"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güle güle! Helmuth Kohl’un kızı…

Şükrü BULUT
12 Şubat 2021, Cuma
Angela Merkel olayına çok cephelerden bakılabilinir.

Avrupa ve Almanya siyasetindeki yüzlerce menfi icraatından, global siyasette insanlığa büyük zararlar getiren politikalarına kadar. Bir önceki yazımızda arz ettiğimiz üzere Yeni Asya, bu hadiselere Risale-i Nur perspektifinden bakarak, olayları vatan, millet, insaniyet ve İslâmiyet çerçevesinde değerlendirmeye çalışıyor. Nur Talebeleri Avrupa Birliğine, dünya demokrasileri ve barışı için “olmazsa olmaz bir unsuru” nazarıyla baktıklarından, Angela’nın perdeler arkasındaki AB ve demokrasi ile gizli savaşını açığa çıkarmanın, bir insanlık vecibesi olduğunu düşünüyorum.

Yeni Amerikan Yüzyılı ve Büyük Ortadoğu Projeleri çerçevesinde dünyayı hegemonyası altında tutmaya çalışan neocon-neoliberal İttifak’ın Avrupa köprüsü olarak Angela’nın Dick Schney, John Bolton, Georg Soros, Klaus Schwaben, Horst Köhler ve diğer arkadaşlarıyla yaptıkları ittifakların gizli kalmaları elbette mümkün değildi. Schröder’e rağmen New-York Times’ deki makalesiyle neoconlara verdiği destek ortada iken, dünyayı istibdat ve terör ile ateşe verip “millî demokrasileri” yargı darbeleriyle tahrip eden ittifakına dolaylı desteği de yazılacaktır. Dünyanın kendisinden yardım beklediği AB’nin bunca yangın ve talan karşısında seyirci kalmasının arkasında, herkes biliyor ki Angela vardı.

Türkiye kamuoyundaki AB sevgisini AKP ile birlikte istismar ederek, yüzde yetmişten yüzde yirmiye düşüren Angela’yı yalnızca AB karşıtı olarak değil; demokrasi, sosyal devlet, aile ve temel insanî değerler karşıtı olarak da görmemiz gerekiyor. Yine önceki yazıda belirttiğimiz üzere, Angela neocon-neoliberal projesinin itaatkâr, akıllı, sabırlı ve munis bir elemanı olarak Alman siyasetinde jübilesini yapıyor. Komünist gençlik teşkilâtının Marksist propaganda başkanlığından kendisine CDU’ya geç demişler, kızcağız gerekeni yapmış. Ve orada aileden sorumlu bakan olmuş Marksist Merkel. Sonra proje gereği o da Ursula von der Leyen’in aileyi tahrip için getirtmiş. Lenin zamanındaki uygulamaları, biricik danışmanı Beate ve Ursula ile birlikte, biraz daha sivilce ve modern bir surette icra etmişler. Bunları geçmişte yazmıştık.

Ursula’yı “eğitimden” ve nihayet “Diversity” hareketinin istikametinde Savunma Bakanlığı’na getiriyor Angela… Neoconların verdiği Suriye, Ukrayna ve Kuzey Afrika vazifelerini yaptıktan sonra, bu defa yine proje gereği Emmanuel Macron ile birlikte Weber’i diskalifiye ederek Ursula’nın AB’nin tepe noktasına taşıyor. Savunma Bakanlığına bu kez, selef olarak yetiştirdiği Karren-bauer’in getiriyor. Angela’ya yol gösteren Troçkist Jeffrey Getwin’i de burada zikretmemizde fayda var. Zira Alman sosyal devletini Angela’ya, İntiative für neue Soziale Marktwirschaft (INM) projesiyle çökerten, American Enterprise İnstitute‘nin bu zeki adamıdır. Bütün mesele, dünyanın AB’den beklediği demokrasi meşalesinin yanmaması ve haydutların istibdadın karanlığında insanlığı talan etmesi değil miydi?

Neoliberallerin ihtilâlleri hürriyet ve demokrasi ortamında kapital, medya ve hipnoz üçgeninde cereyan ettiğinden, karşı koymak güçtür. Demokrasi karşıtı Marksist liberallerin Angela’ya verilen destek ile Almanya’da hem partiler ve hem de siyaset devleti yönetemeyecek derecede itibarsızlaştırdı. SPD’nin sosyal devlet ataklarını tesirsiz hale getirmek üzere, Angela’nın son zamanlarında “ortanın soluna” kaydığını bütün siyaset analizcileri söylüyorlar. Ve nihayet PEGİDA ile Afd hareketlerinin doğumunu Merkel’in zaferleri arasında yazanlar, elbette haksız değiller. Demokrasiyi ayakta tutan siyasî partilere ve politikacılara güveni yok edip “alternatifsizliği” halka aşıladığınızda, demokrasi kendiliğinden cemiyeti terk etmiş olur. İşte Türkiye’mizde olduğu gibi…

Ve yukarda bazen satır başlarıyla, bazen telmih ve işaretlerle dokunduğumuz bütün hadiselerin, mevcut internet medyasında hazır olduğunu okuyucularımız unutmamalı. Artık hileye, yalana, cerbeze ve manipülasyonlara dökülmüş aktüel siyasetin oyunlarından dolayı Angela’yı Erdoğan karşıtı zannedenler, zaman içinde hatalarını düzelteceklerdir. Macron’un da iç siyasette taklide çalıştığı; “sen benim kütüğümü yuvarla, ben de seninkini…” usûlünün kamuoyunca fark edilmesi üzerine, Tayyip Bey düşmanlığından hemen çark edişini birlikte gördük. Fakat Erdoğan ile Angela’nın anlaşmalı tiyatroları, her iki milletin güzel ilişkilerine ve bilhassa Almanya’da yetişmiş üçüncü neslimize büyük zararlar verdi. Popper’in talebesi, Avrupa kamuoyunun hipnoz seansını devam ettirmek için başörtülü Türk kızlarıyla medyaya poz verdi, Müslümanlarla yakın alâka içindeymiş imajını canlı tutmaya çalıştı. Bütün bu resimleri, Türkiye’yi olabildiğince AB’den uzak tutma ve Neocon-neoliberal ittifakının İslâm Dünyasını yağmalamasını perdelemede kullandı.

Doğrudur, siyasetçiler her zaman halklarının aynaları olamıyor. Eski AB genel sekreteri sosyal demokrat Martin Shulz’un; “Erdoğan Türkiye demek değildir” sözü bu prensibi güzel ifade ediyor. Biz de diyoruz ki, Angela Merkel Müslüman Türkiye’nin tarihi müttefiki Alman halkını temsil etmiyor. Fakat bunca tarihi kırılmalara, cinayetlere, negatif dönüşümlere, savaşlara ve masum insanların servetlerinin belli sermayedarlara peşkeş çekilmesine rağmen Merkel’den tarihî bir kahraman, bir sosyal demokrat, adaletli bir siyasetçi ve kadın haklarını korumuş bir hanımefendi çıkarmaya kalkışanları uyarıyoruz. Yakın zamandaki tarihin gerçekleri sizi mahcup etmeden, lütfen neoliberallere yaranmaktan vazgeçiniz.

Alman milleti soğukkanlı olduğundan, azıcık geç uyanır. Fakat tam uyanır. 2000 ile 2021 arasındaki icraatların bütün boyutuyla arşivlerde olduğunu bildiklerinden, kendilerinden emindirler. Türkiye’deki okuyucularımızın ilgi sahalarına yeterlice girmediğinden, yalnızca bir hülâsada bulunduk. Yazdığımız hakikatleri seslendiren yüzlerce yazar ve gazetecilerin yazdıklarına, Almanca bilen her kardeşimiz anında ulaşabilir. Angela’nın dönemiyle AKP’nin dönemini çoğu karelerde tarih içi içe değerlendireceğinden, bizim de kenarından köşesinden azıcık bilgimiz olsun, diye yazdık.

Okunma Sayısı: 2544
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sertaç Lüser

    16.2.2021 08:24:05

    Neyse,madem Merkel gidici ,bende söylemlerimle birazcık "artık yönümüz AB,tek çıkış kapısı o" diyeyim de karşıtlığım fazla anlaşılmasın dedi.O birileri yine sıkıştığından dolayı her olayda Avrupa ayağını denk al derdi.Son haftalarda ses yok.ALLAH hakiki birliğimizi arttırsın.

  • Zeliha

    13.2.2021 12:39:55

    Zamanın hadiselerin okumak kolay değil ama biz bu anlamda çok şanslı bir cemaatiz. Üstadın herşeyi satır aralarinda yazdığı ve haber verdiği hadiseleri kaderin hükmü gereği sonradan yine izin verdiği ölçüde anlayabiliyoruz. Fakat bu yazı da yine yılların takibi ve bilgi birikimi olsa gerek. Sadece Merkel in bile gitmesi bir çok şeyi ortaya çıkaracak. Yine de yazılarınız bizi daha önceden bilgilendirmesi eminim ehli imanı hakikati arayanları sevke getiriyordur. Özellikle yazının son bölümü oldukça ümit verici. Tebrikler şükrü abi.

  • Sezgin Keskin

    12.2.2021 23:10:40

    Oh be ne güzel... ABD'li senatörler neoliberal dönme Osman Kavala'ya arka çıkmışlar. LGBT ile Kavala’yı aynı sepette tutmuşlar. Emriniz olur, beyler...

  • Sezai MUMCU

    12.2.2021 20:22:25

    ABD de bir kitap yazari var adam senede 10 tane tugla kalinliginda kitap yaziyor ve cogu kitabi film senaryosuna cevrilmis. Fitne ve fesad milletin istirak ettigi fitne komitalarinin da SENARYO-YAZARLARI var 5816 yasasi icin Ticaniler SENARYOSU, ACZMENDILER SENARYOSU, Harun Yahya SENARYOSU, PKK KURULUS SENARYOSU, Türkiye yi AB den uzak tutma senaryosu. ALMANLARI mütemadiyen TOKATLAMA SENARYOSU, Kemalizm Senaryosu, LOZAN senaryosu, Siyasal Islam Senaryosu! Burda Isimler önemli degil Merkel gider baskasi gelir onlari egiten ONLAR.

  • Osman

    12.2.2021 17:28:28

    Bende neden böyle oluyor diye düşünüyordum alman türk dostluğunu bunlar bu hale getirmiş bu güzel yazı için teşekkürler inşallah avrupa ve türkiye birleşecek sulhu umumiyi sağlayacak

  • Serap

    12.2.2021 16:51:56

    Fikirlerin bireysellikten topluluğa yöneldiği ve akımlaştığı bir çağda, düşmanını tanımayan hiç bir düşünce yaşayamaz.

  • Ahmet Rıza

    12.2.2021 15:24:58

    Bu güzel tahlilli yazıya yalnızca Angela Merkel ve siyasi hayatı boyutundan bakmıyorum. Türkiye için hayat- memat meselesi olan Avrupa Birliği ve iki yüz elli senelik Osmanlı- Alman dostluğu açısından da bakmamız lazım düşüncesindeyim. Angela ile yalnızca bizim yolumuzu kapatmamışlar, bir medeniyetin yolunu kapatmışlar ahir zaman dinsizleri..

  • Ali R. Yardimoglu

    12.2.2021 14:23:08

    Bolshevik gayet dessas oyunu hic durmadi, "beli kirildi", fakat tembelligi affetmez, bedene gore elbisesini tadil eder, bazi menshevik, bazi anarchist, bazi libertariats olur......

  • Selim

    12.2.2021 12:37:08

    Mhteşem bir definisuon. Deccaliyetin kullandığı kişilerin özellikleri önemli.Bu haritanın tamamını çizmenizi istiyoruz.

  • Toygar

    12.2.2021 11:41:11

    Beni bu yazıdaki kişiler ilgilendirmiyor açıkçası. Kimlerin hangi argümanları kullandığı da. Beni ilgilendiren kısmı, deccalizmin (bir dahaki şiddetle gelişine kadar) şimdilik oyuncu ve gösteri formatı değiştirme gayretine karşılık, aldanan doğru insanların farkındalığa erişebilecek kapasiteye yeterince ulaşamadıkları gerçeği. Üzülüyorum. ama ahirzaman böyle bir şey galiba. Kalabalıkların içinde yalnız ve adam olarak kalabilmek. Pencerelerden seyrediyor, içlerine girmemek lazım, inşaallah.

  • Bülent Bektaş

    12.2.2021 10:23:16

    Yazınız her zamanki gibi yine çok güzel olmuş Şükrü bey size bir ricam olacak Şu an tüm dünyada güvenli Liman yapılmak istenen kripto paralar ve arkasındaki güçleri Eğer bu güçler NEOCON VE NEOLİBERAL ise oynanmak istenen oyunlar hakkında bir yazı istiyorum Dünyada emekçilerin ellerindeki paraya göz koymuş bu sistemin oyunlarıni bilmek isterim Allah'a emanet olun size hep dua ediyorum İzmit ten Yeni Asya okuyucusu Bülent Bektaş

  • Niyazi N.

    12.2.2021 08:55:54

    Merkel’in bu yönünün, gerçek yüzünün eminizki kamuoyunun kahir ekseriyeti farkında değil, ne Türkiye’de ne de Avrupa’da. Ama gerçekten güle güle mi? Halef selefi aratır mı acaba?

  • Hüseyin

    12.2.2021 08:15:27

    Batılı ülkeler, içeriyi beslemek için dış ülkeleri kullanır ve sömürürler. Menfaat temin ettikleri ülkelerin demokrasi ile yönetilip yönetilmediği, hukukun işleyip işlemediği, insan hakları ve hürriyetlerin olup olmadığına pek aldırış etmezler ve umurlarında da olmaz. Dış ülkelerdeki kargaşalar, olumsuz gelişmeler, çıkarlarına zarar vermediği müddetçe problem yoktur.Çıkarlarına ters düştüğü zaman, demokrasiden hukuktan ve hürriyetten söz ederler.. Demokrasiden insan haklarından dem vurmaları, totaliter ve monarşik yönetimlerden menfaat edinme, taviz koparma nedeniyle yapılır  ...Menfaat devam ettikçe, demokrasi , hukuk ve hürriyet akıllarından geçmez.. Demokrasi konusunda avrupa ülkelerinin birçoğu ikiyüzlüdürler çifte standart kullanırlar..

  • Demokrat Avrupa

    12.2.2021 01:20:14

    Macron, Merkel ve Erdoğan hepsi de aynı ekipin değişik elemanları, buluştukları nokta AB ve demokrasi düşmanlığı, AB’yi içerden ve dışardan çökertme projesinin parçaları, neocon ve neoliberallerin emrinde olan üçlüler...

  • İhsan

    12.2.2021 00:46:47

    Demokrasi düşmanı neoliberallerin bu akıllı kadını için, Avrupa’da veya BM lerde önemli bir mevkiin verilmesi, onu da Leyen gibi misyonunu devam ettirici yapabilir. Dikkat.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı