"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İktidarı yanlış yerde arayan Türkiye muhalefeti…

Şükrü BULUT
08 Ocak 2021, Cuma
Sakın iktidar kelimesi size yalnızca demokrasiyi tedai ettirmesin.

Burada bahis mevzu olan elbette “demokratik iktidar” değildir. Milletimiz on sene önceki referandumda yüzde doksan küsûrluk kahir ekseriyetle ile ülkemizde demokrasinin olmadığını dünyaya ilân etti. Zaten muhalefetimiz yüksek sesle söylemese de, demokrasimizin 12 Eylül 1980’de ölüm döşeğine düşürüldüğünü, yıllardır söyleye geliyor.

Cumhurbaşkanımız demokrasiyi sandıktan ibaret zannettiğinden, geçmişin cinayet ve hatalarından kuvvet alan dış destekli iktidarını, “meşrû demokrasi” olarak millete göstermeye çalışıyor. Onu bu yanlıştan çevirmenin şimdilik çok zor olduğunu biliyoruz. Muhalefet, geçmişin bütün hatalarına karşı toplu bir reddiye vererek, Cumhurbaşkanı ve ekibinin akıllıca kullandığı bu istismarları (Geçmişin hataları, metazori inkılâplar, Marksistlerin eline bırakılan Kürt problemi, itilip kakılan millî değerler ve temel hakk-hürriyetler gibi) mevcut iktidarın elinden alabilseydi, demokrasimiz kısmen de olsa ayağa kalkabilirdi.

Muhalefetimiz; kırk sene önce 12 Eylül ihtilâlini gerçekleştirerek bu milleti istibdadın boyunduruğu altına çeken global ihtilâlcileri mahiyetiyle birlikte günümüzün genç seçmenine anlatamadı. Bazıların “globalci” olarak niteledikleri Marksist liberalistlerin Ronald Reagan, M. Thatcher, Helmut Kohl ve Turgut Özal gibi aktörlerin önderliğinde; başta Türkiye olmak üzere Güney Amerika, Uzak Doğu ve Balkanlar ve dünyanın diğer birçok yerinde gerçekleştirdikleri ihtilâlleri milletimize anlatamadılar. Turgut Özal’a kahraman ve Tayyip Erdoğan’a hain nazarıyla bakan bir muhalefetin, siyasette “nal toplamaktan” öteye geçemediğini yıllardır görüyoruz. Zira demokrasiye ihanet etmiş Karl Popper, August von Hayek ve Milton Friedman gibi demokrat görünen modern Bolşeviklerin teori ve dersleriyle demokrasiye çalışan çoğu muhalefet unsurlarının bu güne kadar yaptıkları, nihayet AKP iktidarını güçlendirmekten öteye geçmemiştir.

Evet, geçmemiştir. Çünkü bu iktidarın 28 Şubat fırtınasını müteakiben neocon-neoliberal ittifakınca hazırlandığına, Türkiye’nin o toplantılarına dâvet edilmiş yüzlerce Türk aydını şahittirler. Bir kısmı, vicdanlarını rahatlatmak üzere medyaya itiraflarda da bulundular. Abant Platformu, Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ ve Bilgi üniversitelerindeki gibi, bir kısım siyasî düşüncelerin eseri olan günümüz AKP’sinin, bu gün oralarda protesto edilmesiyle heyecanlanan muhalefetimizin hali hakikaten içler acısı. Bu halet-i ruhiye şu anlama da gelebiliyor. Artık AKP iktidarından ümidini kesen neoliberallere, vazifeyi devralmaya hazır olduklarını ihsas ettiriyor, muhalefetimiz. Muhalefetin “Gezi Direnişine” verdiği desteğinin iktidara ne kadar puan kazandırdığını, kamuoyu şirketlerine sorabilirsiniz. Türkiye’ye iktidar olmanın yolunu neoliberal ve neocon ittifakının desteğinden geçtiğine inanan bir muhalefete Türkiye’nin hiç ihtiyacı olur mu? Düne kadar iktidarı “Atlantik ve Londra eksenli“ diye tenkit edenlerin aynı noktalardan medet umması, milletten saklanması gereken bir utanç olmalı. Bu yönüyle muhalefetimiz de iktidar kadar milletin cehaletine sevinmeli. Bu millet kendisinin değil, globalist ve Troçkist çevrelerin düşüncelerinin Türkiye’de iktidar ve muhalefette daha geçerli olduğunu anlayabilse, her iki cenahı da saf dışı bırakmaz mı?

Muhalefetin en büyük eksiğinin, ülkemizde kırk seneden beridir demokrasi pratiklerinin yasaklanmış olmasından doğan uzun boşluk olmalı. Dünya demokrasilerinden habersiz bu antidemokratik ülkenin çocukları, demokrasiyi maalesef öğrenemediler. Demokrasi ile beraber siyaseti de itibarsızlaştıran neoliberaller, milletin aralarından çıkaracağı temsilcilerine olan inançlarını da sarstılar. Tarafgirliği, ötekileştirmeyi, iç savaşı ve ahlâksızlığı tetikleyecek “yalın sandıktan” başka, millete demokrasinin unsurlarını unutturdular: Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokrasinin özü olan ahlâkı, milletin yasamadaki vazifesi, meclis ve icranın denetimi gibi demokrasinin en önemli esaslarını milletten kaçıran neoliberallerin kapitale dayanarak demokrasiye yaptığı müdahaleleri de başköşeye yazabilirsiniz. İşte muhalefetimiz dünyadaki büyük dönüşümü göremediğinden dolayı, boş gözlerle “klâsik politika tarihi” teorileriyle meşgul oluyor.

AKP’yi oluşturup iktidara getiren unsurları, fikirleri ve dış münasebetleri herhangi bir “sosyal laboratuvarda” tahlil edemeyenlerin bu mücadelede başarılı olmalarını siz de beklemezsiniz. Reis ile yola çıkanların yüzde seksenini, ötekileştirme ve itibarsızlaştırma ile AKP iktidarının karşısına dikenlerin; İngiltere üzerinden AKP’yi Çin’e bağlayanı neoliberaller olduklarını bilmeyenler, istibdadın labirentleri arasında oynaya dursunlar. Tribünlere karşı aleyhlerinde konuştuklarıyla devamlı bir şekilde arkadan ittifak kurarak yol alan şu iktidarı düne kadar tenakuzlarıyla suçlayan muhalefetin, milletin temel meselelerini, ihtiyaçlarını ve millî menfaatlerini meydanlarda seslendireceği yerde; millet nezdinde iktidara kuvvet verecek argümanlara sarılması, demokrasi beklentisi içinde olanların canını çok incitiyor. Hâlbuki, “One Minute”ten bu yana, AKP’nin millete farklı ve perde gerisindeki aktörlere farklı davrandığı büyük bir hakikatti. Zahiren aleyhinde konuştuğu halde, arkadan işbirliğine gitmediği kaç siyasetçi veya büyük şirket gösterebilirsiniz ki… (Büyük bilişim firmaları, Netflix ve Mc Kensey gibi)… Çok yakında Macron, Von den Leyen ve Joe Biden ile kol kola görecek olsanız, elbette şaşırmayacaksınız.

Muhalefet, iktidarın “hamasi ve milli sloganlarına” takılarak, onun bu milletin, halkın ve değerlerin aleyhindeki çalışmalarının çetelesini bir türlü ortaya getiremedi. Yani bir taraftan globalcilerin ve diğer taraftan Enternasyonal solun kontrolündeki bu hükümetin mahiyetini deşifre edip halka anlatamayan muhalefete bu milletin rey vermemesi gayet normaldir.

Girişte arz ettiğimiz gibi, iktidar kelimesi Türkiye’mizde demokrasiyi çağrıştırmıyor. Belki de muhalefetimiz “Millet İttifakı” dediği çerçeve içinde bütün imkânları seferber ederek halkımıza, yeniden demokrasiyi doğru bir şekilde anlatması gerekiyor. İleri demokrasilerin “teorik anlatımlarını,” bir seferberlikle halka ulaştırılması halinde, bu çekirdeği bağırlarına ekecek insanlarımız her türlü iktidarı demokrasi çizgisine getirecektir. Bu milli hareket karşısında ne Tayyip Bey durabilir ve ne de adi menfaatlerinden dolayı AKP’yi iktidarda tutmaya çalışan belli sermaye sahipleri. Doğru demokrasiyi bu milletin “millî değerleriyle” telif ederek halkımıza sunacak her türlü siyasî partinin, elleri dolu olarak milletten döneceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Okunma Sayısı: 2420
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sertaç Lüser

    12.1.2021 13:34:40

    Bediüzzaman hz.'leri şark'ta meşrutiyeti anlatırken sorulan sorular hem muhalefet hemde anlama içeriği taşıyordu.Fakat gelinen noktada canım ülkemde ,batı insanı bile bu soruların çok azını sorabilecek kapasite ile hazırcılık içinde ömrünü geçiriyor.Yazıktır ki,sorulan sorularda kulak aşinalığından öteye geçemediğinden verilen cevaplar kulak ve akıl doyurmuyor. Duamız odur ki; Perde olanların yırtılması,perdeyi kapatanların açtık zannıyla hareket etmeyip , kapattığını fark etmesi

  • Reha Nur

    10.1.2021 22:18:26

    Muhalefet yapmanın polemik veya söz duellosundan öte geçemediği , iktidardakilerin ise, muhalefetin alternatif fikir gücünü önemsemediği bir siyaset âleminde çağı yakalamamız mümkün değil..Her bişey eğitimden geçerse siyasetçilerin de bu ilmi ülke yararına öğrenmesi elzemdir.

  • Haşim Özkan

    10.1.2021 18:25:35

    Türkiye siyasetinin güzel bir fotoğrafını çekmişsiniz.

  • Ertuğrul

    9.1.2021 20:48:30

    Hükümetin yanlışlarına, öilleti ikna edecek alternatifler sunmalı, muhalefet.

  • Demokrat Avrupa

    9.1.2021 20:31:44

    Süfyani sistemin içinde neoliberallerin ve neoconların desteğiyle hareket ederek devletin bütün imkanlarını kullanarak muhalefeti hain ilan eden iktidar bir tarafta, diğer tarafta muhalefetin doğru demokrasiyi savunmasını engelleyen aynı neoliberal ve neoconlar. Zaten 18 yıldır oynanan oyun aynı, muhalefet hiçbir zaman iktidara alternatif olarak görülmemesi gerekiyor. Muhalefet ne kadar doğru da yapsa, ya duyuramıyor, ya da duyulması engelleniyor. Muhalefet yanlış yaptığında ise büyütülerek bütün yönüyle milletin duyulması sağlanıyor. Yeter ki süfyanizmin ve deccaliyetin iktidar ile ilgili sihri bozulmasın...

  • Hasan Can

    9.1.2021 20:30:10

    Demokrasi öğrenilmeden yaşanmıyor. Hem iktidar ve hem de muhalefet demokrasiyi öğrenecekler.

  • Mustafa coban

    9.1.2021 14:12:19

    Bizim ulke bir tyatro.herkes rolunu oynuyor.mukadess olan devlet.kim gelirse gelsin.kirmizi kitapçigi goren Gerideki seçmen kitlesini unutuyor.devlet başka hukumet başka.hükumeti elştirmek devlet düşmanı olmak demek bizim ulkemizde.din kurumlari bile eleştiriliyor.hükümet eleştirilemiyor.kel başa şimşir tarak.nasil inaniyorsaniz oylece idare edilirsiniz. e

  • Ahmet Rıza

    9.1.2021 13:22:49

    Hem icrada, hem yasamada ve hem de kontrolde demokrasilerin olmasa olmaz şartı olan muhalefete güzel ikazlar vermişsiniz. Çok yerinde bir yazı olmuş.

  • Zeliha Özpamukcu

    9.1.2021 10:10:39

    Aslında gerçek demokrasilerde muhalefet muhalefetiyle iktidara yön verse otokontrol olsa birlikte ülkeyi yönetmiş oluyorlar. Muhalefete durumu izah etmeniz çok iyi olmuş.

  • Mehmet

    9.1.2021 08:42:00

    Şahin kardeşimiz yazıyı dikkatlice okumadan alıntıyı yapmış. Demokrasin in ilkeleriyle mücadele eden ve din ile milli değerleri alabildiğince menfaati karşısında satan bu iktidarın benzerlerine said nursinin neler yazdığını kitaplardan okuyabilir. Yazının içindeki olaylara cevap niteliği taşımıyor, alıntı. Tenkit için değil, bir düzeltmede bulundum. Kusura kalmayınız.

  • Şahin

    8.1.2021 20:35:37

    Muhali taleb etmek, kendine fenalık etmektir.... Zerratı günahkârlardan mürekkeb bir hükûmet, tamamıyla masum olamaz. Demek nokta-i nazar, hükûmetin hasenatı seyyiatına tereccuhudur. Yoksa seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir. Ben öyle adamlara, anarşist nazarıyla bakıyorum. Zira onlardan birisi -Allah etmesin- bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükûmetin hangi suretini görse, hülya ile yine razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan meyl-üt tahrib ile o sureti bozmağa çalışacak. Meslekleri ihtilal ve fesaddır. Münâzarât - 17

  • Aykan

    8.1.2021 18:47:26

    Muhalefete güzel bir ders olmuş. ARO.

  • İ. Seyda

    8.1.2021 16:05:43

    İktidar demek, “kudretli olma, gücü yeter olma” anlamlarına gelir. Dar anlamda ise “Ülke yönetimini elinde bulundurma, Ülke yönetimini elinde bulunduranlar, hükûmet” anlaşılıyor. İktidar, ittihada ve uhuvvete vesile olmalı. İttihat ise marifet ve bilgi ile olur. Bilgi de ön yargı ve tarafgir olmadan öğrenilir ve analiz edilir. İktidara düşen, adaleti meşvereti ve kanun hakimiyetini tesis etmektir. Zira ancak böyle gerçekten “iktidar” olur. Yoksa belki “iktidar” olabilir! Ama “muktedir” olmak başka şeydir.

  • Selim

    8.1.2021 14:59:15

    Yakılıp yıkılan demokratik zemin her şeyden önce tamir edilmeli.

  • Hayati

    8.1.2021 14:53:34

    Güzel tesbitler. Muhalefet demokrasiyi hazmetmeden ülkeye nasıl gelebilir ki. Belki de herkese demokrasi isteyerek güzel günlere ulaşabileceğiz.

  • Hüseyin

    8.1.2021 13:45:05

    Demokrasi, iyi eğitilmiş, yetiştirilmiş demokratik standartlarda eğitim görmüş kişilerin bulunduğu ülkelerde gelişir, neşvü nema bulur. Dünyanın en iyi üniversiteleri en kaliteli eğitimi ve en nitelikli insanların demokrasi ile yönetilen ülkelerde olması  tesadüf değil tercihtir  sonuçtur. Demokrasi farklılıklara tahammül eden kitlelerce şekillenir toleransla hayat bulur. Eğitimsiz toplumlarda demokrasi önünde sonunda oligarşiye evrilir, monarşi kalıplarına dökülür. Müslümanların,İslamî cemaat ve tarikatlerin kitlelerin ahlâkî ilmi iktisadi ve insani  talep ve ihtiyaçlarını görmeden ileriyi düşünmeden demokrasiyi ve demokrasi ile yönetilen ülkeleri sürekli olarak kötülemeleri aşağılamaları İslâm dünyasının bugünlerini hazırlayan en büyük etmenlerden biridir.

  • Muhammed Said

    8.1.2021 13:00:57

    Yazınızı ve sizi tebrik ederim Şükrü ağabey. Ancak şu da bir gerçek. Nurcular daha fazla çalışmadan ve bu hususta kapı kapı, kalp kalp akıl akıl dimağ dimağ dolaşmadan, ve daha öncesinde millet irşad, tenvir edilmeden, maraz-ı kalp takviye-i din ile doldurulmadan (nurculuk yapılmadan) yazıda belirttiğiniz faaliyetler kısa vadeli olur. Uzun vadede her vakit herkese dost düşöan tefrik edilmeden Nur vermek lazım. O vakit baştaki başlar baş belası ise ademe gider veyahut kendini toparlar.

  • Ali

    8.1.2021 11:15:07

    Şu güzel yazıları aah birde anlayabilsem..

  • Abdurrahman

    8.1.2021 10:17:11

    Maalesef ülkede ciddi manada bir muhalefet boşluğu var. Muhalefet sadece basın açıklaması ve sosyal medya açıklamaları ile sınırlı kaldı. Tabi bunun gerisinde neler var tam olarak net değil. Basınında hemen hemen tamamı havuzda olunca milletimiz doğru bilgi alamıyor.

  • Osman

    8.1.2021 09:28:51

    Bilgi dolu yazı tebrik ederim Bunları anlayabilsek Dünya ya örnek olur Sulhu umumi tesis olur Yanlış lardan doğru çıkarmı

  • irfan göçmen

    8.1.2021 09:26:44

    Chp nin kanaatimce bu konuda baya bir mücadele verdiğini aynı şekilde geçmişiylede mücadele ettiğini görüyoruz.sayın kılıçtar oğlunun 12 eylül anayasasının deyişmesi için mücadele ettiğini görüyoruz.aynı zamanda ingilteredeki bir aus tefeciler den kastı da dış desteği ifşa etmiş oluyor sanırım.

  • Ahmet Danışmaz

    8.1.2021 04:21:32

    Bunun için öncelikle muhalefetin gerçek demokrasiyi öğrenmeleri gerekiyor. İkinci olarak AKP'nin elinde ve dilindeki her türlü argümanın geri alınması şart. Hali hazırda muhalefet iktidara çalışıyor. Bunu İstanbul belediyesinin organize ettiği bir programda gördük. İnşallah ders alırlar. Selamlar

  • Sezai MUMCU

    8.1.2021 00:45:37

    Demokrasinin her tonunda, anti demokratik DARBELERDE ve Hükümet/Iktidar değişimlerinde ABD den İCAZET EMIR ve GÖRÜŞLERİNİ DİNLEMEK bu ülkeye BOYUNDURUK olmaktan düşmedi. En dindar kisveli ŞARLATANLARIN her yanı DOLAR YIĞINLARIYLA dolu olması HISN.I HASEN olarak ABD yi seçmeleri tesadüf değildir. İkdidarı ve MUHALEFETİ ABD ve FITNE FESAD KOMİTALARINA BİAT ETMİŞ KATRAN GİBİ HER YANLARINA BULASAN YAPIŞKANLIKLA ABD ile gayrı meşru İliskilerinde 4 x 20 milyon ŞAHİTLERLE YAKALANIYORLAR. Yeni Muhafazakar (Neocon) veya Yeni Ahrarlar (Neolibaraller) denmiş ne farkeder? ABD hepsinin kafasına ÇUVAL geçirmiş, terzil, tahkir, tezyif ediyor onlar çok şükür aziz PUTUMUZ der gibi ACİZ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı