsmail’leri kurban etmediğimizdendir. 

O halde kendimizi bu kurban vesilesiyle bir kontrol edip şu arıza ve şirklerden temizlenme niyetiyle Kurbanlarımızı keselim. Çünkü Cenab-ı Hakk’a kurbanlarınızın et ve kanları değil ihlâsımız gidiyor. Yani Kurbanın anlamı: “Yarabbi! değil bu hayvanı, senin muhabbetin için CİHANI feda ederim” diye biliyor muyuz? İşte bu kurbanda böyle bir niyet edelim ki, imanımız iman, kurbanımız kurban, bayramımız bayram olsun inşallah! 

Kurbandan asıl maksad nedir? Doğru anladıksa; elbette İsmail’in Rabbi; İsmail’i babasından daha çok sevdiğini, fakat rakip de, kabul etmediğini anlamamız lâzım. Demek mesele kulunu veya insana yavrusunu kestirmek değil, imtihan etmekti ve bu müthiş imtihanı da, Hz. İbrahim kazanmış. İnsan yerine semadan Cebrail (as) ikram ve müjde olarak koç indirmişti. Bizim buradan çıkaracağımız ders: Şayet bize semadan koç inmiyor, yerden korona çıkıyorsa İsmaillerimizi kurbana razı olmadığımızdan demektir. İşte bu kurban vesilesiyle kendimizi test etmeliyiz.

Meselenin birinci ciheti bu, ikincisi ise; Allah’ın kullarına Allah’ın (cc) bize verdiği nimetlerden ikram ederken onları da Allah adına vermektir.

Allah (cc) Hz. Musa’ya, zatı için ne yaptığını sorar. Hz. Musa da namaz, niyaz ve ibadetlerini sayar. Cenab-ı Allah ise “Ya Musa onlar senin için, Benim için ne yaptın”? buyurur. Hz. Musa “Yarabbi Senin için ne yapabilirim ki”? deyince, “Benim kullarıma Benim için ikramda bulunup, (kurban gibi) esmamı anlatıp, meselâ “Rezzak” “rahim” vs gibi beni sevdirmeye çalıştın mı?” buyurur. Demek Hz. Üstadın, Risale-i Nurlar’la yaptığı da, eşyadaki esmayı anlatarak budur. 

Meselâ Birinci Söz’ün fikir kısmında “Ortada bu kıymetdar harika-i sanat olan nimetler ehad samedin mu’cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmektir” der.

Kevser Sûresi’nde bu iki kavram olan Kevser ve kurban ilişkisinin sebebini de, böyle düşünmeli derim. Kurbanın sosyal barış ve psiko sosyal hayata yansımaları aslında bir çok sırrın ifşasıdır. 

Kurban kelimesini tabire devam edecek olursak;

Kurban: Allah’a (cc) yakın olmaktır. O zaten bize şahdamarımızdan daha yakın biz ondan nihayetsiz uzağız.

Kurban: İbadettir. Hayvan boğazlamak, din motifli eğlence ve gelenek de değil, bir mahşer heyecanı ve provasıdır. Çocuklar bir şeair olarak bu heyecanı yaşamalı. Türkiye’ye Kurban Bayramı’nda gelip kurbanların karşılıksız dağıtıldığını gören nice turist Müslüman olmuştur. Yani kurbanın kanı akarken fakirin imdadına koşmak için göz yaşlarımızda beraber akmalı ve şeytan bizi kendine kurban etmeden biz Rabbimize kurban olmalıyız. Bunun için aileler bir araya gelmeli. Meselâ bizim yıllık ailece bir araya gelmemiz hep kurban bayramlarındadır.

Bu eşsiz sosyal yardımlaşma asla beşerî bir deha ile olamaz. Zira bu psiko sosyal hadise doyasıya bir fıtrî barıştır ve bütün hayırlı işlerin pişdar ve öncüleri hep peygamberler olmuştur.

Kurban kuru bir ibadet veya kan akıtmak değil, bilâkis ruhunda Hakk’a yakınlık halka fedakârlık bulunan bir ibadet şeklidir. Bunlardan başta kimler istifade eder madde ve manasıyla yardım ve şefkate en muhtaç insanlar. İşte bu bir iman şuuru ve İslâmın asalet huzur ve şefkatinin ifadesidir.

Kurban: Celâlî ve Cemâlî sıfatların beraberce idrak edilmesidir. Kurban keserken Allah’ın izzet, azamet ve celâlini, ikram ederken de, lütuf, merhamet ve cemâlini yaşama ve cümle gönülleri sihirli formüllerle fethetme hadisesidir. Yani kurban şekil şartların çok ötesinde, klâsik doktrinle mücerret bir kan akıtıp, hayvan boğazlama değil derin bir kulluk ve teslimiyet huzur ve şuurudur.

İsterseniz meseleye bir de Hz. Ömer’in müşahedesiyle; yedirecek bir şey bulamadığı için çocukları tencerede taş kaynatarak avutan yoksul bir anne zaviyesinden bakalım. Belki o zaman yapılan ikramın azametini anlarız.

Kurban: Zenginin cimrilik hastalığını tedavi edip onu şefkat ve merhamete tebdil ederken yoksulu da, saygı ve hürmete sevk eden ulvî bir ibadet bilincidir. Yani Kurban mücerret bir itlâf değil çok asil bir iltifattır.

Diğer ibadet ve şeairler gibi çok sırrın ifşasıdır. Aslında kurban ve bayramlarda birer sosyal barış ve kaynaşma merasimleridir ki, hiçbir beşeri bayram ve yardımları bunlarla kıyas edilemez ve onların sosyal yardım yönleri de, yoktur. Hatta gölgesi bile olamaz. Bunların ne tarihde ne de günümüzde emsali yoktur. Bazı şeklî benzerî ritüeller ise kıyası maal farıktır. Yani eynessera minessüreyya. Bunlar hem insanlık şiarı hem de şeairdir.

Yani İslâmın kimlik, haşmet ve şehametinin ifadesidir. Çünkü İslâmiyet; filozof ve düşünürlerin ancak nazarî planda ele alabildikleri ve hatta hayal dahi edemedikleri en ideal hayatı asırlarca icra etmiş ve etmektedir vesselâm.

Bütün ruhu canımla Kurban ve Bayramınızı tebrik ederim.

Okunma Sayısı: 2823
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İ. Seyda

    16.7.2021 19:40:30

    Kurban, duygularımızı böyle ölçü­süz bir cemal halinden, yeniden cemal-celâl dengesine çevirme terbiyesidir. O yüzdendir ki, bu bayramın birinci alemi kurban kesme ise, ikinci alemi de O'nun ce­lâl ve kibriyasını yoğun bir biçimde ders ve­ren teşrik tekbirleridir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı