"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dinsizler üretimi gasp edince

Şükrü BULUT
19 Kasım 2021, Cuma
ÜRETEMEYENLER, ELBETTE TÜKETİMİN BİRER DEĞERSİZ PARÇASI HALİNE GELECEKLER…(1)

Yazımızın başlığının geniş ihatasından şikâyetçi olacağınızı biliyoruz. Hem zaman hem fiziki mekân ve hem de mana olarak fevkalade geniş… İnşaallah belli bir çerçeveye ve bizi fazla aşmayacak bir sahaya sıkıştırmaya çalışacağız.

Avrupalılar üretim/tüketim kelimelerini “Endüstrileşme Dönemine” bağlarlarsa da bu iki kelimenin ilk babamız Âdem (a.s.)’dan bu yana mana olarak var olduğunu biliyoruz. Semavi kitaplarda, peygamberler aracılığıyla üretime yapılan vurgu ve yapılan teşviki de biliyoruz. Belki de bütün peygamberleri “üretimci ve üretime teşvikçi” olarak da kabul edebiliriz. Konumuzun bu olmadığını ve bilhassa Kur’an-ı Kerim ve ilk tefsiri hadis-i şeriflerdeki üretimi teşvik konusunu burada ele almayacağımızı öncelikle arz edelim. 

Bediüzzaman, zamanımızdaki değerlerin manaları itibariyle yer değiştirdiğinden bahseder. Adalet ile zulmün… Cehalet ile ilmin… Sadakat ile ihanetin… Ve de üretim ile tüketimin… İktisat ile israfın zıtlar olarak yer değiştirdikleri gibi… Mevcut Batı Medeniyetinde yapacağımız zihni bir seyahat ve yükselen değerlerle ilgili tahlillerimiz, bu konuya biraz daha açıklık getirecektir kanaatindeyiz… İktisadın, iffetin, güzel ahlâkın, şecaatin, sahavetin, çalışkanlığın, karşılıksız yardımlaşmanın, ihlasın, insaniyetin, mertliğin, fedakârlığın ve daha nice insanî temel değerlerimizin, mevcut Batı toplumlarının bir kesiminde, gerekli alâkayı göremediklerinden, utançlarından köşe-bucak saklandıklarına şahit olacaksınız.

Çağımız, kısmen zihni olarak materyalizme yuvarlandığından, üretimi elbette yalnızca maddi olarak anlayacaktır. İnsaniyet merkezli bir düşünce dünyasında maddi üretimin, çokça bir yer işgal etmediğini İslâm mütefekkirlerinden öğrenebiliriz. İnsan hayatını, ebed tarafına olan yolculuğunda, bir ağacın altında gölgelenmek kadar kısa olduğunu mantıken isbat edene itiraz edilir mi? İnsanların tapınacak kadar önem verdikleri dünyalarının; ya bir rüzgâra, ya bir ateşe, ya bir ihtizaza veya yağmurun sularına kapılıp kaybolacak kadar geçici olduğunu anlamalarıyla birlikte, üretimin yalnızca maddi olmadığını anlamaları kolaylaşacaktır.

Üretimin yalnız insanlara has olmadığını da biliyoruz. Allah’ın kâinata ve bilhassa dünyamıza koyduğu kanunlarla, sayılarını rakamlara sığıştıramayacağımız çoklukta üreticiyi çevremizde istihdam ettiğini görebiliyoruz. İnsanların ürettikleriyle karşılaştırılmayacak kadar mükemmel, şahane, kıymetli, sanatlı, pahalı ve zaruri üretim bunlar… Kur’an-ı Kerim’de bu tür üretimlere bakışımızı çeviren çok âyet vardır. Kan ile fışkı arasında bize gelen o tertemiz sütler, laboratuvarındaki zehirler arasında üretilen şifalı ballar, bir böceğin eliyle takdim edilen nadide giysiler, karşılığında dünyayı versek elde edemeyeceğimiz elma, hurma ve üzüm gibi milyonlarca meyveler… Bu üretim bahsini Kur’an-ı Kerim, tam da bizim seviyemize, üslubumuzca ve öyle tatlı anlatıyor ki… Zemzem gibi… Fakat Kur’an’dan öğrendiği ilimleri materyalist düşüncenin ifsadıyla karıştıran dinsiz Batı felsefesi, maalesef üretimin merkezine insanı koymuş. Bir virüsten korkusuyla tam iki sene boyunca kapısını-bacasını kapatan bu insanı da ilâhlaştırmaya yönelmiş. Meseleyi çok dikkatlice ve mantıki ölçülerle incelediğimizde, maskaralıkta benzersiz bir mahlûkla karşılaşıyoruz bu noktada…

İşte bu çok zayıf, korkak, beceriksiz, şovmen ve yaratılış kanunlarını değiştirmeye yeltenen maskara insan, gayr-ı meşru yollarla ele geçirdiği hatırı sayılır bir kısım dünya sermayesine dayanarak, kendi kafasınca dünyaya çeki-düzen vereceğini iddia ediyor. Son zamanlarda iddiasını realize niyetiyle yavaş yavaş tahribatlara da başlamış görünüyor. İnsandaki hayvanî duyguları keşfedip onları ellerindeki imkânlarla harekete geçiren bu tahripçilerin insanlığa verdiği korku da DEHŞETLİ. Artık dünyaya sahip olduklarını, insanların ihtiyaçlarının kendilerinden sorulacağını,  keyiflerine göre canlarının istediği kadar, dünya üzerinde insanlara yaşama imkânı verebileceklerini, dostlarını cennetlerde yaşatacaklarını ve itiraz edenlere hayat hakkı tanımayacaklarını yavaştan yavaşa dillendirmeye başladılar. Bu icraatlarını yalnızca seslendirmiyor, ufaktan ufağa göstermeye de başlıyorlar.

Mesela, insanlığın beslenmesi ve yaşaması için gerekli olan kaynakları ele geçirdiklerini, tedarik zincirlerini tekellerine aldıklarını, bitki, hayvan ve insan dünyasına önce hastalıkları enjekte edip panzehri de ellerinde tuttuklarını yüksek ücretli CEO’ları ve medyatörleriyle bize ihsas ettirmeye çalışıyorlar. Buradaki hakikati gözden kaçırmadan ve mevzu bütünlüğünü olabildiğince koruyarak devam edelim. Dünyanın belli bir sermayesinin, maalesef hatalarımızdan dolayı semavi din karşıtlarının ellerine geçtiğini yıllardır yazıyoruz. Bu insaniyet ve İslâmiyet karşıtlarının DECCALLER kadar vicdansız ve zalim olduklarını da... Global hegemonya uğruna organize ve teşkilatlanmalarından da bahsediyoruz. Ve insanların hırsları, dünya zevkleri, şöhret düşkünlükleri, Yaratıcıya olması gereken iman ve ahlâk zaafları, yersiz korkaklıkları, hasetleri ve yalancı riyakârlıklarından yararlanarak “ÜRETİMİN BAŞINA” geçen semavi din düşmanlarına karşı; hem insaniyeti, hem dünyamızı ve hem de değerlerimizi nasıl savunup zafere ulaşacağımızı da Kur’an’dan ve Kur’an’ın Ahirzaman dinsizliğine karşı yekta silâhı olan Risale-i Nur ile aramaya devam edeceğiz.

Okunma Sayısı: 1604
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Haydar

    22.11.2021 06:34:17

    Üretim güzel bir konu. Allah razı olsun. Son nefesimize kadar üretmek üzerine gaye edinmemiz gerekiyor.

  • Haşim Özkan

    20.11.2021 08:59:09

    Güzel bir konuya temas etmişsiniz.Bu yazının devamı gelecek gibi duruyor.Rabbim kaleminize güç ve kuvvet versin. Aslına bakarsanız insanların tamamı tüketici her şeyi üreten ve yaratan Rabbimiz.

  • Nisan

    19.11.2021 23:13:19

    Semavi dinlere ve insani değerlere inanların ittifak kurmaları lazım. Ta ki bozguncuları durdurabilsinler.

  • Mustafa Said

    19.11.2021 20:04:28

    Belli bir kapital ile üretime karışan barış düşmanlarını afişe eden güzel bir makale olmuş, dilinize ve gönlünüze sağlık...

  • Nura

    19.11.2021 19:45:05

    Dinsizlerin hayra kaaniliyetleri olmadığından veya verilen istidatlarını köyüye kullandıklarından faydalı bir üretimde bulunamazlar.

  • Osman

    19.11.2021 14:32:30

    Tebrik ederim güzel olmuş Hepimiz üretici olmalıyız

  • Hüseyin

    19.11.2021 13:15:42

    Tüketiciler her daim üreticilere muhtaçtır.. yeryüzünde hayat ortaya çıktığından beridir hazreti ademden bu yana nebatat ve hayvanat dünyası  ademoğlunu karşılıksız ve kesintisiz besledi. Toplumlar ikiye ayrılır : Tüketici toplumlar  ve üretici toplumlar Üretici toplumlar öznedir tüketici toplumlar üretici  toplumların teşbihte hata olabilir nesnesi olmaktan öteye gidemezler açık sömürülmeye hazır pazar olurlar.. Dünyada hemen hemen her alanda siyasette teknolojide hukukta eğitimde sanatta bilimde  söz sahibi olan dünyaya hükmedenler üretici güçlerdir... üretim demokrasi ve hukuk ile gelişir neşvü nema bulur...

  • S.topuz

    19.11.2021 13:09:53

    Allah razı olsun Hocam.Cenabu Allah iman,irfan,ilim ve ihlasınızı,basiretinizi,sağlık ve sihhatinizi ziyade etsin ve hayırlar ihsan etsin. Cümlenizi her türlü musibet ve belalardan muhafaza eylesin.Her daim muvaffak ve Muzaffer etsin.Amiiin.

  • Ahmet İhsan

    19.11.2021 12:10:41

    Üretimin müspet bir fiil olduğu zaten malum. Küresel bazda tahrip projeleri hazırlayanların isimleri, asla üretim ile bir arada anılmamalı. Bu yazıdan bu cümleyi özet olarak çıkardım. Teşekkür ederim.

  • Mustafa coban

    19.11.2021 11:57:03

    Rabbimiz yiyin için israf etmeyin buyuruyor.şark toplumlari özellikle israfta başı çekiyorlar.tabiki sömürücülerin ekmegine yağ sürüyolar.zaman geçmiş deyil.özellikle çevre bilincini yaymak lazim.buda israfin önlenmesiyle başlar

  • H.ibrahim Karahan

    19.11.2021 10:54:14

    Allah razı olsun

  • Orhan Alagöz

    19.11.2021 10:40:43

    Çok güzel bir yazı,herkesin okuyup istifade etmesi gereken bir yazı.Rabbim tesirini halk etsin inşallah

  • Muharrem

    19.11.2021 09:57:06

    Tedarik zincirinin mahiyetini de yazmanızı bekliyoruz. Allah muvaffak eylesin ve tebrik ediyoruz.

  • Kerem

    19.11.2021 09:43:40

    Güzel bir başlangıç, önemli bir konu. Bekliyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı